Paylaş
Tabii İzmir Büyükşehir belediye Başkanı Tunç Soyer’in durumunun netleşmesi gerekiyor.
Ama dün de yazdım.
CHP Genel Merkezi’ndeki eğilim mevcut belediye başkanlarının devam etmesi yönünde...
Ankara’da konuştuğum bazı isimler birkaç istisna dışında belediye başkanlarıyla yola devam edileceğini söylüyorlar.
Hatta bu eğilimin ilçe belediyeler için de geçerli olduğunu; sınırlı bir değişimin olabileceğini söylüyorlar.
O yüzden İzmir’de bir adım önde olan isim Tunç Soyer gözüküyor.
Soyer de; İYİ Parti adayı Ümit Özlale’yle ilgili sorulara ihtiyatlı cevaplar verdi.
Adaylık durumu netleştikten sonra herhalde siyasi ton da, mesajlar da değişecektir.
Bu arada MHP’nin yerel seçimlere ittifaksız, kendi adaylarıyla gireceği düşünülüyordu.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan New York dönüşü gazetecilere şöyle bir açıklama yaptı;
“Cumhur İttifakı’nın bu noktada bir sıkıntısı yok. Şu anda 81 vilayette başta İstanbul, Ankara olmak üzere bunu Devlet Bey’le oturacağız, konuşacağız. Nerede kimi gösteririz, istişarelerimizi yapıp ona göre büyük şehirler olsun diğerleri olsun buralardan isimleri inşallah hayırlısıyla belirleyeceğiz. Şu anda hemen 1 ay içerisinde bunlar belirlenir diye bir şey yok. Fakat biz buralardaki büyük şehirlerde kimler koçbaşı olabilir? Bu vilayetlerin dışında diğer illerde kimler olabilir? Bunları tespit edip garantiye gidecek şekilde bu illerde dayanışma halinde kavga, gürültü olmadan adaylarımızı beraber belirleyeceğiz.”
İstanbul, Ankara ve İzmir’de ortak adaylarla gidileceği ağırlık kazanıyor.
Adayların da aralık sonu gibi netleşmesi bekleniyor.
İzmir özeline gelince...
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in siyasete sıcak bakmadığı biliniyor.
Özgener bugün değil; uzun yıllardır bu konu sorulduğunda dile getiriyor.
Bu seçimlerde de tavrının değişmeyeceği, siyaset üstü kalacağı ifade ediliyor.
Bugünlerde iki isim öne çıkıyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve Gençlik ve Spor eski Bakanı Mehmet Kasapoğlu...
İki isim de görev verilmesi halinde bu yarışta yer alacak.
Bütün bunların netleşmesi için iki ay daha bekleyeceğiz.
Turizmciler ağustosta güldü
2024 için ise beklemedeler
YAZIN sıcak günlerinde her yer doluydu. Herkes gibi ben de sevindim. Pandemide gerçekten zor günler yaşayan turizmcilerin yaralarını biraz olsun sardığını düşündüm.
Ama konuştuğum turizmciler sezonun beklentilerin altında geçtiğini söylüyorlar.
Örneğin Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir diyor ki; “Deprem, seçim ve ekonomideki belirsizlikler sezonu etkiledi. Turizmde gurbetçilerin etkisi pozitif oldu. Ağustos ayında moralimiz yerine geldi. Eylül ise istediğimiz gibi gitmedi, pek çok otelimiz ve plajlar okullar açılınca kapandı, doluluklar da yüzde 60’lara düştü. 2024 sezonunu şimdiden tahmin etmek çok zor...”
Bodrum, Marmaris’te de benzer bir durum var.
Bunda günlük kiraya verilen evlerin de büyük etkisi var.
Türkiye’de günlük kiralamalar yasal değil, üstelik güvenlik sorunları da getiriyor.
Denetimlerin mutlaka artırılması gerekir.
Bir Parisli kaç yıl çalışıp
ev alır bizde ise ne olur
EURONEWS’te okudum.
İsviçre bankası UBS tarafından yapılan bir araştırmaya göre, dünya çapında 25 şehirde yaşanan fiyat düzeltmelerinin ardından emlak balonu riski küresel olarak azalmış.
Küresel Emlak Balonu Endeksi göre Zürih ve Tokyo riski şehirler kategorisinde kalmış.
Frankfurt, Münih ve Amsterdam, bir önceki yıla göre değişmeyen Cenevre, Londra, Stockholm ve Paris’in ardından düşük riskli “aşırı değerlenmiş” kategorisine düşen Avrupa şehirleri olmuş.
Madrid’te emlak fiyat dengesizlikleri azalsa da; artık Milano ve Varşova gibi şehirlerle birlikte “oldukça değerli” olarak gösteriliyor.
Talebin artması ve arzın sınırlı olması nedeniyle emlak fiyatlarının hızlı ve sürdürülemez bir hızla artması durumunda emlak veya konut balonu oluşuyor. Aslında Türkiye’de de yaşadığımız durum da biraz öyle...
Türkiye’de keskin bir düşüş beklenmiyor ama fiyatların uzunca bir süre yatay gidebileceği söyleniyor.
UBS’in yorumu da benzer...
“Mevcut konut arzı, artan finansman maliyetlerinin ortasında salgın öncesi seviyelere yükselirken, fiyatlarda daha fazla artış görmeyi beklemiyoruz...”
Paris ve Londra Avrupa emlak piyasasının en önemli adresleridir.
İki şehirde fiyat düzeltmeleri biraz olsun yaşandı.
Bankanın raporunda fiyatların Paris ve Londra’daki ücretlerden kopuk kaldığını belirtiliyor, 60 metrekarelik bir ev satın almanın hâlâ hizmet sektöründeki vasıflı bir çalışanın 10 yıllık maaşına denk geldiğini söyleniyor.
Türkiye’deki maaşları, ev fiyatlarını, alınan o evin kaç yılda geriye döndüğünü hesaplayın.
O yüzden Türkiye’de fiyatlar normale gelinceye kadar uzun bir sürenin geçeceği anlaşılıyor.
İttifak dönemi bitti mi
BAZI siyasetçiler “İttifak dönemi bitti” diye açıklamalar yapıyor. Bence öyle değil. Üstelik ben ittifakların siyasi gündemi yumuşattığını da düşünüyorum. Aksini savunanlar var. İttifakların toplumu kamplaştırdığını düşünenler de var. Ben katılmıyorum. Siyaset uzlaşma olmadan yapılamaz. O yüzden partiler ittifaklardan çekinmemeliler. Böyle bir ruh haline de girmemeliler. Siyasetin uzun bir maraton olduğunu da hatırlatmama gerek yok herhalde...
Paylaş