Paylaş
İMKB kuruluşundan bu yana kendisi dışındaki gelişmelerin etkisinde fazlaca kaldığı için iç meseleleri ile bir türlü uğraşamıyor. Bir yandan Irak’taki işgal, bir yandan terörizm tehdidi, bir yandan AB yolculuğu bir yandan da IMF anlaşmasının üst üste geldiği bugünler ise İstanbul Borsası’nın (İMKB) iç sorunlarının tartışılması için hiç de uygun görünmüyor. Ama yine de kendimizi dünyayla kıyaslamamız için bugünün iyi birgün olduğunu düşünüyorum. Hele de mesele müşteri hakları ve manipülasyon meselesi ve sorunun çıktığı yer de New York Borsası ise...
Ama önce İMKB....
İMKB ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yetkililerine ne zaman manipülasyonlar ya da bunların önlenmesi ile ilgili bir soru sorsanız aldığınız yanıt hemen hemen aynı oluyor:
“Manipülasyon, herkeste ne kadar oluyorsa bizde de o kadar oluyor. Ayrıca manipülasyonu engellemek için her türlü tedbiri alıyoruz..”
SPK’nın verdiği bilgilere göre 1994 yılından bu yana, yani son 10 yıl içinde, çeşitli sermaye piyasası suçları nedeniyle 1109 adet dava açılmış. Bunların 30 adedi ise 2005 yılının ilk ayında açılan davalar. Şubat ve mart ayına ilişkin yeni bir bilgi yok.
SPK’nın işlem yasağı getirdiği kişi sayısı ise 406. Ama bu kişilerin bir kısmına birden fazla kez yasak getirilmiş. Aralarında SPK’nın 20 kez işlem yasağı kararı verdiği isimler bile var. Uzaktan izleme gibi SPK’nin büyük gürültü ile duyurduğu tedbirlerin de işe yaradığına dair net bir bilgiye şimdiye kadar ulaşabilmiş değiliz.
Dünyanın en büyük borsası olduğu için New York Borsası’ndaki (NYSE) manipülasyonlar da büyük oluyor. Ama bunun karşılığı yapılan incelemeler, alınan tedbbirler ve getirilen cezalar da aynı büyüklüğü yansıtır nitelikte.
Dün New York eyaleti federal yetkilileri, 15 NYSE uzmanını yasadışı işlemlerle kendi şirketlerine 19 milyon dolarlık çıkar sağladıkları gerekçesiyle dava etti. Aynı anda ABD SPK’sı olarak bilinen SEC de NYSE’ye çalışanları yeterince kontrol etmediği ve işlemlerin güvenliğini sağlayamadığı gerekçesiyle ağır cezalar getiren bir karar aldı. SEC ayrıca aralarında yasal kovuşturmaya uğrayan borsacıların da bulunduğu 20 borsacıya 1999-2003 yılları arasında manipülatif işlemler gerçekleştirdikleri gerekçesiyle dava açtı.
Olay aslında dünyanın tüm borsalarında rastlanan bir yolsuzluk nedeniyle patlak verdi. Yukarda anılan borsacılar, müşterilerin verdikleri emirleri yerine getirmeden önce bu emirlere bağlı olarak kendi kişisel ya da şirket hesapları için işlem yapmak ve bu nedenle de müşterilerini zarara uğratmak gerekçesiyle yasal yaptırıma maruz kalmış durumda.
ABD piyasalarında borsacılar kendi şirketleri adına işlem yapma yetkisine sahip. Ama belirli koşullarla. Bu koşulların başında da piyasanın likit kalmasını sağlamak geliyor. Örneğin diyelim ki bir hisse senedinde önce belirli bir fiyattan alım, ardından daha düşük bir fiyattan sat emri geldi. Borsacının önceliği kendi müşterisinin işlemini yapmak olmalıyken bu örnekte borsacılar alış ve satış arasındaki farkı kendi lehlerine kullanmış.
İMKB ve SPK yöneticileri haklı elbette. Manipülasyonlar dünyanın her yerinde oluyor. NYSE için de bu iddialar 2003 yılında doruğa ulaştı ve borsa başkanın değiştirip yeni tedbirlerle yoluna devam etmeye çalıştı. Bu olay son iki yıldır pek sıkıntısı olmayan NYSE’nin sicilinin hala temizlenmediğini gösteriyor. NYSE özellikle 1999 yılında SEC ile ciddi sıkıntı yaşamıştı. SEC Bu dönem NYSE’yi yine benzer bir suça engel olamamakla suçlamıştı. Bu kez NYSE’nin elini sıkı tutması bekleniyor. İlk tedbirler işlem salonunun hem hem görüntülü hem de sesli takibe alınması olacak. Böylece yüksek işlem hacmi ya da aşırı hareket görülen hisse senetleri ile ilgili işlemler kadar işlemleri yapanlar da takibe alınmış olacak.
Bu arada hala son işlemlerin brokerlar vasıtasıyla gerçekleştirildiği NYSSE’de ellektronik işlemlere geçilmesi de tartışılıyor. Bir çok uzmana göre elektronik sistem daha az skandal yaratma eğiliminde olan bir sistem..
Aşırı durumlar aşırı tedbirler gerektirir sözü de böylece doğrulanmış oluyor.
Paylaş