Paylaş
İzmir’de son aylarda inşaat çalışmaları bir hayli ivme kazandı. ‘Liman Arkası’ ve ‘Bayraklı Bölgesi’ başta olmak üzere şehrin birçok değişik bölgesinde birbiri ardına atılan temeller hızla yüksek yapılara dönüşüyor. Mavişehir’den Bornova’ya kadar uzanan değişik ana arterler üzerinde her geçen gün yeni bir bina ile karşılaşıyoruz.
İkinci etap çalışmalar ise, kentsel yenileme kapsamında yeniden düzenlenecek olan mahallelerde görülecek. Yani İzmir hızla bir şantiye görünümünü yakalamış durumda.
Bu çalışmalar bir noktada sanat yapıtları ve görsel zenginlik içeren şehir mobilyalarının yaratılması için de bir fırsat olabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapılan her yüksek bina veya kentsel yenileme projesi kapsamındaki inşaat için şehrin bir noktasına bir heykel, çeşme veya görsel zenginlik içeren sanat yapısı uygulaması başlatması şehrimizdeki görüntü fakirliğine de çare olacaktır.
Maalesef gerek nitelikli şehir mobilyalarında, gerekse heykel sanatları bakımından İzmir; hak ettiği seviyeye bir türlü ulaşamadı. Bu değişimle birlikte, sanatçıların da eserlerini özgünce sergileyebilecekleri yeni ortamlar yaratılması mümkün gibi görünüyor. Daha önceki bir yazımda belirttiğim üzere; İzmir’deki üniversitelerin güzel sanatlar bölümleri bu konuda gerekli destek ve materyali sunmaya da hazır... Yeter ki şehrimizin geleceği için, yapılan yüksek bina projelerine ve kent yenilemesi planlarına; heykel sanatının güzel örneklerini katmak fikri kabul görsün.
Şehri ağaçlandırmak bu kadar zor mu?
İzmir betonların arasına sıkışmış yolları ile yeşile hasret bir şehir. Kültürpark ve birkaç okul bahçesi İzmir’in nefes aldığı ender yerler. Tabii bu okulların birçoğunda da otopark alanı açmak için ne ağaç yenilemesi yapılıyor, ne de çevre düzenlemesi... Maalesef cadde ve sokaklarda gerek büyükşehir, gerekse ilçe belediyeleri ağaçlandırma konusunda yeterince hassas davranmıyor. Yenilenen yollardaki ağaçlar, inşaat sırasında kesilip atılırken; yenilerinin dikiminde bu kadar nazlı davranılması ne kadar doğru... Tabii bir de cadde ve sokaklarımızda esnafın ağaç dikimi konusunda ‘dükkanın görüntüsünü kapatır’ düşüncesi içinde geliştirdiği olumsuz yaklaşım da söz konusu. Kent Ormanı adı altında İnciraltı ve Doğal Yaşam Parkı gibi açık alanlarda onbinlerce ağaç dikiliyor fakat, bu yeşil örtü sokaklardaki görüntüye ne kadar yansıyor siz karar verin. Ağaçların yaşam için kaçınılmaz ve mutlak olduğunu anlayarak yeşile daha fazla değer vermeye başladığımız zaman; şehrimizin yeşile olan hasretini azaltma yolunda ilk adımı atmış oluruz. Tabii bu adım belki de bir, hatta iki nesil sonra gerçek görünümüne kavuşacak. Bugün diktiğimiz fidan aslında çocuklarımız hatta torunlarımızın geleceği içindikilmiş bir miras olacaktır.
Paylaş