Cihan Şensözlü

Yine bir Oscar gecesi... Ama bu yıl skandallarla değil, kalitesi ve duygusal konuşmalarıyla gündem oldu tören.

Geçen sene Will Smith’in Chris Rock’a attığı tokattan başka bir şey konuşamamıştık.
Will Smith 10 sene boyunca yasaklı olduğu için törende yoktu.
Bu yıla damgasını vuran film, “Everything Everywhere All At Once” (Her Şey Her Yerde Aynı Anda) oldu.
11 dalda aday olduğu törende ‘en iyi film’ dahil 7 dalda Oscar heykelciğini kucaklamayı başardı.
Ödül alanların duygusal konuşmaları seyirciler dahil herkesi gözyaşlarına boğdu. Bu sene kırmızı halı yoktu...
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) “Sığınmacılarla Birlikteyim” kampanyasına destek vermek için yakalarına mavi kurdele takan ünlüler, bej rengi halıda yürüdü. Geceye damga vuran konuklardan biri Rihanna, diğeri ise Lady Gaga’ydı bana göre.

Öyle acılı bir dönemden geçiyor, öyle büyük bir sınav veriyoruz ki; içim acıyor, içim kanıyor...

Onlarca şehir, binlerce kayıp, yüz binlerce mağdur...
Yaralar tabii ki sarılacak, yaşadığımız korkunç günlerin üstesinden gelmeye çalışacağız.

Ama hiçbir zaman unutmayacağız.
Yaralarımızı sarmak, güçlü bir şekilde yeniden ayağa kalkmak için el ele, gönül gönüle hareket edeceğiz.
Elimizi deprem bölgelerinden, oradaki insanların üzerinden çekmeyeceğiz. Söz veriyoruz.

Artık çığlık atasım geliyor şarkıyı duyduğumda.

Son dönemin en sevilen şarkısıyken birden en sevilmeyen şarkısı oluverdi Mabel Matiz’le Mert Demir’in “Antidepresan”ı.
72 milyon dinlenmeye ulaştı şarkı YouTube’da.
Evet, herkes tarafından çok sevildi ama bütün sanatçı, oyuncu, fenomenlerin yorumlamasıyla sanki bir ‘deneyim şarkısı’ oluverdi.
Herkes her ses tonunda söylemeye başladı popüler şarkıyı.
Aman Tanrım iyi yorumlar kadar korkunç yorumlar da olmaya başladı ve devam da ediyor.
Herkesten rica ediyorum; n’olur yeter! Eğer daha farklı yorumlar gelmeye devam ederse gerçekten ben antidepresan kullanacak hale geleceğim...

Popüler alternatif tedavi yöntemi hacamat

Sağlığa, bakımlara, yeni tedavi yöntemlerine ne kadar meraklı olduğumu okuyucularım bilir.

Her yerde, her afişte, her projede... Arka arkaya hepsi yayında...

Bir Serenay Sarıkaya çılgınlığı gidiyor.
Kendisinin de söylediği gibi 15 yıl sonra televizyonda.
Serenay Sarıkaya, enerjisi ve sempatik tavırlarıyla projelerini izlettirmeye başladı.
İyi ki geldi Serenay.
Senin ekranları özlediğin kadar ekranlar da seni özledi güzellik.

Sessiz sedasız geçti gitti

Bir itirafım var. Geçen hafta Dubai’ye gittim.

Artık moda dün-yasında kadın-erkek ayrımının kalmadığını hepimiz görüyoruz.

Son dönemdeki en büyük akımlardan biri de erkeklerin mini çanta takması.
“Erkek adam çanta mı kullanır” demeyin, kullanır tabii ki.
En büyük rahatlıklardan biri.
Cüzdan bir cepte, anahtarlar diğer cepte, para diğer cepte...
Külfet olmaya başladı.
O nedenle erkekler arasında bir mini çanta modası başladı.
Bu akımın dünyadaki öncülerinden biri de futbolcu Neymar.

Eyvah eyvah diyerek konuya başlamak istiyorum.

Yeni işe girecekler, iş değiştirecekler, yabancı firmalara iş başvurusu yapanlar hazırlıklı olun:
CV’niz ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar başarılı olursanız olun, yalan makinesine bağlanmaktan kurtulamayacaksınız!
Nasıl mı?
Özellikle Türkiye’ye yatırım yapan yabancı şirketler, bünyelerine yalan makineleri almaya başlamış.
İşe başvuranları yalan makinelerine oturtup görüşmeyi öyle yapıyorlarmış.
Aman aman diyorum, bu hassas makinelere karşı koymak da mümkün değilmiş!
Senelerce şov programlarında gördüğümüz yalan makineleri gerçek hayatta karşımıza çıkmaya başladı işte.

Çok zor bir denge ama değinmeden yapamayacağım...

Yılbaşı özel bir gecedir.
Sanatçı paralarının uçtuğu bu gecede insanlar onları dinleyebilmek için yeri gelir parasını denkleştirmeye çalışır.İsteyen keyif yapıp ailesiyle geçirir o geceyi, isteyen işini yapmayı tercih eder.
Tarkan, Kıbrıs Concorde Otel’de sahneye çıkmış bu yılbaşında ve kaşesini de 1 milyon dolar olarak belirlemiş. Yani yaklaşık 19 milyon lira.
Sanatçılar arasındaki en büyük kaşe ücreti olarak tarihe geçti bu rakam.
Tarihe geçen diğer hareket ise Tarkan’ın 23.40’ta sahneden inmesi oldu.
Ünlü şarkıcı yeni yılı ailesiyle karşılamak için koşa koşa onların kaldığı villaya gitmiş ve sonrasında problemler başlamış.Orada olan arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla bayağı bir tepki oluşmuş, otel çok zor durumda kalmış.
Hatta verdiği

Aralık, davet ve yılbaşı partilerinin olduğu bir aydır. İstanbul’da günde neredeyse 10 davet oluyor bu ara.

Herkes giyinip süslenip partilere gidiyor. Mağazalar da hediye alma telaşındaki insanlarla dolu.
Davetlerin aralarından seçip, katılabildiklerime dahil oluyorum.
Geçen pazar akşamı da sanatçı menajeri Mert Siliv’in davetindeydim.
Siliv, evinin bahçesini tamamen kapatıp, sanatçı dostları ve yakın arkadaşlarına bir yılbaşı partisi düzenledi.
Geceye Tan Taşçı, Derya Uluğ, Fatih Ürek, Feyyaz Şerifoğlu gibi birçok isim katılmıştı.
Yemekler muhteşem, süslemeler süperdi...
Ama en en keyiflisi sanatçıların tek tek şarkı söyleyip eğlenmesi ve eğlendirmesiydi.