Başbakan’ın masasındaki anket

ARTIK her vesileyle Türkiye’nin yakın geleceği konuşuluyor.

Gündemin ilk sırasında Cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı olmayı arzu eder.

O seçilirse, Abdullah Gül başbakan olur.

Olmaz ya da olamazsa Vecdi Gönül, Cemil Çiçek veya Abdullah Gül’den biri köşk için aday gösterilir.

Bu isimlere ilişkin tahminimi bir başka yazımda açarım.

Oynanan güç oyunundaki zamanlamanın gereği olarak bugünden fazla ipucu yakalayamıyoruz.

30 Ağustos’ta yeni Genelkurmay Başkanı atanacak.

Esasen son gerginliklerin bir sebebi de bu atama.

Artık belli ki, yeni isim Orgeneral Yaşar Büyükanıt olacak.

Bu atamanın hemen ardından, erken seçim düğümü çözülecek.

Ak Parti, oylarındaki azalma eğiliminin farkında.

Fakat seçmenden 3 Kasım 2002’de aldığı yetki elindeyken kolay kolay erken seçime gitmek istemiyor.

Parti içinde, iki tezin de hararetli taraftarları var.

Başbakan Erdoğan, erken seçimi "vatan hainliği" gördüğü söylemini artık iyice yumuşattı.

Hatta gerektiğinde en hazırlıklı parti olduklarını söylüyor.

Erken seçim kararı için kısa bir zaman daha var.

Bugünden görünen o ki, Türkiye bu seçimi zamanında yapamaz.

Erken seçim kararıyla birlikte, genel seçimlerin dört yılda bir yapılması da kanunlaşacaktır.

* * *

Başbakan Erdoğan, Pollmark, Denge ya da ANAR’ın yaptığı kamuoyu araştırmalarına itibar eder.

Bugünlerde parti yönetiminin gündeminde Pollmark’ın yaptığı Mayıs Siyasi Gündem Araştırması var.

Mayıs ayı rakamları Ak Parti’yi beklenenden iyi gösteriyor.

Sadece bu aya özel bir yükselişe rağmen, iktidar partisinin oyları genelde bir düşme eğrisinde seyrediyor.

DYP ve MHP yükselişteler.

DTP’nin bağımsız adaylarla seçime girmesi Ak Parti’yi ciddi oranda etkileyecektir.

Erkan Mumcu sonrasında hamle yapan Anavatan’daki yükseliş ise -şimdilik- barajı aşmaya yetmiyor.

Ankete katılanların yüzde 80’i Cumhurbaşkanı’nı halk seçmeli derken, yüzde 16’sı bugünkü seçim sistemini doğru buluyor.

Ankete göre, Türkiye’nin en önemli sorunu işsizlik.

* * *

İşsizlik sorunu üzerine çok daha kararlı bir biçimde gidilmesi gerekiyor.

Cumartesi günü, Aydın Bey’in konuğuyduk.

Yaptırdığı iki ayrı yatırımı ziyaret ettik. İlki Doğan Organik Ürünler tesisleriydi.

Bu tesis, Kelkit’te istihdamı artırmak adına tarımsal ekonomi için güzel, etkileyici ve başarılı bir model olmuş.

Diğeri ise Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu’nun ilk mezunlarının diploma töreniydi.

Aydın Doğan’ın gerçekleşen bu hayali, Kelkit’i şimdiden değiştirmiş.

İnsana yapılan yatırımın anlamı, o gün genç mezunların gözlerinden okunuyordu.

Onlar, daha şimdiden AB tarafından onaylanan üç ayrı projeyle çeşitli Avrupa ülkelerinin yolunu tutuyorlar.

EF Dilokulları ile yapılan işbirliği ve törende tanıştığım yabancı öğretmenler, mezunların diğer okulları kıskandıracak düzeydeki İngilizce bilgilerini açıklamaya yetiyor.

Bu ve benzeri örnekleri artırmalıyız.

Türkiye bu örneklere sahip çıkmalı.
Yazarın Tüm Yazıları