Paylaş
Geçen iki yıl sağlığın insanın yaşamında ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrendik. Tıp camiasının da iyi bir yıl geçirmesini diliyorum, sağlığımız onların sağlığına bağlı.
Saat 24.00’ü geçer geçmez yaşanan önlenemez coşkuyu olağan karşılarım.
“Niçin?” diye sorarsanız, çünkü o sırada ajandalarıma gelecek yıl yapacaklarımı yazıyorumdur.
Takvimdeki zaman aralıkları insanoğluna bir girişim gücü aşılar.
Elbet geçen bir yılı da gözden geçirin ama yarını da planlayın. Yapamadıklarınızı yapmaya odaklanın, geçmişte geleceği eritenlere hep şunu derim: Direnen, yarının yeni bir zaman olduğunu düşünenler, kendileri için de çevreleri için de mutlulukla ışıldarlar.
Ama edebiyat alanından birkaç örneği anmazsam, yeni yıl yazım eksik kalır.
Tarık Buğra’nın, ustalığının simgelerinden biri olan ‘Yarın Diye Bir Şey Yoktur’u unutamam.
Aşkınızı, düşüncenizi söyleyin, yaşamın cesareti eşlik etsin size her dem.
Behçet Necatigil’in ‘Sevgilerde’sinden bir dörtlük belleğinizde kalsın:
“Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.”
Her gecenin sabahı vardır, bu düşünce bende yer etmiştir.
Necati Cumalı’yı da okumalı:
“Günaydın tavuklar, horozlar
Artık memnunum yaşamaktan
Sabah erkenden kalktığım zaman
Siz varsınız.”
Orhan Veli de sizi umuda çağırıyor.
“Çayın rengi ne kadar güzel
Sabah sabah,
Açık havada!”
*
Yeni gelen kitapları gözden geçirdim, elbet diskoteğimi inceledim, kırtasiyeye de uzak durmadım.
Bu yıl da belki çoğu zamanımızı evde geçireceğiz. Bu koşullarda mutluluğun kişisel anayasasını kaleme almalıyız.
Esas uğraşımız dışında yan uğraşlar yaratmaya ihtiyaç duymadım, olanı abarttım.
Yeni yıl programlarını art arda izlerken, dinlerken elbet anılarım canlandı. Her kuşağın dinledikleri, okudukları farklıdır. Yeni yılın ilk gününde böyle bir zihin egzersizi de yapabilirsiniz. Ben yaptım.
Bazı dizeleri okuyorum ama hüzünlenmek için değil, güç vermeleri için.
Aziz Mahmut Hüdayi nasıl unutulur:
“Günler gelip geçmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar”
Bağdatlı Ruhi’nin Terkib-i Bend’ini sıkça okurum, insanı kendine getirir, beraberinde özeleştiriyi de. Umut da direnç de şairden gelir:
“Nûş âhiri nîş olmasa sûr âhiri mâtem”
Her zaman unutulmaması gereken bir şairane uyarı:
“Dünyada ne zengin ne de dilenciyiz. İtibarda olup büyüklük satanlarla yüksekten konuşur, fakir, mütevazı kimselerle mütevazı oluruz.”
Yeni yılları kutluyoruz ama şairin dediğini de bir köşeye yazalım:
“Geçen gün ömürdendir.”
Takvimimi aldım her yıl olduğu gibi.
Dostluklarımı tazeledim, kırgınlıklarımın üstünü kırmızı kalemle çizdim, aramızdan ayrılanları, dostları bir kez daha yazdıklarıyla, söyledikleriyle andım. ‘Muhabbet bağı’nda çiçek derledim.
Gerçeğin çeşitlenmesine bir kez daha saygı ve sevgi duydum.
İyimserliğin altın kural olduğunu unutmadım.
*
Sağlıklı, kitapla, sanatla bezeli bir yıl diliyorum.
Paylaş