Avrupa Birliği nereye payidar?

AVRUPA Birliği (AB), 10 yeni üye ve 75 milyon insanın katılımıyla; 25 üyeli, 450 milyon nüfuslu, 188 bölgeli, 20 resmi dilli bir dev oldu.

Ben ‘Aralarında neden biz yokuz?’ diye sorgulamadan edemedim ve hüzünlendim.

Elimde değil; ömrü hayatımda AB üyesi olmayı görebilecek miyim diye devamlı sorguluyorum.

* * *

AB büyüdüğü için sevinenler olduğu gibi üzülenler de var.

Üzülenler; AB’nin büyürken küçüldüğünü, Avrupa içindeki esas Avrupa’nın dışına taşarak, önce kültürel ve sosyal dokusunu, sonra da esas kimliğini yitireceğini vurguluyorlar.

Özellikle; ekonomik durumu pek parlak olmayan eski komünist ülkelerin AB’nin gelişmiş ülkelerinin başına bela olacağını düşünenler var.

İşsizler ordusunun AB’yi istila etmesinden, zaten sihri bozulmuş olan sosyal devlet kavramına daha fazla yük getirerek bu kavramın içinin iyice boşaltılmasından korkanlar var.

Yaş ortalaması ABD’ye göre yüksek AB’ye, doğum oranları düşük Doğu Avrupa ülkelerinin dinamik emek getirmeyip, sadece yükü artıracağını vurgulayanlar hiç haksız değiller.

* * *

Ben de AB’yi renklenmesi açısından takip ediyorum.

Cevabını şimdiden bilmiyorum ama renkler bir cümbüş mü yaratacak, yoksa Avrupa eninde sonunda kakafoniye mi dönüşecek, çok merak ediyorum.

Ancak, bildiğim iki şey var:

1) 21. yüzyıla damgasını vuran teknoloji tüm renkleri ortalık yere döktü, zaten birbirine karıştırdı.

Şimdi ortada geri dönülemez bir renk furyası var.

Bu renkleri/başkalıkları tekrar Pandora’nın Kutusu’na koyamazsınız.

Ya bunları bir tablo gibi dokuyarak renkler valsine çevireceksiniz, ya da ilk resim dersine giren ilkokul öğrencisi gibi yüzünüze gözünüze bulaştıracaksınız.

* * *

Türkiye
’nin olası üyeliği bana Türk olarak büyük heyecan veriyor ama esas merak ve heves alanım dünya adına!

20. yüzyılın son 20 yılı tüm yüzyılın neredeyse temel çelişkisi addedilen iki pazarlı dünyaya son verdi ama maalesef liberal demokrat tek renkliliğin hákim olduğu tarihin sonu gelmedi.

Varsıllar ile yoksulların çelişkisi, Marx’ın öngörülerine milli sınırlar içinde hizmet etmedi ama Marx hiç ummadığı, hatta varlığını sonra erdirmeye niyetlendiği devletlerin birbirleri arasındaki çelişki kurgulmasında hálá haklı durumda.

Dünyada Müslümanların çoğunluğu 21. yüzyılın da en önemli maddesi enerjinin sadece Ortadoğu’da %64’ünü üretip %4’ünü tükettikleri sürece dünyadan çelişki kalkmayacak.

Kim ne derse desin; Batı medeniyet çığrı ile İslam medeniyet çığrı, özü ekonomik paylaşıma dayanan bir ana çelişki yumağıdır.

* * *

Bana göre, 21. yüzyılın en büyük projelerinden birisi; bir Müslüman ülke olarak Türkiye ile Batı medeniyet çığrının son eseri AB’nin birlikteliğidir.

21. yüzyılın anahtarı Türkiye, kapının kendisi ise AB’dir!
Yazarın Tüm Yazıları