Paylaş
Terminalden çıkar çıkmaz sizi karşılayan yeşil örtüyü hayranlıkla izlerdim. İzmir’e her dönüşümde ise boş dağların üzerinden uçarak inmek ve çıkışta sararmış otların karşılaması acı verirdi. Artık İzmir Havalimanı’nda da terminalden çıkınca sizi yeşil bir örtü karşılıyor. 1994 yılında Cem Bakioğlu’nun önderliğinde kurulan Ege Orman Vakfı’nın geçtiğimiz 18 yılda yarattığı ormanlar sayesinde İzmir ve çevresinin görüntüsü değişiyor. İlk icraatine Adnan Menderes Projesi ile başlayan Ege Orman Vakfı’nın sloganı: “Gelecek nesiller orman yok demesin”.
İzmir ve çevresinde Orman Bölge Müdürlüğü ile işbirliği içinde geliştirdiği milyonlarca ağaçlık ormanlarla vakıf hakikaten çok önemli bir misyonu yerine getiriyor.
Orman yaratmak zaman, sabır ve emek ister. Özellikle ağaç dikmenin orman yapmak olmadığını bilmemiz lazım. Zira dikilen birçok ağaç, bakımsızlıktan veya tabiat şartları nedeni ile kuruyup gidiyor. Ege Orman Vakfı diktiği her ağacın yaşaması ve yaratılan ormanların bir parçası olması için çalışıyor. Dünyamızın hızla tükendiği bir ortamda yeniden yeşili yaratmak çok önemli. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan başlayan macera artık neredeyse tüm İzmir’i sarmış; sınırların dışına taşmış durumda. Aydın, Manisa, Muğla, Balıkesir illerine genişleyerek büyüyor. Ege yollarında bu değişime bire bir şahit oluyorsunuz. Bu gelişmeye bir de zeytin ormanlarını ekleyen vakıf; buradan elde ettiği gelirle de yeni ormanlar yaratılmasında katkı sağlıyor. Gelecek nesilleri düşündüğü, İzmir’in görünümünde ve hayatımızda pozitif bir değişime neden olduğu için Ege Orman Vakfı’na müteşekkir olmamız ve desteklememiz gerekir.
Rektörlük Binası AVM yapılmamalı
DOKUZ Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Alsancak’taki yerinden taşınıyor. Yerine de alışveriş merkezi veya yüksek katlı bir bina düşünülüyor. Birçoğumuz bu binayı “Akademi” olarak biliriz. Ege Üniversitesi bünyesindeki İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi olarak yıllarca hizmet verdikten sonra, Dokuz Eylül’ün kuruluş aşamalarında el değiştirdi. İzmir’in en merkezi yerindeki yapının değeri tartışılmaz. Ama ekonomik ve fiziki ömrünü tamamlamış bu binanın yerine daha çevreci bir alan planlanması yapılabilir. Kamu yararı burada üniversitenin maddi kazancının önüne geçmeli. Kaldı ki burada yapılacak toplumsal bir rekreasyon alanınına maddi olarak yerel yönetimler de destek verebilir. Yeşilin hakim olduğu bir İzmir yaratmak istiyorsak bu konudaki hassasiyetimizi ve gayretimizi işbirliği ile ortaya koymak zorundayız.
Büyüklerimiz burda yıllar önce İtalyan Kız Mektebi’nin tarihi binasının bulunduğunu söylerdi. Cumhuriyet Meydanı’ndan, Gündoğdu’ya doğru çekilen eski resimlerde görülen kubbeli bina. Malesef Atatürk Bulvarı’nın (2. Kordon) yapımı sırasında bu tarihi mekan “Büyük İzmir Yangını”nda zarar görmemesine rağmen yola feda edilmiş. Şimdi bu fedakarlığı en azından farklı bir biçimde değerlendirmeliyiz.
Mavi Körfez, Yeşil İzmir...
YILLAR önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Mavi Körfez Yeşil İzmir” sloganıyla ortaya koyduğu çalışmalar artık kısmen de olsa sonuçlarını verdi. Körfez tam mavi olmasa da eskisi gibi kahverengi bir lağım çukuru olmaktan kurtarıldı. Hatta mevcut yönetim ‘Denize girilen Körfez’ için çabalıyor. Fakat yeşil İzmir konusunda çevresinde yaratılan kuşak dışında şehrimizin görüntüsü hala çok yeşil değil. Bugünlerde ortaya konulan bazı ulaşım projelerinde ise mevcut yeşilin de kurban edilmesi gündeme gelebilir. Yapılması için kısmen onay alınan, kısmen de proje aşamasında olan ‘Tramvay Hattı’ için düşünülen güzergahta bayağı bir ağacın yok edilmesi söz konusu olabilir.
Etrafı dağlarla çevrili olarak, Akdeniz’in en güzel körfezlerinden birine sahip İzmir’in geleceğinin planlanmasında; şehrin içindeki yeşili koruma ve arttırma de çok önemli. Son günlerde yapılan şehir yenileme projelerinde ağaca hiç yer verilmekte iptina ediliyor gibi bir görüntü var. Ayrıca mevcudu azaltma veya ortadan kaldırma uygulamalarından da vazgeçmemiz gerekiyor. Umarım gelecek nesiller şehrimizde ağaç yok demezler.
Paylaş