BÜKEMEDİĞİN eli öpeceksin!Statükoyu candan kutlarım! Nihayet bu hükümeti de dize getirdi.
Hükümet ekonomide kat edilen mesafeler, uyum yasaları ve Kıbrıs çıkarması ile yüreklerimize serin sular serpmişti, ama YÖK konusunda dersini aldı ve sesini kesti.
Bilmem farkındalar mı, kendi çapsız hukukçuları sayesinde özelleştirmede de elleri kolları bağlanıyor. Hükümet her geçen gün gelir kaynaklarını dengelemek için vatandaşın boğazını zamlar ve ek vergiler ile daha fazla sıkmaya itiliyor.
Giderek, ekonomide çuvallayan, tabanına verdiği sözleri tutmayan hükümet imajı çizilmeye çalışılıyor.
Aralık 2004 bekleniyor!
Maazallah, Türkiye aralıkta AB’den müzakere takvimi alamaz ise daha önce de iddia ettim; tekrar ediyorum AKP’yi bölmek için harekát başlayacak.
* * *
YÖK konusunda öyle bir kıyamet koparıldı ki, sanki ülke yeni bir darbeye gidiyor havası verildi. Hemen herkes olanca gücüyle bağırınca hükümet kendini sinmek zorunda hissetti. Şimdi ‘aferin!’ alıyor! Neyin aferini? Zokayı yutmanın aferini! ‘Ağır ol ki molla desinler!’
Hükümet yetkilileri de ‘ülkeyi germedik!’ diyerek başarılarını muştuluyorlar!
* * *
Galiba hükümet kendi doğrularını esen rüzgárlar ile buluyor.
Uyum yasaları dışarıdan ittirme ile gidiyor, 1 Mart tezkeresi duvara tosladıktan sonra korku belasına çıkarılan yeni tezkere ABD’nin ödlekliği nedeniyle elde patıyor. Kıbrıs konusunda hükümet uzun süre KKTC’deki seçimlere bel bağlıyor, sonunda Bush amca ve Prodi abi ‘doğru yolu’ gösteriyor. Ekonomi; zaten IMF’nin yol haritası takip edilerek yürütülüyor.
Ben hükümetin içindeki bazı kıymetli bakanların, Türk ekonomisini yönlendiren dünya kalitesinde bürokratların hakkını yemek istemiyorum.
Başbakan’ın mert ve samimi tavrından da şüphe duymuyorum.
Ancak, hükümeti yönlendirenler arasında bir köy kurnazı ekip de var.
Bu ekip aşırarak-devşirerek ama asla oyun kuramadan, strateji üretemeden, taktik geliştiremeden, hukuku yorumlamadan iş yapmaya, adeta yangından mal kaçırmaya çalışıyor. Çapları bu kadar!
* * *
Müslüman demokrasi kelimesinden kaçmak için muhafazakár demokrasi diye uyduruk bir kavram üretiyorlar, uydurduklarının bile aşırma olduğu anında ortaya çıkıyor.
Bu ülkede statükonun kalesi YÖK’ü değiştirmenin ne kadar zor bir iş olduğunu da dün öğrenmiş olamazlar. Şahsen sorduğumda övüne övüne, ‘kaşıktan dönenin...’ diye cevap verdiler. Kurullarında gümbür gümbür bağırdılar.
Çuvallayan özelleştirmeleri de kendileri tanzim ediyorlar!
Sonra ne oluyor? Hesapsız işlerde, köylü kurnazı oyunların sonunda hep geri adım atıyorlar!