Paylaş
On binlerce Kuzey Iraklı ve Türkmen soydaşlarımız da cabası.
“Bu kadar sığınmacının ülkemizde ne işi var?” türü bir yaklaşımın doğruluğunu yanlışlığını tartışmak için çok geç.
Asıl soru bundan sonra ne olacağına ilişkin olmalı.
Ülkemizde sayıları hızla artan Suriyelilerle ilgili özellikle Hatay, Şanlıurfa, Mersin gibi illerde sorun sosyal patlamaya dönüştü dönüşecek.
Başkent Ankara da Suriyeliler ’den ‘nasiplenen’ kentler arasında.
Sayıları her geçen gün artıyor. Emniyet’in verilerine göre Başkent’teki Suriyeli sayısı 35 bin.
Çoğu kadın ve çocuk...
Pek çok işlek kavşakta onları dilenirken ya da çöp karıştırırken görmek mümkün.
Tüm dünyanın seyirci kaldığı mültecilerin dramına sessiz kalmadık, kapılarımızı açtık, kabul.
Ama kara kışı sokakta geçiren yüz binlercesine de seyirci kaldık.
Şimdilerde Ankara’da sokakta yaşayan Suriyeli sayısında biraz olsun azalma var.
Görüştüğüm bir devlet görevlisinin iddiasına göre seçim öncesi tepki çekmemesi için büyükşehirlerde dilenen Suriyelileri yeni açılan kamplara yerleştirmeye başlamışlar.
7 Haziran’da seçim yapılacak. Ya sonra?
ÜÇÜ DE BAŞKENT’E YAKIŞMIYOR
Son dönemde kiminle konuşsam üç konuyla ilgili şikayet ediyor.
Birincisi işlek kavşakların neredeyse tamamını mesken etmiş dilenciler, zorla camı silmek isteyenler ve bir şeyler satmaya çalışanlar.
İkincisi tek tip otopark uygulamasının halen doğu düzgün uygulanmadığını söyleyenler.
Genel şikayetler şöyle:
* Pek çok noktada özellikle hafta sonları 5 TL olması gereken otoparklardan 7-10 TL arası para isteniyor.
* Ücret karşılığı fiş verilmiyor. Bazıları da resmi bir karşılığı olmayan kağıt parçası veriyor.
* Tek tip kıyafet de el terminali de hayal.
Üçüncüsü ise kentteki vale uygulaması. En işlek cadde ve sokaklarda 2 hatta 3 sıra park ediyorlar. Araçları hoyratça kullanıp trafiği tehlikeye sokuyorlar.
Otopark ve valelerle ilgili eleştirileri işlerini iyi yapanlar üstüne almasın. Ama bu üç sorun da Başkent’e yakışmıyor.
Hem Ankara Emniyeti hem de Büyükşehir Belediyesi bu sorunlara bir an önce eğilmeli...
Paylaş