İMKB 100 Endeksi dün yine 28 bin 400 puan seviyesindeki direncin üzerinde kalmayı başaramadı. Teknik analizciler bugün kar satışlarının ağırlıkta olabileceğini söylüyor. Geleneksel “çarşamba günü kredili işlem satışlarının” da geleceği göz önünde bulundurulursa İMKB 100 Endeksi’nin bugü 27 bin 600 puan seviyesine doğru geri çekilmesi sözkonusu olabilir. Bu seviyenin altına inilmesi ise pek beklenmiyor.Fakat yine büyük olasılıkla düşen bir piyasa ile karşılaşacağız. Bu arada endeks için artık bir bant seyri oluştuğunu da söyleyebiliriz. 26 bin 400 puandan başlayan bir yükseliş hareketi gördük ve bunun üst sınırının da 28 bin 400 puan seviyesinde olduğunu görüyoruz. Eğer orta vadede olumlu ya da olumsuz büyük bir sürpriz, olmazsa bu aralığın dışına çıkılması beklenmiyor. Kısa vadede ise 27 bin 400-28 bin 400 aralığı bant seyrini oluşturuyor. Dün Türkiye’nin dışardan bakılınca nasıl göründüğü ile ilgili bir kaç haber aktarmıştık. Bugün yine Türkiye’nin dışardan nasıl göründüğü konusunu incelemeye devam edelim. 2001 yılında Türkiye’nin yaşadığı Şubat krizi sonrasında Kemal Derviş tarafından başlatılan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı Türkiye’nin iki çapasından birini oluşturuyordu. İkincisini ise Avrupa Birliği’ne katılım süreci...Son bir-iki haftadır Türkiye Avrupalı siyasetçiler tarafından sıkça eleştiriliyor. Gerekçe ise 17 Aralık kararı sonrası reform sürecinin aksaması. Bunu da “eski heyecanı göremiyoruz” sözleriyle aktarıyorlar. Yine son bir-iki haftadır IMF ile yapılması planlanan yeni stand-by ile ilgili şüpheler dile getiriliyor. Geçtiğimiz günlerde hükümet yetkililerinin yeni stand-by için ön şart niteliğindeki üç yasanın bu hafta içinde meclise gelebileceğini söylemelerine rağmen, anlaşmanın imzalanmasının Nisan ayını bulabileceği belirtiliyor. Ön şart olarak bankacılık ve sosyal güvenlik yasalarının meclise sevki, gelir idaresi yasasının ise meclisten geçmesi gerekiyor. Taslak niyet mektubunda bankacılık yasasının 15 Mart’a kadar, sosyal güvenlik yasasının ise Nisan sonuna kadar meclisten geçmesi öngörülüyor. Bu doğrultuda söz konusu yasa tasarılarının meclise bir an önce gönderilmesi büyük önem taşıyor. Ancak özellikle sosyal güvenlik yasasının son halini almasının gecikebileceği belirtiliyor.Bu iki noktayı dönüp dolaşıp tekrarlıyor gibi görünsek de durum böyle değil. Bu haberler Türkiye piyasalarından önce Türkiye’ye yatırım yapan yabancılar tarafından duyuluyor. Bunların pek iç açıcı haberler olmadığı gözönüne alınırsa da piyasaların bugünlerde neden durduğu ortaya çıkıyor. Yabancı neden mi önemli. Çünkü bizde yeterince para yok. Türkiye sermaye fakiri bir ülke de ondan!Bono piyasasında son iki yılda yabancı kaynaklı 10 milyar doların üzerinde para girişi yaşandı. Borsaya da 2004 yılında rekor yabancı sermaye girişi yaşandı ve bugün itibariyle borsanın halka açık kısmının yüzde 60’ından fazlası yabancı yatırımcının elinde bulunuyor. Yabancı bankalar YTL cinsi bono ihraçları yapıyor, Türkiye ciddi dış borçlanmalara gidiyor ve Türk Eurobond’ları uluslararası bono piyasasının gözde yatırım araçları durumunda. Sadece bu kadarla da kalmıyor yabancı ilgisi. Geçen yıl Türkiye’nin potansiyeline kıyasla çok küçük olsa da rekor doğrudan sermaye girişi yaşandı. Türk bankaları ardı ardına yabancı bankalarla ortaklık görüşmesi yapıyor. Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, başta telekom olmak üzere, yabancıların iştahını kabartıyor.Hem sıcak para girişi hem de doğrudan sermaye girişi açısından bakıldığında Türkiye’ye yabancı ilgisinin yüksek olduğunu ispatlamak için başka veriye ihtiyaç yok. Yukarda tanımladığımız alanlardaki sermayenin bir kısmının Türkiye kökenli olması da bir şeyi değiştirmişor bence. Çünkü örneğin eurobondlara yatırılan paranın yüzde 30-40 arasındaki kısmının Türk sermayesi olduğu biliniyor.. Ama bu para büyük olasılıkla Türklerin yurtdışında tuttukları para. Yani içerdeki atmosfere güvenmediği için dışarı kaçan para. Bugün eğer bu sermaye bile Türk menkul kıymatlarine yatırım yapıyor.Bunun nedeni ise yukarda tanımladığımız iki ana eksen. Şimdi son iki haftadır duyduğunuz ve yukarda da yer alan haberleri bir araya getirip düşünün. Siz yabancı olsaydınız böyle haberlerin geldiği bir piyasaya yatırım yapmadan önce beklemez miydiniz. Kısacası AB ve yeni stand-by konusunda piyasaları tatmin edecek gelişme olmadan yukarda tanımladığımız bant seyrinin dışına çıkılması mümkün değil.