Paylaş
Evliliğimle ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyorum. Hayatımda ilk kez ‘boşanma’ kelimesini ağzıma almaya başladım.
Birbirimizi artık sevmiyoruz, hatta birbirimize tahammül edemiyoruz ama yine de ne yapacağımı bilemiyorum.
Bir tarafım ‘çık git kurtul’ diyor, diğer tarafım ‘çocukların için biraz daha dayan, belki bazı şeyler düzelir’ diyor.
Dayan diyen sesimi dinlediğimde içimde daha yüksek bir ses, ‘daha ne kadar dayanacaksın bu mutsuzluğa, bu huzursuzluğa, bu sevgisizliğe’ diyor.
‘O zaman hemen git’ diyen sesimi dinlediğimde de tek başıma olmaktan korkuyorum, geriliyorum, aklıma bin türlü felaket senaryoları geliyor, düzenimi bozmak istemiyorum.
Eşim biraz değişse, belki boşanmazdım ama bu şekilde bekleye bekleye de yıllarım geçti, ne yapacağımı bilemiyorum ve bu beni her geçen gün daha da çok strese sokuyor...
Bu düşünceler ve duygular içinde bocalayan birçok kişiyle karşılaşmış olabilirsiniz. Bu kişiler için en zor şey ‘karar vermek’ gibi gözükmektedir.
“BENİ SEVİYOR SANIYORDUM”
Evliliğinin iyi gitmediğini düşündüğü halde ne yapacağına karar veremeyen kişiler olduğu gibi, evliliğinin iyi gittiğini düşünürken birden eşinin ‘boşanmak istiyorum’ sözleriyle karşı karşıya gelen kişiler de olabilir:
“Evliliğimizde ufak tefek problemler vardı ama kimin evliliğinde yok ki? Ben onu hâlâ çok seviyorum, o da beni seviyor sanıyordum. Neden şimdi?
Ne oldu da bu kararı verdi? Daha iki hafta önce tatil planları yapıyorduk, bugün bana ‘boşanmak istiyorum’ dedi.
Hâlâ inanamıyorum. İnanmak istemiyorum.
Düşüncesinin değişeceğini umuyorum, biraz bekleyelim diyorum ama o beklemek bile istemiyor.
Bütün yaşadıklarımız sahte miydi? Bana hep rol mü yaptı?
Her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor ama bir türlü anlam veremiyorum.
Kabullenmekte güçlük çekiyorum ve her gün ağlıyorum.
Ben boşanmak istemiyorum.”
Boşanmanın en zor tarafı
Evlilik içinde her ne kadar ciddi problemler olsa da, boşanma tek çözüm gibi gözükse de, çoğu çiftler için boşanma rahatça, huzur içinde atlatılabilen bir süreç değil. Boşanma sırasında yaşanan problemler, çiftler aynı sayfada olmadığında daha da zorlaşıyor.
Örneğin biri isteyip diğeri istemediğinde, biri uzun süredir boşanma konusunu düşünüp hazırlandığında diğerinin aklına bile gelmediğinde ya da biri hayatını buna göre planlayabildiğinde diğeri buna fırsat bulamadığında ya da tek başına yaşaması halinde daha büyük zorluklarla karşı karşıya gelme ihtimali olduğunda...
Boşanma ile kişinin hayatında bilinmezlerle dolu yeni bir sayfa açılıyor ve aklına doğal olarak yüzlerce soru gelebiliyor: Nerede yaşayacağım, nasıl geçineceğim, çocuklar ne olacak, toplum baskısıyla karşı karşıya geldiğimde ne yapacağım, aileme ne diyeceğim, onlarla nasıl baş edeceğim, kendimi nasıl koruyacağım, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım, bundan sonra ne olacak, bir daha birini sevebilecek miyim, ömür boyu yalnız mı olacağım ve bunun gibi yüzlerce soru...
Bu sorulara verilen cevaplar genellikle olumsuz oluyor. Geleceğine dair bu şekilde olumsuz düşünceler içinde kaybolduğunda kişinin iyi hissetmesi, umutlu olması mümkün değil. Tam tersine korku, çaresizlik, acizlik, endişe, hüzün, umutsuzluk, hayal kırıklığı gibi duygular yaşıyor. Boşanmanın en zor tarafı da bu olumsuz duygular ile baş etmeye çalışmak. Yoksa hayat -işin doğrusu- devam edebiliyor.
O süreçte ne yapmalı?
Boşanma sırasında birçok olumsuz duyguyu bir arada yaşamak elbette normal ama derecesi önemli. Eğer olumsuz duygular hayatınızı, yapmak istediklerinizi, geleceğinizi aşırı derecede etkiliyorsa, hem psikolojinizi hem de sağlığınızı bozuyorsa, bu süreci ele alışınızda bazı problemler olabilir. Bu konuda daha farklı davranmanız gerekebilir. Çünkü yaşanan her türlü olumsuzlukla baş etme gücümüz var.
1- Hem duygusal hem de diğer ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek arkadaşlarınızla ve aile üyeleri ile sık sık bir araya gelin, konuşun, ihtiyaçlarınızı açık açık dile getirin, onların her türlü desteğine açık olun.
2- Geleceğe dair yazmakta olduğunuz korku dolu ‘felaket senaryoları’nızın farkına varın ve bu senaryolara alternatif daha gerçekçi düşünceler üretin, hayatınızı bu yönde planlayın.
3- Günlük rutininize, alışkanlıklarınıza mümkün olduğu kadar sadık kalın.
4- Büyük kararlar için kendinize zaman verin: İş değiştirmek, ev satmak, başka şehre taşınmak gibi. Acele verdiğiniz kararlarınıza kızgınlık, sabırsızlık veya öç alma gibi duygular neden olmuş olabilir. Sabredin.
5- Olumsuz duygularla baş edebilmek için alkol, aşırı yeme, çok sigara içme, gereksiz ilaç alma, çok uyuma gibi size daha fazla zarar verecek yöntemlere başvurmayın.
6- Geçici bir hastalık geçiriyormuşsunuz gibi düşünerek, gıdanıza, uykunuza, özet olarak kendinize daha fazla özen gösterin. Psikolojik ve biyolojik ihtiyaçlarınızı ihmal etmeyin.
7- Mümkünse bol bol egzersiz yapın, uzun yürüyüşlere çıkın, meditasyon, yoga gibi stresinizi azaltacak aktiviteler seçin.
8- Duygularınızı içinizde saklamayın. Hayal kırıklığı, yenilme duygusu, kızgınlık, utanç, pişmanlık gibi çeşitli duygular içinde bocalıyor olabilirsiniz. Güvendiğiniz kişilerle konuşursanız, aklınızdan geçen düşünceleri farkına varmanız ve bunları yönetmeniz, doğruyu, yanlışı birbirinden ayırt edebilmeniz kolaylaşır.
Paylaş