“1 takım insanlar” İyiliğin takım oyunu

BAZEN bir fotoğraf karesi, bazen bir film sahnesi, bazen de eski bir söz insanın içine işler. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” deriz ya hani, işte tam da bu sözü yaşatan insanlar var hala. Hem de bir takım olarak, iyiliği bir oyun planı gibi kurup sahaya süren bir ekip. Adları: “1 takım insanlar...”

Haberin Devamı

 

 

Onlar sıradan bir grup değil. Hepsinin mesleği, uzmanlık alanı, bir hayat hikayesi var. Ama içlerindeki iyiliğe olan inanç onları bir araya getirip bir takım yapmış.

İçlerinde inovasyon uzmanı, yazar, kreatif tasarımcı, sosyal medya uzmanı, fotoğraf sanatçısı, marka tescil ve patent uzmanı var. Ama daha önemlisi, içlerinde yelkenci, dağcı, karavancı, sporcu, sanatçı, gastronomi meraklısı, arkeoloji tutkunu da var. Onları birleştiren şey sadece meslekleri değil; hayata dokunma, fark yaratma, iyiliği yayma arzuları.

Ve en güzel kısmı ne biliyor musunuz? Bu takımın her projesinin sonunda iyilik kazanıyor.

“1 takım insanlar” İyiliğin takım oyunu

İbrahim Deveci anlatıyor:

Haberin Devamı

“Biz aslında bir orkestra gibiyiz. Her projede bilgimiz, tecrübemiz, eğitimimiz ışığında birimiz orkestra şefi oluruz. Projeye kendi yorumumuzu katarken enstrümanların tınısı ile projeyi biçimlendirir, yoğurur, final ederiz.”

Onlar için her proje bir beste. Bir nota eksik olursa müzik tamamlanmaz. Her biri farklı bir enstrüman çalıyor ama aynı şarkıyı söylüyorlar.

Emine Çetin ise mutfak metaforunu kullanıyor.

“Biz aslında bir executive şefin mutfağı gibiyiz. Menü oluşturmaktan operasyonun yönetimine, malzeme tedarikinden yaratıcı yemek tasarımına kadar her aşamada projeye ruh katıyoruz.”

Her detay önemli, her dokunuş bir tat bırakıyor. İyiliğin de tarifi var onlara göre ve en önemli malzemesi... Paylaşmak.

Doğan Yalçın ise iyiliği bir futbol takımına benzetiyor.

“Biz aslında bir futbol takımı gibiyiz. Yetenek ve adanmışlık ile projeye hayat veririz. Oyunun gerektirdiği fiziksel güç ve direnci yakalayıp, takım arkadaşlarıyla uyum içinde hareket ederiz.”

Çünkü iyilik de bir takım oyunudur. Tek başına ne kadar iyi olursan ol, takımınla oynamıyorsan maçı kazanamazsın.

 

 

Haberin Devamı

İyilik eylem halinde sevgidir

 

İYİLİK üzerine konuşmaya başladığınızda bir noktada hep felsefeye dokunursunuz. Çünkü iyilik, sadece bir eylem değil, bir varoluş biçimidir.

Seçkin Tayşi diyor ki:

“İyilik oldukça öznel bir kavram. Tanımlamak hiç de kolay değil. Sözlük ‘karşılık beklenmeden yapılan yardım’ diyor ama aslında iyilik empati, dayanışma, nezâket ve daha pek çok kavramı kapsıyor.”

Burcu Tuna ise iyiliği daha kısa ama çarpıcı bir şekilde anlatıyor:

“İyilik eylem halinde sevgidir!”

İyilik sadece düşünceyle değil, harekete geçerek anlam kazanıyor. Yapılmayan iyilik, söylenmeyen bir kelime gibi eksik kalıyor.

Ve bazen, hiç beklemediğiniz bir anda geri dönüyor. İbrahim Deveci çok eski bir kahve ve yeniçeri hikâyesini hatırlatıyor.

Haberin Devamı

Doğan Yalçın; “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu” hatırlatıyor.

Bugün dünya, bencilliği kutsayan bir dönemden geçiyor. Bize hep “önce sen” dendi. “Kendi mutluluğun için yaşa” denildi. Ama 1 TAKIM İNSANLAR’ın yaptığı şey tam tersi. Onlar, “Sen var olduğun için ben varım” diyor.

Emine Çetin de Eylül Şahin de iyiliğin bulaşıcı olduğunu hatırlatıyor.

Bir kez iyilik gördüğünüzde, onu başkasına aktarma ihtimaliniz çok daha yüksek oluyor.

 

 

Bazen bir küçük iyilik

bir çığ gibi büyür

 

BURCU Tuna bir noktada Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain filmini hatırlatıyor. Hani şu, küçük iyiliklerle insanların hayatını değiştiren, içimizi ısıtan film.

“Amelia yalnız bir hayat sürerken bir gün evindeki gevşemiş bir fayansın arkasında eski bir kutu bulur ve sahibini aramaya başlar. Kutunun sahibini bulup ona verdiğinde, adamın gözlerindeki mutluluğu gördüğünde, başkaları için de güzel şeyler yapmaya karar verir.”

Haberin Devamı

Burcu Tuna, bu hikâyeyi anlatırken kendi yaşadığı bir olayı da ekliyor:

“Türkiye’de büyük bir deprem sonrası, bir yağlıboya tablosunun arkasında bir not bulmuştum. Sahibine ulaştırmaya çalıştık. Sonrasında bu hikâye, ressam olan genç kıza birçok insanın tuval ve boya göndermesiyle büyüdü.”

Bazen bir küçük iyilik, bir çığ gibi büyüyor. Bir yağlıboya tablosu, bir kahve fincanı, eski bir kutu... Fark etmez.

Önemli olan harekete geçmek.

“1 takım insanlar” İyiliğin takım oyunu

 

 

Bugüne kadar neler yaptılar

 

BU ekip, sıradan bir sosyal sorumluluk grubu değil. Onlar bir takım ve her projelerinin sonunda iyilik kazanıyor.

Bu yüzden, onların söylediği gibi diyelim.

“İyilik iyidir.”

Neler yaptılar?
Melisa’nın Bastonu: Görme engelli Melisa’nın renkleri tanıma hikâyesinin anlatıldığı çocuk kitabı.

Haberin Devamı

Ahtapot Bebek Projesi: Prematüre bebekler için kuvözlerde konuşlandırılacak organik kumaştan üretilen ahtapotlar.

Dönüştür Doysun: Sokak hayvanları için mama kabı projesi.

Fikrimin Rehberisin Atam: 2 bin 400 kişi ile gerçekleştirilen, insanlardan oluşan Atatürk portresi.

Atatürk Işığında Yürüyoruz: İzmir Körfezinde su perdesi ile gerçekleştirilen Atatürk projesi.

Türkiye, New York ve diğer Avrupa ülkelerinde sunumlar, hikâye anlatıcılığı, Türk festivalleri koordinasyonları...

Yazarın Tüm Yazıları