Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) genç başkanı Metin Kalkavan ‘Deniz ülkesiyiz, ancak ne denizci ülke ne de denizci milletiz’, diyor.
Türk milletinin denizden uzak oluşunu Kalkavan göçebeci sosyal genlerimize bağlıyor. ‘Biz kara insanıyız!’
Karadan ayağımızı kesemiyoruz. Altımız hareket etmeye başladığında korkuyoruz. Galiba bilimin ışığına sığınmayan insanlar korkak oluyorlar, risk alamıyorlar.
Deniz korkak ve risk alamayan insanların yeri değil!
* * *
Halbuki üç bir yanımızdaki denizlerimizde 15 milyar $ yatıyor ve biz bu uğurda ıslanmayı göze alamıyoruz.
Bu çaresizliği aşmak lazım!
Bu görev de evvel emirde DTO’da.
* * *
Metin Kalkavan temel hedeflerinin zihniyetin değişmesi olduğunu söylüyor.
Feodal bir zihniyetten sıyrılıp, çağdaş bir anlayışa sarılmak gerekiyor.
Her şeyden önce de DTO’nun değişmesi gerekiyor!
Kalkavan; bir dönem tüm ülke gibi denizciliği de bir virüs gibi saran hortumculuğa karşı etik kuralları geliştirdiklerinive yayınladıklarınıanlatıyor.
‘Bir iş yapılırken kárlılığından önce ahláki olup olmadığı irdelenmelidir’ diyor.
Her iş şeffaf ve hesap verebilir durumda olmalıdır!
‘Aksine davrananların aramızda işi yok!’
* * *
Metin Kalkavan’a yıllık 3.5 milyar $ geliri 2005 sonunda nasıl 15 milyar $’a çıkarabileceğimizi sorduğumda ‘devletin öncelikli alanlar belirlemesi gerektiğini’ söylüyor.
Devlet her şeyi teşvik edemez!
Teşvik öncelikli alanlarını belirlemelidir.
Böyle bir öncelikleri belirleme çalışması yapılırsa, seçilecek alanlardan birisinin denizcilik olacağından emin.
‘Devlet bize sadece ve sadece diğer devletlerin kendi deniz sektörüne verdiği teşvikleri versin.’
Yunanistan’dan, son yıllarda her alanda olduğu gibi denizcilikte de büyük sıçrama yapan Çin’den teşvik örnekleri veriyor.
AB ülkelerinin nasıl dolaylı teşvikler uyguladığını anlatıyor.
İstediği vergi muafiyetleri, ‘bir kuruş kredi istemiyoruz’, diyor. Sektör yurtdışından çok kolay kredi buluyormuş.
‘Şu ana dek gördüğümüz en anlayışlı hükümet de bu hükümet!’
* * *
Metin Kalkavan’ın ikinci derdi bürokrasi. Marina inşaatları, bürokrasi nedeniyle bir türlü bitmiyormuş. Eğer ‘yuvarlak masa’ sistemi uygulanır, tüm bürokrasinin aynı anda bilgilendirilmesi, etüt yapması ve yuvarlak masa etrafında karşılıklı tartışarak karar vermesi sağlanırsa marinalar çok daha çabuk biter diye düşünüyor. Marinalar harcanan her 1 liraya karşılık geriye 30 lira ödüyorlarmış!
* * *
DTO’nun bir hedefi de denizcilik eğitimi!
Türkiye Denizcilik Eğitim Vakfı (TÜDEV) kurulmuş, denizcilik üniversitesi için başvuru yapılmış.
Zaten halen 450-500 civarında öğrenci sertifika eğitimi alıyormuş.
Denize yatırım yapmak için de yine önce insana yatırım yapmak gerekiyor!