Kesilecek palmiyelerden doğan güzellik

ALSANCAK’takialtyapı ve yol yenileme çalışmalarından vatandaşların ne kadar sıkıntı çektiğini biliyoruz.

Haberin Devamı

Eylül 2011’de başlayan çalışmalar hala devam ediyor. Bu çalışmalar süresince bazı noktalarda maalesef mevcut güzellikler de yok olup gitti. Bazıları ise, burada yaşayanlar tarafından kurtarıldı. 1377 Sokak’taki yenileme çalışmaları sırasında; plana göre daha önce buraya bu sokakta oturan vatandaşlar tarafından dikilen 5 özel palmiyenin kaldırılıp, iki araçlık parkyeri yapılması gündeme gelmiş. Palmiyelerin buraya dikilmesini sağlayan İzmirli işadamları Korkut Kut ve Uğur Ergener, kaldırımları parçalayan kepçenin önüne çıkarak, yapılanın yanlış olduğunu belirtip, beş ağacın korunmasını talep etmişler. Neredeyse kendilerini ağaçlara zincirlemeye kadar giden direniş, sonunda insafa gelen yol yapım yetkilileri tarafından kabul edilerek, bu bölüm otopark yerine çiçeklerle bezenmiş bir bahçe görünümünde düzenlenmiş.
Geçtiğimiz hafta Konak Belediyesi’nin şehrimizi güzelleştiriyoruz tanıtımı için verdiği reklamlarda bu beş palmiye ağacının bulunduğu resim, örnek düzenleme olarak gösterilen yerlerden biri oldu. Neredeyse yok edilmek üzere olan bir yer; biraz hoşgörü, biraz işbirliği ve biraz da anlayış ile ne kadar güzel kullanılabiliniyor.
Altyapı ve yol yenileme projelerini hazırlayan, çizen belediyenin şehir plancısı-peyzaj mimarı dostlarımız, çizdikleri projelerin nerede uygulanacağını önceden görüyorlar mı bilmiyorum. Ama standart uygulamalar ve birbirinin benzeri çizimler yerine, mekana ve ihtiyaca uygun düzenlemelerin biraz daha hassasiyet gösterilerek yapılması, çalışmaların sonuçlarını da olumlu etkiliyor. Şehrimizin güzelleşmesine katkıda bulunuyor. Bu arada, ağaçlarını korumak adına uykusuz geceler geçiren Kut ve Ergener’e de bir ‘İzmir Sevdalısı’ olarak teşekkür ederim.

Çürüyen elektrik fabrikası

Haberin Devamı

İzmir’in en eski ve en önemli yapılarından biri de eski elektrik fabrikası. Üretimin durdurulmasının ardından kaderine terkedilen muhteşem yapı, her geçen gün yıkılmaya bir adım daha yaklaşıyor. Neredeyse restore edilemez noktaya gelmek üzere olan binaya bir an önce sahip çıkılmalı. Bu binanın her önünden geçişimde içimi büyük bir hüzün kaplıyor.
Türkiye’nin sanayi tarihinde önemli bir yeri olan bu bina, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bulunan “Santral İstanbul” gibi onarılarak cazibe merkezi konumuna getirilebilinir. 19. yüzyılın sonlarına doğru yapılan bu orijinal mimari eser, maalesef zamana karşı yaşam savaşını kaybetmek üzere. Bu konuda Enerji Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, hatta Ege Bölgesi Sanayi Odası başta olmak üzere birçok kesim işbirliği yapabilir. Ya da bu nadide eser herkesin gözü önünde kendi kendine yıkılarak büyük bir moloz yığınına dönüşecek.
Sayın yetkililer tercih sizlere kalmış. İster yıkın, ister yapın...
Ama yapacaksanız da yıkacaksanız da bir an önce karar verin ve bu binaya ve tarihe saygı gösterenlere daha fazla acı çektirmeden kararınızı hemen uygulayın.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları