SİZE bugün iki kişiden bahsedeceğim, iki ünlü kişiden.
Bunlardan birincisi, 1972'de Münih'te yapılan olimpiyatlarda, yüzme dalında 7 altın madalya alarak kendini olimpiyat tarihine yazdıran Mark Spitz, diğeri de partneri Jane Torvill ile birlikte 1984'teki olimpiyat oyunlarında, Ravel'in Bolero'suyla, kulaklarımız kadar gözlerimize de ziyafet çekerek buz pateni dalında o güne kadar kazanılmamış bir puanla altın madalyayı elde eden Christopher Dean.
Bu iki ünlüyü köşeme konuk eden şey, ortak bir sağlık sorunları. Her ikisinin de kanlarındaki kolesterol düzeyi yüksek.
SPORCU OLMAK YETMİYOR Kolesterolle mücadelede, sağlıklı beslenme ve spor önerildiğini herkes bilir. Böyle iki sporcunun yüksek kolesterollü olması, bu açıdan kafa karıştırıcı oluyor. Christopher Dean de ‘‘Bir sporcu olarak yüksek kolesterollü olduğumu öğrenmek çok şaşırtıcı oldu’’ diyor. Ancak babasının 59 yaşındayken kalp krizinden ölmesi, damar sertliği açısından aile hikáyesinin bulunduğunu gösteriyor.
Mark Spitz,‘‘Tüm yaşantım boyunca bir sporcu olarak davrandım, düzenli egzersiz, sağlıklı ve aktif bir yaşam biçimi ve dengeli bir diyet uyguladım’’ diyor. Buna rağmen 7 yıl kadar önce yapılan kontrolde, kandaki kolesterol düzeyi 340 mg. civarında bulunmuş. Bilindiği gibi sağlıklı olabilmek için kandaki kolesterol düzeyinin 190-200'ün altında olması öneriliyor.
Mark Spitz'de yapılan araştırmalarda, yüksek kolesterol sorununun aileden kalıtımla geldiği belirlenmiş. Üstelik iki küçük çocuğundan birinin de kolesterole yatkın olduğu ortaya konulmuş.
ŞİMDİ KONTROL ALTINDA Her iki ünlünün de kolesterol düzeyleri şimdi kontrol altında. Christopher Dean, son yıllarda azalttığı egzersizleri artırarak ve beslenmesine dikkat ederek kandaki kolesterol düzeyini normal sınırlara çekmiş. Mark Spitz'in durumu farklı, sürekli spor ve diyete rağmen bu düzeyler bulunduğu için, onun ilaç kullanması gerekiyor. O da düzenli olarak, kolesterol düşürücü Atorvastatin grubu ilaç kullanarak, kandaki düzeyleri normal sınırlarda tutabiliyor.
KAMPANYA BAŞLATILDI Uluslararası Olimpiyat Komitesi desteğiyle Pfizer firması, kalp-damar hastalıklarının en önemli risklerinden biri olan kolesterol yüksekliğine karşı toplumsal bilinci geliştirmek amacıyla bir kampanya düzenledi. Mark Spitz ve Christopher Dean, tüm toplumu sağlıklı ve sporcu performansında tutabilmek amaçlı bu kampanyada önder olarak görev yapıyorlar. Her ikisi de, ‘‘Biz kontrol yaptırıncaya kadar kendimizi çok sağlıklı sanıyorduk, hiçbir belirti vermiyordu. Demek ki kendini çok sağlıklı sananların bile, zaman zaman kan tahlili yaptırarak gerçek durumlarını öğrenmelerinde yarar var’’ diyor.
Yarınki yazımda damar sertliği ve bunun oluşmasında kolesterolün rolü konusundaki bilgileri bir kez daha hatırlatacağım.