Paylaş
Tabii bu soruyu düşünüyorken bir yandan da borsanın hala 22 bin 500 seviyesini aşamadığını, piyasaya öyle aman aman bir para girişi olmadığını, üç yıllık ihalede çıkan yüzde 21’lik faiz oranından sonra faizin yeniden yükselişe geçtiğini, doların da 1 milyon 450 binin altına inmediğini de unutmamaya çalışıyordum. Ortada bir çelişki vardı o zaman. Yani belki işler iyi gidiyordu ama piyasa bunu algılamamakta ısrarcıydı.
Böyle zamanlarda içerden bilgi edinmenin büyük faydası vardır. Ben de öyle yaptım ve bir aracı kurum yöneticisi abimize telefon ettim. Bahsettiğimiz aracı kurum genel müdürü piyasayı çok iyi tanıyor olmanın yanısıra, siyaset ve yakın tarih konusunda uzman sayılabilecek bir entelektüel aynı zamanda. Ağır abi yani. (Ayrıca biraz fazla meşgul ettiğimizin de farkına vardık. Abi bizi nazik yoldan paketleyip yolladı.) Piyasada sağlamcılığı ve muhafazakarlığı ile tanınan bir aracı kurum üstelik yönettiği. O yüzden acımasızca dürüst sayılabileceğini söylemem gerek.
Kafamdaki soruyu, işler aslında nasıl sorusunu yönelttiğimde bir saniye bile duraklamadan “işlerin iyi gittiğini kim söyledi ki” dedi. “Nasıl yani” dedim “tüm bu anlatılanlar..?”
Yanıt çok netti: “İşlerin iyi gittiğini söylemek yanlış olur. Bilakis sıkıntılı bir durum var. AB işinin olup olmayacağı belli değil. Orada sıkıntı var. Hatta bana sorarsan o iş olmadı (abi biraz Avrupa’nın niyetleri konusunda şüphecidir). Ekonomi desen şişme bir ekonomi, sıcak para üzerinde dönüyor. Enflasyon desen düşüşü de balon. Öyle bekledikleri gibi yabancı sermaye de gelmiyor. Belki IMF ile iş sıkı tutulursa o zaman rahatlama şansımız olur. Ama bu da yetmez ki. Ben gelecek yıla bir siyasi kriz çıkmasınadan endişeleniyorum.”
Bu noktada lafa karışıp siyasi krizden neyi kastettiğini sordum. “Yok” dedi, “o kadarına vaktim yok. Sonra bir ara konuşuruz. Hatta madem öğleden sonran boş, bir gün atla buraya gel.” Tamam dedik vedalaştık.
Evet, hüsnü kuruntu değilmiş. Ama bu meseleyi başkalarıyla da konuşacağız. Ve burada aktaracağız.
Yarınsa AB’de kim bugüne kadar ne dedi, kim yanımızda kim değil meselesine bakacağız. Hani derli toplu bir aktarabilirsek kafalar biraz daha açılmış olabilir.
Not: Yarın dediysem gerçekten yarın. Cumartesi yani... Çalışacağız bugün sizler için...
Paylaş