Paylaş
Önyargı arınması ifade olarak yazması kolaydır da gerçekte yapılabilmesi çok zordur. Tarih ve olayları bilmek, vicdan ile muhasebeleştirmek ve gelecek hakkında öngörü sahibi olmak şarttır. Bunlardan herhangi birinin eksikliği formülü bozar, kişinin yaklaşımını eksik ve dengesiz hale getirir.
Recep Tayyip Erdoğan’dan, SSK Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’ndan batak devralınmış sosyal güvenlik sistemini Norveç düzeyinde maaş dağıtır hale getirmesini beklemek ne denli gerçekçidir?
Memlekette 38 yaşında insanı emekli eden siyasi sorumluluk, bu yaşta emekli olmayı içine sindiren ahlaki zaaf çokça bulundukça kim, neyi, nasıl düzeltebilecektir? Emeklilikte yaşa takılanlar diye ifadelendirilen durumun Hazine’ye yükü ortada iken, emekliler maaşlarının azalmasından şikâyette ne denli haklı iseler, erkenden oluşan haksız yüklere de karşı çıkmamakla çıkan sonuca baştan razı olmaktadırlar.
SGK’nın 2023 yılında yaklaşık 60 milyar, 2024’te yaklaşık 114 milyar TL açık verdiği, vereceğini söylersek, düşük maaşlarla dahi durumun vahameti belki anlaşılacaktır.
Niye bu açıklamayı yazdım?
Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin bekası ve geleceği için önemini ve yaptıklarını yazıyorum. İç siyaset ve ekonomiden bağımsız bir değerlendirme sürdürüyorum. Bu yazdıklarımın içeriğinde anlatılanları, aynı şekilde yapabilecek 2. bir siyasi kimlik var mı etrafta? Onu söyleyiniz... Yok!
Vakti zamanında Türkiye’nin kendince ‘ oyun kurduğu ‘ ve ittifaklar meydana getirdiği anlatılır ve bununla gurur duyulurdu. 1934’de Atina’da Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında Balkan Antantı imzalanmıştı. Türkiye, İran ve Irak arasında 1935’te Sadabat Paktı’nın neden Cenevre’de imzalandığı hiç tartışılmazdı. Fransa, İngiltere, Yunanistan vs gibi ülkelerle birçok ‘saldırmazlık’, ‘dostluk’ gibi anlaşmalar kaleme alınmıştı.
İkili veya çoklu ilişkilerde Türkiye geçmişe kıyaslanamayacak derecede büyük diplomatik beceriler sergilemektedir. Sadece 2017’de BM Genel Kurul’unda İsrail’e karşı alınan oylama başarısı (Kudüs’te diplomatik misyon kurulmaması ) bir göstergedir. Veya BM Güvenlik Konseyi’ne Türkiye geçici üye olmayı seçilerek başarabilmiştir.
İsmail Cem Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkan Yardımcısı olduğunda ortalığı şamataya boğanlar, Mevlüt Çavuşoğlu Başkan seçildiğinde neredeyse tebrik dahi etmemişlerdir. Volkan Bozkır’ın BM Genel Kurul Başkanı seçildiğini Türkiye neredeyse duymamıştır bile.
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin küresel duruşunu ‘tahkim’ etmesiyle, Venezuela’dan Somali’ye, Libya’dan Kosova’ya özellikli, derinlikli, kalıcı ilerlemeler katetmesiyle değerlendirilecektir.
Türkiye, dayatılan ve talep edilen anlaşmalardan kurtulmuş, kendi ittifaklarını ve anlaşmalarını yapabilir hale gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti kurumlarına sızmış azgın FETÖ parçacıklarının Rus askeri uçağını düşürtmesi ve Ankara’da Büyükelçilerini öldürtmesi sonrasında Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin ile düzelterek geliştirdiği, yakın hale getirdiği ilişkinin benzerini Türk siyasetinde bugün kurabilecek başka kim olabilir?
Elon Musk’ın geçtiğimiz gün sosyal medya paylaşımında dalga geçtiği ‘insanlı’ savaş uçağından insansız savaş uçağına başarıyla geçen ender ülkelerden biri olabilen Türkiye, bu dönemde sağlanan istihbarat, diplomasi, savunma sanayi ve teknoloji birlikteliğini Recep Tayyip Erdoğan’a borçludur.
Yurtdışındaki askeri üs sayımız, bazı topraklardaki askeri mevcudiyetimiz, ordu eğiten kadrolarımız, iş birlikleri ve gelecek tasarımlarıyla kalıcılaşmaktadır.
Geleceği kurtaran kişi liderdir, günü kurtaran siyasetçi.
Paylaş