Doğan Hakyemez

Yolunuz açık olsun

3 Eylül 2008
İŞİMİZ çok zor. 2009 Avrupa Şampiyonası elemeleri için Hidayet Türkoğlu’nun etrafına kurduğumuz takımımız SOS vermeye başladı. Ömer Aşık, Semih Erden, Ömer Onan ve Oğuz Savaş’ın ciddi sakatlıkları hazırlık dönemimizi sekteye uğrattığı gibi. Yaptığımız hazırlık maçlarında bize rakip olamayacak takımlara yenilmemiz morallerimizi bozdu.

Takımımızın en kuvvetli olan mevki, pota dibinde ki Oğuz Savaş, Ömer Aşık,Semih Erden, Kerem Gönlüm’den Semih, Oğuz,ve Ömer’in sakatlıkları bu bölgede ki avantajımızı ortadan kaldırdı. Buna birde savunmada patlayıcı gücümüz olan Ömer Onan’ın sakatlığı eklenince Fransa ve Ukrayna önünde şansımızın azaldığını düşünüyorum.

Sayı çok önemli

Geçen dönemlerde sayı gücümüz olan Serkan Erdoğan ve İbrahim Kutluay’ın bu kadroda olmayışını Cenk Akyol’la kapatmak istiyoruz. Ancak Cenk Akyol’un üç senedir takımında dakika alamaması bu hazırlık döneminde Amerika maçı hariç performansını düşürmüş görünüyor. Eğer Cenk 2006 Dünya Şampiyonası’ndaki gücüne erişirse takımımız biraz rahatlar. Eğer o formunu ve gücünü yakalayamazsa teknik ekibin işi zor. Yine hazırlık maçlarında görüldü ki Hidayet ve Kerem Gönlüm dışında bu elemelere hazır oyuncumuz yok.

2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Ömer Aşık’ın hiç oynayamayacağını Semih Erden ve Oğuz Savaş’ın da sakat sakat ne kadar faydalı olacağını bilemiyoruz. Sadece birincilerin otomatikman katılacağı 2009 Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olsak ta en iyi ikincilerden birinin yukarıya çıkacağın için, Fransa, Ukrayna ve Belçika karşısında alacağımız galibiyet sayısı çok önemli.

Netice itibari ile evimizde Fransa, Ukrayna, Belçika’yı mutlak surette yenmeliyiz ve dışarıda da ekstra bir galibiyete ihtiyacımız var. Hidayet ve arkadaşlarına Avrupa Şampiyonası yolunda başarılar dilerim.
Yazının Devamını Oku

Devlere kupa morali

31 Ağustos 2008
Avrupa Basketbol Şampiyonası eleme karşılaşmaları öncesi son hazırlık sınavında galibiyete uzanıp, üçte üç yapan ay yıldızlı ekibimiz Oğuz ve Hidayet’in etkili oyunuyla sonuca gitti. Ukrayna maçı için umut verdi. 12 DEV Adam, Avrupa Şampiyonası ön eleme maçları öncesindeki son hazırlık sınavında Bosna Hersek’i çekişmeli geçen maç sonrası 76-70 yendi. Efes Pilsen World Cup 7’de üçte üç yaparak şampiyon olup, moral depoladı. İngiltere ve Portekiz’den sonra Bosna Hersek’i de deviren ay yıldızlı ekibimiz, grubunda oynayacağı zorlu karşılaşmalar öncesi umut verdi.

Efes Cup moral oldu

İlk günden itibaren oynadığımız maçlarda taktiksel açıdan hücumumuzu ve savunmamızı oturtmaya çalıştık. Dün Bosna Hersek önünde 30 dakika istediğimiz seviyede bir basketbol oynadık. Turnuva başından beri takımımızı sürükleyen Hidayet’in son periyotta oynamamasına karşın takımımızı sırtlaması, Ersan’ın ribauntları ve sayıları, Oğuz’un burnundaki sakatlığına rağmen pota dibindeki etkili oyunu ve Ender’in bu maçta doruğa ulaşan formu şampiyonluğu millilerimize getirdi. Turnuva başından beri takımımıza çok faydalı işler yapan Sinan’ı da unutmamak gerekir.

Kerem Gönlüm ve Kerem Tunçeri de her zaman hazır oyuncular olarak gözüktüler. Engin Atsür’ü de oyun kurucu bölgesinde hazırlayan Tanjevic, onu da forma sokmaya çalışıyor. Sonuçta çarşamba günü 2009 Avrupa Şampiyonası’nın ilk maçını Ukrayna ile oynayacağız. Çok önemli sakatlarımız var. Semih, Ömer Aşık ve Ömer Onan gibi. Konya’daki turnuvaya gelene kadar da oynadığımız maçlarda hiç de iyi görüntü veremedik. Bu turnuvada da Cenk Akyol sakatlandı. Ancak bu maçlar bize moral oldu diyebiliriz.

Abdi İpekçi’ye koşalım

Bundan da önemlisi sakatlıklara karşın Hidayet’in etrafında kenetlenen oyuncularımızın her biri kendi oyunlarını aşacaklarını ve bu elemelerden de yüzümüzün akıyla çıkacağımızı gösterdi. Ben buna inanıyorum. Herkesi de çarşamba akşamı Abdi İpekçi Spor Salonu’na davet ediyorum.

SALON: Selçuklu Belediyesi Spor Salonu

HAKEMLER: Fernando Rocha (***), Bijedic Haris (***), Aytuğ Ekti (***)

TÜRKİYE: Sinan (***) 10, Engin (**) 8, Ersan (**) 9, Kerem Tunçeri (*) 2, Oğuz (****) 16, Kerem Gönlüm (**) 6, Ender (**) 6, Hidayet (****) 15, Ersin (*) 2, Fatih (*), Barış (*) 2

BOSNA HERSEK: Gordic (***) 17, Opacak (**) 8, Milosevic (*) 5, Bremer (**) 7, Jazvin (*) 4, Kikanovic (*) 2, Teletovic (**) 8, Bavcic (*), Djedovic (*) 5, Bajramovic (***) 14

1. PERİYOT: 16-15, İLK YARI: 38-34 (Türkiye lehine), 3. PERİYOT: 61-45

En başarılı Hidayet

KONYA’da düzenlenen Efes Pilsen World Cup 7 turnuvasında sayı Kralı Hidayet Türkoğlu, Asist Kralı İngiltere’den Flinder Boyd, Ribaunt Kralı Türkiye’den Ersan İlyasova seçildi. Basın mensuplarının belirlediği turnuvanın en başarılı ismi ise Hidayet Türkoğlu oldu.

Son gülen İngiltere

EFES Pilsen World Cup’ta günün diğer maçında İngiltere, Portekiz’i 80-79 yendi. Zevkli geçen karşılaşmada İngiltere ilk çeyreği 19-21 önde tamamladı. Devre ise Portekiz’in 38-37’lik üstünlüğüyle tamamlandı. Üçüncü çeyrekte de 56-48 Portekiz üstünlüğü olsa da İngiltere maçı 80-79 kazandı.
Yazının Devamını Oku

Devler ter attı

30 Ağustos 2008
2009 Avrupa Şampiyonası elemelerine hazırlanan takımımız, kendini sıkmadı. Hidayet'in önderliğinde maçı kopardı, Ersan ve Ender galibibiyete katkı yaptı. Turnuvadaki bugünkü rakibimiz B.Hersek.

A Milli Erkek Basketbol Takımımız, Efes World Cup7'de moral bulmaya devam ediyor. Konya'daki turnuvanın ikinci gününde Portekiz'le karşılaşan ay yıldızlılar, salondan 75-68 galip ayrılarak 2'de 2 yaptı.

2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinin hazırlık kampının başından itibaren sakatlıklarla boğuşan A Milli Takımımız, oyun sistemini oturtmak için büyük bir çaba harcıyor. Dün Portekiz karşısına Engin, Sinan, Hidayet, Fatih ve Barış beşiyle çıkan takımımız önceki günkü İngiltere maçında olduğu gibi oyun sistemini bir türlü sahaya yansıtamadı. Zayıf Portekiz karşısında Hidayet'in çabalarıyla ilk çeyreği ancak 24-20 önde geçebildi. Portekiz ise, haddini, gücünü bilerek oynadı. Oyunu hiçbir şekilde riske etmedi. Sert savunma ve bizi sinirlendirecek şekilde top çevirdi. Buna karşın millilerimiz, Ersan (19 sayı, 9 ribaund), Hidayet (17 sayı, 5 asist, 2 ribaund, 2 top çalma) ve Ender (12 sayı)ile oyununu rakibine kabul ettirdi.

B.Hersek maçı 17.00'de
İkinci çeyreği 43-36, üçüncü periyodu 62-57 önde geçti. Son periyotta iki takımın sadece savunma çabaları vardı. Hücumda sayı üretemediler. Ancak A Milli Takımımız, Portekiz'i 75-68 yenerek hazırlıklarının önemli bir aşamasını da galibiyetle geride bıraktı.
Bu maçın geneline baktığımızda İngiltere karşısında olduğu gibi Hidayet'in ön plana çıktığını görüyoruz. Onun attığı sayılar ve yaptığı asistler takımımızı galibiyete taşıdı diyebilirim. Öte yandan Ersan'ın attığı isabetli şutlar ve aldığı ribauntlar, Ender'in akıllı oyunu ve Kerem'in takımı olumlu yönlendirmesi, takımımızın pozitif yönleriydi. Tanjevic, hazırlık dönemindeki arayışlarına devam ediyor. Bakalım bugün Bosna-Hersek önünde nasıl bir oyun tarzı içinde takımı sahaya sürecek.

Yazının Devamını Oku

Devlere moral

29 Ağustos 2008
2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası elemelerine hazırlanan A Milli Takımımız, Efes Pilsen World Cup 7'deki ilk sınavında İngiltere'yi devirerek, organizasyona galibiyetle başladı: 82-58.

Konya'nın ilk kez ev sahipliği yaptığı turnuvada Hidayet ve Kerem Tunçeri'nin tecrübesini konuşturmasıyla galibiyete uzanan ay yıldızlılar, bugün ikinci sınavında saat 19.00'da Portekiz ile karşılaşacak. Savunma sertleşince

Oyuna Engin, Cenk, Fatih, Hidayet ve Barış beşiyle başlayan A Milli Takımımız, fizik gücü yüksek ancak basketbol kalitesi zayıf rakibi karşısında ilk çeyrekte zorlandı. Bir türlü oyun kuramayan ve pota altında İngiltere'ye ezilen millilerimiz ilk bölümü 18-17 geride kapadı.
dİkinci periyotta savunmayı sertleştiren, Hidayet'in tecrübesiyle oyuna ağırlığını koyan takımımız, Kerem Tunçeri ve Ender'in de oyunu organize etmesiyle soyuna odasına 35-27 üstün gitti. Üçüncü periyotta Hidayet'in klasını konuşturması, Ender ve Kerem Tunçeri'nin de ona eşlik etmesiyle farka koşan ay yıldızlılarımız, bu çeyreği de 65-42 önde kapadı. Final bölümünde adeta formaliteye dönen karşılaşmadan 82-58 galip ayrıldı.

Bugünkü rakip Portekiz

Yazının Devamını Oku

Mühim olan istikrar

29 Temmuz 2008
FRANSA, Ukrayna, Belçika ile aynı gurupta bulunduğumuz 2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinde işimiz hiç de kolay değil. Gurup birincilerinin direkt gidecekleri şampiyonada, en iyi ikinci olan takımlar arasına girmemizin, alacağımız galibiyet sayısına bağlı oluşu işimizin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Hidayet Türkoğlu’nun etrafında kurulan takımımız, Kerem Tunçeri ve Ömer Onan dışında genç, heyecanlı arkadaşlardan kurulu. Mehmet Okur ve Kaya Peker’in olmamasına rağmen kadro yapımıza baktığımızda en kuvvetli olduğumuz yer pota dibi. (Kerem Gönlüm, Ömer Aşık, Semih Erden ve Oğuz Savaş) Ancak Ömer Aşık’ın şanssız sakatlığı ve uzun bir dönem oynamayacak olması moralimizi bozdu. Aşık’ın yerine kadroya davet edilen Fatih Solak’ın ise bu mevkide ne kadar faydalı olacağı konusunda endişeliyim. Bu endişemin nedeni Fatih’in iki sezondur aldığı dakikalar. (2007-08 sezonunda 8 dakika, 2006-07 sezonunda 21 dakika )

Ego savaşları ve hüsran

2006 Dünya Şampiyonası’na giderken Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur yoktu. İbrahim Kutluay’ın etrafında organize edilen Milli Takımımız Dünya Altıncısı gibi kimsenin beklemediği bir başarıya imza atarken, iki kez arka arkaya Litvanya’yı yenmemiz ülkemizi basketbol dünyasında saygın bir konuma getirmişti.

Herkes gibi ben de bu kadroya Hidayet ve Mehmet’in alınmasının 2007 Avrupa Şampiyonası’nda büyük bir patlama getirmesini bekliyordum. Ancak yıldız oyuncularımız arasındaki eskiye dönük ego savaşları hüsrana neden olmuştu.

Heyecan verici kadro

Federasyonumuz, 2010 Dünya Şampiyonası’nın yaklaştığı bu dönemde radikal kararlar aldı. Hidayet Türkoğlu’nun etrafında uzun dönemdir kadroda olmayan Kerem Tunçeri’yi de içine alan heyecan verici bir kadro seçti. Hido’nun istekli olduğu, A Milli Takım için olumlu demeçler verdiği ortamda 2006 Dünya Şampiyonası’ndaki havayı yakalayabiliriz. Sakatlıklar olmazsa bu ortam mutlak başarı getirir.

2009 Avrupa Şampiyonası’na girer, sakatlığı geçmiş, kafasını rahatlatmış bir Mehmet Okur’u da bu takımın içine motive edebilirsek, hem Avrupa Şampiyonası’nda hem de 2010 Dünya Şampiyonası’nda fırtına gibi esebiliriz.

Burada dikkat edilmesi gereken tek şey bugünden itibaren 2010 Dünya Şampiyonası’nın sonuna kadar (alacağımız dereceler ne olursa olsun) kadronun ana iskeletini bozmamak, Hidayet ve arkadaşlarını bu süreçte beraberce oynatarak istikrarı sağlamak.
Yazının Devamını Oku

Milli Takım Tanjevic ve Okur

29 Haziran 2008
2009 Avrupa Şampiyonası eleme maçlarına hazırlanacak milli takım aday kadrosu açıklandı. Mehmet Okur sakat olduğu için kadroya alınmazken İbrahim Kutluay, Kaya Peker, Ermal Kurtoğlu, Serkan Erdoğan ve Tutku Açık’ın 2010 kapısı açık bırakılarak bu elemeler için düşünülmedikleri Tanjeviç tarafından kamuoyuna açıklandı. Basın toplantısında tek eleştiri Gökhan Türe’den geldi. "Kerem Tunçeri’yi 2010 yılında yaşlı oyuncu statüsüne gireceği için bugüne kadar kadroya almamıştınız. Şimdi almanızın nedeni nedir?" diye sorulan soruya Tanjeviç, benim anladığım kadarıyla "2010’da Türkiye’yi en iyi temsil edebilecek formda olan her oyuncuya kapım açık" diye cevap verdi. Çok doğru. "2010’a kadar tüm genç oyuncuları denerim, onların tecrübelerini artırırım. Bazı tecrübeli oyuncuları bu süre zarfında kadroya almam. 2010 yılında tecrübeli ya da genç fark etmez. Kim milli takımı en iyi şekilde temsil edebilecekse onlara bu formayı giydiririm" mantığına aynen katılıyorum.

Rotasyon farkı

Tanjeviç’
in başarılı olabilmesi ise geldiği günden beri uygulamaya çalıştığı rotasyon sisteminin tüm oyuncular tarafından içlerine sindirilmesine bağlı. Şu ana kadar 2007 Avrupa Şampiyonası elemeleri ve 2006 Dünya Şampiyonası hariç bu sistemin başarılı olduğu söylenemez. Bu sezon Fenerbahçe’nin şampiyon olmasının en büyük nedeni ilk beş oyuncuların dışında kenardan gelen Mrsiç, Mirsad gibi yıldız oyuncuların rotasyonu içlerine sindiremeseler de kabul edip gösterdikleri performanstır.

Milli takımda da rotasyon kavramının 2010 Dünya Şampiyonası’na kadar oyuncuların zihinlerine kazınması gerekiyor. "İyi oynadığım zaman bu sistem iyidir. Kötü oynadığım zaman bu sistem bana göre değil" düşüncesi milli takımıza istikrarsız bir görüntü çizdirir. Aman DİKKAT!

Servet’i örnek al Memo

Hidayet Türkoğlu
’nun "Milli takım benim her şeyimdir" deyip, iki senedir ay yıldız için gösterdiği çabaların yanında Mehmet Okur’un her seferinde "sakatım" diyerek milli takımdan affını istemesini içime sindiremiyorum. Kış aylarında NBA’de fırtına gibi esen Mehmet Okur’un Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Servet’in spor hayatı pahasına kendini feda etmesini, Emre Aşık’ın sakatlanma pahasına kafasını tekmeye sokmasını ve diğer tüm futbolcuların ülkeleri için kendilerini parçalamalarını dikkatle izlediğini umarım.
Yazının Devamını Oku

Zengin kadro avantajı

2 Haziran 2008
SERİNİN 4’üncü maçında iki taraf da kazanmak için varlarını-yoklarını ortaya koydular. Maçın başından sonuna kadar oyunda müthiş bir mücadele vardı. Solomon 3 faul alana kadar Fenerbahçe Ülker maçı kazanacak bir görüntü sergiledi. Ancak bu oyuncunun 3 faulle kenara alınması sarı lacivertlilerin oyun düzenini olumsuz etkiledi.

Türk Telekom’da ise El Amin, Tutku ve Dudley, hem savunmada hem hücumda iyi oynayarak karşılaşmayı başa baş hale getirdiler. Telekom, Fenerbahçe Ülker’i yenmenin yolunun savunmadan geçtiğini biliyordu ve bunu oyunun 3/4’lük bölümünde gerçekleştirebildi. Fakat Ömer Onan’ın 3. periyottaki hücum liderliği, attığı üçlükler, kenardan gelen Mirsad, Kinsey ve Ömer Aşık’ın (toplam 46 sayılık katkı) inanılmaz oyuna asılmaları Fenerbahçe Ülker’e maçı kazandıran faktörlerdi. Diğer taraftan Telekom’da bench’ten oyuna dahil olan oyuncular 28 sayı üretebildi.

Direndi ama...

Maçın uzatma bölümünde ise, Fenerbahçe Ülker arayı açtı. Telekom farkı kapatmak için müthiş bir direnç gösterdi. El Amin ve Bekir’in inanılmaz üçlüklerine karşın Kinsey ve Ömer’in sayılarına taktik faullerde Mirsad ve Kaan Demir’in (Mrsic) isabetli atışları eklenince Fenerbahçe Ülker, play-off final serisinde avantaj elde etti ve durumu 3-1 yaptı. Sarı lacivertliler, 4 Haziran Çarşamba günü İstanbul’da oynanacak 5’inci randevuyu kazandığı taktirde şampiyon olacaklar.

Öte yandan her iki tarafı da son dakikaya kadar yaptıkları mücadeleden dolayı kutlamak gerekir. Ama bir kez daha gözüktü ki, Fenerbahzçe Ülker’in kadro zenginliği şampiyonluğu getiriyor..
Yazının Devamını Oku

Efsane geri dönsün

29 Mayıs 2008
SON otuz yıla damgasını vuran Efes Pilsen sendeliyor. En azından finallerde görmeye alıştığımız Efes’in yerinde yeller esiyor. Transfer ettiği oyuncular bir sene oynayıp takımdan ayrılıyorlar.

Böyle olunca takım olma olgusu yaratılamıyor, Avrupa’da ve ligde başarılı olmak isteyen lacivert beyazlı ekip çıkmaza doğru sürükleniyor.

Son iki sene içinde Fenerbahçe karşısında 10 kez yenilmesi ve bu maçlardaki seyirci sayısı tam bir facia.

Otuz senede içeride ve dışarıda elde ettiği başarılarla Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi seyirci potansiyeli her zaman belli bir seviyenin üstünde takımlara karşın basketbol sevgisi ile yoğrulmuş taraftar kitlesi elde etmiş Efes Pilsen’in bu yıl oynadığı maçlarda bunu da yitirdiğini gördük.

Bu takımın Birinci Lig’e çıktığı tarihten itibaren yedi sene oynamış kaptanlığını ve menajerliğini yapan, bu forma altında şampiyonlular yaşamış biri olarak beni çok üzüyor.

Efes Pilsen’e ihtiyaç var

Biliyorum ki o yıllarda benimle birlikte oynayan Aytek, Ömürden, Mehmet gibi Milli Takımlara da damgasını vuran arkadaşlarımla, Pano Natof, Faruk Akagün, Aydın Örs aynı duygular içinde.

Efes Pilsen’in oynadığı basketbol ve elde ettiği başarılarla ekol olmuş, Avrupa’da fırtına gibi eserek ’Avrupa Fatihi’ unvanını elde etmiş bir kulüp olarak artık silkinmesinin zamanı geldi.

Firmaların Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımlara hatırı sayılır maddi destek verdikleri bir ortamda tekrar toparlanıp ortaya çıkmamın da kolay olmadığını söylemekte de fayda görüyorum.

Hele hele Beşiktaş’tan sonra kendi salonunu yapacak Fenerbahçe’nin önünde eski şaşaalı günlere dönmek kolay olmaz.

Türk basketbolünün Efes Pilsen’e ihtiyacı var.

Yıllarca alt yapı çalışmaları ile Milli Takımlarımıza hizmet vermesini, Avrupa’da elde ettiği başarılarla basketbolcularımızı cesaretlendirip gerek kulüp, gerekse Milli Takımlarımızın Avrupa başarıları elde etmesinde önder rolü oynamasını hiçbir basketbolsever unutamaz.

Bir de Tuncay Özilhan’ın alacağı radikal kararlar çok önemli. 30 yıllık bir tecrübeye sahip Tuncay Beyin Efes Pilsen’e bugüne kadar gönül vermiş basketbolseverleri sevindirmenin yanı sıra Efes Efsanesi’ni geri döndürmesinin zamanıdır.
Yazının Devamını Oku