Paylaş
2005 yılı bütçesi ne yazık ki yine faiz bütçesi oldu. Olmak zorundaydı. Çünkü başka çaremiz yok. Son 24 yıldır Türkiye’de başa gelen tüm hükümetler -dönemsel istisnalar dışında- günü borçlanarak kurtardı. Yüksek enflasyon, kötü yönetilen KİT’ler, eş-dost ekonomisi, rüşvet yolsuzluk vs vs Yani hepimizin bildiği şeyler. Kısaca tefeci bezirgan ekonomisi...
2001 yılından itibaren hem dünya ekonomisinin serseri mayını olmamamız, hem ABD’nin Ortadoğu ve Kafkaslar’daki stratejisi ile örtüşen bir politika izlememiz hem de asıl meylimizin Avrupa olduğunu AB’ye çıtlatmamız sayesinde G-7’ler toplanıp bizi sürünmeyecek kadar rahatlatma kararı aldı ve biraz nefes aldık... Ama hala borçlanıyoruz. Eylül ayı itibariyle iç borcumuz 145, dış borcumuz 64.8 milyar dolar. Toplam borç 210 milyar dolar.
155 katrilyon liralık bütçenin 56.5 katrilyon lirası faize gidiyor. Harcadığımızın 3’te biri... O nedenle asıl olarak bu borcu ve kanımızı emen faizi nasıl “makul” seviyelere getireceğimizi ve geriye kalanı toplumun tüm kesimlerince kabul görecek şekilde dağıtmayı nasıl becereceğimizi bulmak zorundayız. Borcu azaltmanın en kolay yolu tahammül edebildiğiniz kadar büyük lokmalarla en kısa sürede borcu bitirmektir. Bitmez de öyle düşünelim, makul seviye. Şimdi geriye kalanın nasıl bölüştürüleceğini düşünebiliriz, ki bu da başka konu. Derdimiz bütçe çünkü...
Buraya kadar hükümet iyi sınav verdi. Ama kafalarda soru işaretleri var. Bundan sonrası eşittir soru işareti. Çünkü ekonomide işlerin iyiye gittiğine kani olabilmek için 2-3 yıldan fazlasına ihtiyaç vardır. Çünkü bu işler için 10-15 yıl geçmeden “düzeldi” denemez. O yüzden de Türk ekonomisi düzelmemiştir, sadece “rahatlamıştır” diyebilir en fazla, o da bir nebze... Hakettiği yer büyüktür ama önce çok çalışması gerekir.
Ama...
Ya habire dolaşan “2005’te erken seçime sonra cumhurbaşkanlığı” gibi lafların maddi temeli varsa?
Ya birden kesenin ağzı açılırsa?
Ya bütçede iyice artırılan ve kaynağı belli olmayan vergi geliri hedefi?,Ya bu hedef birden ciddi bir zam yağmuru ve enflasyon artışı olarak karşımıza çıkarsa...?
Yoksa bütçede de ekonomide de önlenemez bir kırılganlık yok. Ufak maliyetlerle bir çok sıkıntı atlatılabilir. Ama elifi elifine bütçe hedefleri için gereken yapılırsa...
At sahibine göre kişner çünkü...
Para da aşırı ürkektir...
Paylaş