Paylaş
Yunanistan’ın içinde bulunduğu kriz malum. Buna bir de Avrupa Birliği ülkelerindeki krizler de eklenince Yunanistan turizmde de oldukça büyük bir darbe aldı. Yunanistan’ın imdadına Türkler yetişti. Şimdi Avrupalıların yerini Türkler dolduruyor. Türkiye’de özellikle bayramda Yunan Adaları’na ziyaret oldukça revaçta. Yiyecek içecek ve konaklama fiyatlarının da oransal olarak ülkemizdeki tatil belderinden daha düşük olması bu konuda cazibeyi artırıyor. Vize konusunda sorunlar aynen devam ederken, bir de adalarda vize uygulaması ile küçük bir kazıklama politikasının da sürdüğünü görüyoruz.
Yıllardır uluslararası ortamlarda Türkiye’nin aleyhine çalışmakta tereddüt etmemiş ve hala etmeyen bir devlet politikası sürdüren bir ülke ile; bu kadar yakınlaşmanın ne kadar doğru olduğunu sorguluyorum. Toplumların arasında sorun yok, işbirliği ve ticaret bu problemlerin çözümünde en etkin yöntemdir diyebilirsiniz. Fakat adaların ekonomisini kurtarmak Türklere mi düşmeli? Ya da ‘Komşularımız ile sıfır sorun’ politikası icabı davete icabet etmeli miyiz?
Çeşme’nin Maliye’ye desteği ne kadar
Yaz sezonunun hareketliliği Ramazan ayı nedeniyle yavaşlarken, Çeşme’deki eğlence yerlerinin de hızı biraz kesildi. Her ne kadar bazı günlerde bazen ses, bazen de ışık ile yapılan savaşlar sürse de, medyada eskisi kadar ilgi görmüyor. Çeşme’nin hareketli gece hayatının maliye açısından da hareketli geçip geçmediğini merak ediyorum. Bir araç otoparkının 20-30 TL’lere kadar çıktığı, bir şişe votka karşılığı 500 TL hesap ödendiği, bir bardak biranın 30-40 TL’ye satıldığı bu mekanlardan acaba maliye ne kadar vergi topladı. Restoranlardaki yüksek fiyatlardan bahsetmiyorum bile.. Acaba kaç tanesi bu hesapları belgelendiriyor. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bu konudaki istatistikleri bizimle paylaşarak, yaratılan katma değeri kısa zamanda açıklamasını umuyorum.
Çınarlı İzban-Metro köprüsü
Bir süre önce Çınarlı hemzemin geçidinin kapanması ile birlikte azalan otobüs seferleri nedeniyle bölge neredeyse izole edilme noktasına girdi. Çınarlı’ya ikinci darbeyi de İzban-Metro istasyonu ile bağlantısını sağlayan köprünün yenilenme projesinin vurduğunu altı ay önce yazmıştık. Aradan geçen sürede maalesef inşaat kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Çınarlı’nın ulaşımını sağlayacak üstgeçit ve merdivenlerden ortada sadece iki tane ayak var. Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bu tür inşaatlarda genelde üretim süresinin çok uzun olması vatandaşları bezdiriyor. Bugünkü inşaat teknikleri ile en çok iki, üç ayda bitebilecek inşaatların bu kadar uzaması; bunların yüklenicilerinin seçiminde yapılan uygulamayı da ister istemez sorgulattırıyor. Seçimlerin erkene alınma dedikodularının kulaktan kulağa yayıldığı bu günlerde; icraatı çabuk, hızlı ve doğru yapmak çok önemli...
Paylaş