Ne kadar yol yapılsa yetmiyor, yetmeyecek de...
Ankara böyle bir gerçekle ‘yeni döneme’ başladı.
1 milyona yakın öğrenci, binlerce öğretmen ve 9 günlük bayram tatilinden dönenlerle birlikte Ankara 3 aydır unuttuğu trafik çilesine dün ‘merhaba’ dedi.
* * *
Son yılların en kapsamlı yol çalışmaları da bu tabloya eklenince bugün haberimizin başlığında yer aldığı gibi “kriz yoktu, çile vardı” Başkent’te.
Celal Bayar Bulvarı, Turan Güneş ve Keçiören Köprüsü başta olmak üzere kentteki yol çalışmalarının 06.30-10.30 saatleri arasında durdurulması ‘kriz’i engellese de trafik çilesini engelleyemedi.
* * *
Operasyon söylentilerinin en önemli sebeplerinden biri ATO üyesi bazı isimlerin, FETÖ bağlantısı yüzünden Türkiye’den kaçmış olması.
Kaçanların yanısıra bazı isimlerle ilgili ağır iddialar da söz konusu.
ATO Başkanı Salih Bezci’nin birkaç defa yaptığı, “Tüm Türkiye FETÖ gerçeğini 17-25 Aralık sürecinde görmüş, öğrenmiştir. Bu tarihten sonra FETÖ’yle ilişkisi devam eden ya da sempati duyan kim varsa ATO dahil tüm sivil toplum örgütlerinden istifa edip gitsin” çağrısının temelinde de bu yatıyor.
* * *
2017 yılında seçime gidecek ATO’da tartışmalar ve suçlamaların önü arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz hafta toplanan ATO Meclisi’ne damga vuran, “FETÖ’cüler ATO yönetiminden ve Meclisi’nden istifa etmiyor/ettirilmiyorsa gerekirse hepimiz istifa edelim” çıkışı yapan ATO Yönetim Kurulu Üyesi olan GİMAT Başkanı Recai Kesimal’in çıkışıydı. Kesimal, çok sert açıklamalarda bulundu:
“FETÖ’nün finans kaynaklarının ortasında ATO yer alıyor. Devletin ATO konusunda neden geç kaldığını şaşırarak izliyorum. Bu adamlar bir şekilde kamufle oluyorlar. Buradan FETÖ soruşturmasını yürütenlere sesleniyorum. Hepimizin ifadesine başvurulması gerekiyor.
* * *
Ardından pek çok belediye başkanı, kendi ilçe sınırlarındaki alanlarla ilgili proje geliştirmeye başladı.
Kimi yol olsun diyor, kimi yeşil alan, kimi toplu konut alanı...
Daha askeri alanların nereye taşınacağı belli olmadan, kalan alanlarla ilgili yetkiyi kimin kullacağıyla ilgili bir yol haritası çizilmeden fikirler havada uçuşuyor.
* * *
Askeri alanlar, Ankara’nın göbeğinde binlerce metrekare yer kaplıyor. Çoğu yemyeşil. Yılların emeği var. Bakandan belediye başkanlarına ‘yeşil alan yapılacak’ dense de akıllarda ‘acaba’ sorusu var.
Ya buralar ranta açılırsa korkusu da...
* * *
Gökçek’in bahsettiği memurun EGO’da 17-25 Aralık’a kadar daire başkanlığı yapan Nuri Gündoğan olduğu ifade edilmişti.
Şu an tutuklu olan Gündoğan’ın 15 Temmuz’daki hain girişimin öncesinde tehdit mesajı yolladığı ismi araştırdım. Tehdit edilen ismin EGO Genel Müdürü Balamir Gündoğdu olduğunu öğrenince, Gündoğdu’ya durumu sordum. Olayı doğrulayan Gündoğdu şunları söyledi:
“Bu şahsı zaten açığa almıştık. Teftiş Kurulu Başkanı’ma, 15 Temmuz’dan önce, “Köpek gibi yalvaracaklar, boyunlarına ip geçirecekler” diyerek niyetini belirtmişti. Bu olanlardan daha önceden haberi olmasa böyle bir şey der mi?”
* * *
FETÖ/PDY operasyonlarının önemli bir ayağı da belediyeler. Türkiye genelinde kentsel ranttan ciddi pay alan FETÖ’nün, belediyelere binlerce kişi yerleştirdiği tahmin ediliyor.
OHAL kararları çerçevesinde ülke genelinde olduğu gibi Başkent’teki belediyelere (büyükşehir ve ilçe belediyelerine) isimler bildirilmeye başlandı.
Valilik kanalıyla belediyelere gelen yazılarda açığa alınması ya da işten çıkarılması gereken personellerin isimleri yer alıyor.
Yenikapı’da olduğu gibi AK Parti, CHP ve MHP’nin temsilcileri oradaydı.
Üç parti de il başkanı düzeyinde “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katıldı.
Bu tarihi günü izlerken, “Acaba 6 ay sonra da bu uzlaşı ortamı devam eder mı” diye sordum kendime...
Siyasette ya da diğer alanlarda elbette tartışma, eleştiri, rekabet olmalı. Ama bunları yaparken, kavga edersek bu geçen süreçten gerekli dersleri çıkaramamışız demektir.
Bu düşüncelerle mitinge katılan 3 partinin il başkanına, son günlerdeki uzlaşı ortamıyla ilgili düşüncelerini sordum.
* * *
Kentin nabzını en iyi tutan gazetecilerden Murat Yılmaz, iki tarafla da konuştu.Karşılıklı suçlamalar çok ağır. Tellioğlu, Bezci’ye, ‘paralelcisin’ demiyor ama paralel yapının ATO’ya hakim olduğunu söylüyor. Tellioğlu’nun en ağır iddiası Bezci’nin imar rantından kazandıklarından paralel örgüte bağış yaptığı yönünde. Yani FETÖ’ye bağış kadar imar rantı meselesi tartışmaya ayrı bir boyut katıyor.Bezci ise Tellioğlu’nu ‘fırsatçılıkla’ suçlayıp mevcut iklimden faydalanmaya çalıştığını söylüyor. İmar rantı konusuna şiddetle karşı çıkarken yeni bir tartışmaya yol açacak bir örnek veriyor: “Eğer ki imar rantını FETÖ dağıtıyorsa bu Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e de bir hakarettir”
* * *
Türkiye’nin dört bir yanında devam eden demokrasi nöbetinde her düşünceden insan kol kola bir duruş sergiliyor. Ankara’da nöbetin tutulduğu kentlerin başında geliyor. Önceki gün parti farkı gözetmeksizin Başkent’in belediye başkanları Kızılay Meydanı’ndaydı. Asla bir araya gelmez dediğimiz insanların rahatlıkla konuşabildiği bir süreçten geçerken, Bezci-Tellioğlu atışması tuhaf bir hal aldı, baksanıza konu Gökçek’e kadar uzadı. Ankara geçmişte birçok sonucu olmayan tartışmaya ve polemiğe sahne olmuştur ama bu defa süreç çok farklı. Tarafların sözleri öyle yok sayılacak türden değil ve taraflardan en az birine bu işin faturası kesilecek gibi gözüküyor.
MAĞDURLAR YARATILMAMALI
Hain girişimin ardından başlayan tutuklama, gözaltı ve açığa alma süreci devam ediyor. Mercek altına alınan kurumlar arasında yerel yönetimler de var. Gökçek, Büyükşehir Belediyesi’nde 402 kişiyi açığa aldıklarını, işlemlerin süreceğini söyledi.İlçe belediyelerinde de benzer bir süreç işliyor. Kurulan komisyonların yanı sıra çalışanlara verilen formlar vesilesiyle tespit yapılmaya çalışılıyor. Çalışanların referansları, eşlerinin ne iş yaptığı gibi sorular soruluyor.Kendini bu kadar gizleyen bir yapı, bu sorulara ne kadar doğru cevap verir...O da kocaman bir soru işareti.
* * *
Süreçle ilgili bazı sendikaların eleştirisi, muhalefet partilerinin endişesi var. Konuştuğum AK Parti’li bir belediye başkanının değerlendirmesi şöyle: “17-25 Aralık sürecinin ardından biz temizlik yapmıştık. Şimdi yine kalanları tespit etmeye çalışıyoruz. Bu hain yapı tüm kurumlardan temizlenmeli. Ama bu iş ‘muhalif temizleme’ işine çevrilmemeli. Mağdurlar yaratıp, bu çetenin mağdur görüntüsü çizmesine izin vermemeliyiz.”
Darbe girişiminin ulusal ve uluslararası yönü günlerdir tartışılıyor.
Biz yerel boyutuna bakalım.
‘Yerel’ deyip geçmeyin. Bu yapının finansal yönden güçlenmesinde yerel unsurların etkisinin azımsanmayacak ölçüde olduğu ifade ediliyor
* * *
Geçtiğimiz hafta içi AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nda AK Parti’li yerel yöneticiler bir araya geldi.
İl Başkanı Nedim Yamalı gazetemize yaptığı açıklamada “Belediye başkanlarımızla yaptığımız toplantıda FETÖ mensubu olup belediyelerde halen çalışanlarla ilgili inceleme yapılmasını istedik, bir cadı avı başlamadı” ifadesini kullandı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek önceki gün CNN Türk’te Hakan Çelik’in konuğu olduğu programda ‘belediyede halen çalışan paralelciler’ oluğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın olağanüstü hal açıklamasının ardından pek çok kişinin aklına haliyle, “Şimdi ne olacak, ne tür uygulamalar olacak, gündelik hayatı nasıl etkileyecek” türü sorular geldi.
Açıklamanın ardından internette en çok aranan kelime muhtemelen ‘OHAL’ olmuştur.
Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve diğer hükümet yetkileri açıklamalarında, OHAL’in ‘hukuka, özgürlüklere, gündelik hayata yönelik olmadığı’ vurgusu yaptı.
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “OHAL oldu diye valiler devreden çıkmayacak. Valilerimizin yetkileri iradeleri bu süreç içerisinde daha da artacak” sözlerinin ardından, kanlı darbe girişiminden en çok etkilenen kent olan Başkent’in OHAL’den nasıl etkileneceği sorusunu Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’a sordum.
Vali Kılıçlar, henüz alınan bir karar olmadığını, değerlendirmelerden sonra gerekli çalışmaları yapacaklarını belirterek söze başladı:
“Arkadaşlarla bir toplantı yaptık. Mevzuat açısından, Ankara’nın durumu açısından ne yapılması gerekiyorsa çalışıyoruz. ‘Şu uygulamalar yapılacak’ demek için çok erken. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, İçişleri Bakanımızın söyledikleri zaten bizim için talimattır. İnsan haklarıyla ilgili, kişilerin hürriyetleriyle ilgili insanları rahatsız edecek tedbir alınmayacağı onlar tarafından ifade edildi. Bu cümleler bizim için rehberdir. Alınacak tedbirler de bu şekilde olacak.