Alternatif fikir geliştirmek beceri işidir

İZMİR’e dev bir ‘Havalimanı’ ve yeni bir ‘Fuar Alanı’ geliyor. Bir sene sonra Kasım 2014’de Adnan Menderes Havalimanı yeni İç Hatlar Terminali yavaş yavaş devreye girmiş olacak. Buna paralel olarak güzergahtaki trafik de tırmanışa geçecek.

Geçtiğimiz hafta içinde bu yol ile ilgili çok değişik bir proje ortaya atıldı. Ege-Koop Proje Merkezi tarfından ortaya konulan ‘Atayol Projesi’ ile Havalimanı-Şehir Merkezi arasındaki ulaşımda, transit yolun bir üst seviyeye çıkarılması ile trafik sıkışıklığı farklı bir boyutta aşılıyor. Bu üst yol sadece trafik sıkışıklığını değil, aynı zamanda aşağıda kalan ticari mekanların da nefes

almasını; müşterileri için binlerce araçlık parkyeri imkanını ve en

önemlisi Karabağlar’ı duvar gibi bölen yolun bir transit ulaşım aksından, dükkanlara ulaşım aksına dönüştürülmesini sağlıyor. Projeyi hazırlayan Ege-Koop, yapılan çalışmaları bile ücret İzmir Büyükşehir Belediyesi veya Ulaştırma Bakanlığı’na vermeye de hazır.

Çevre yolundan yeni yapılmakta olan Konak Tüneli’ne kadar olan bölümde yer alacak yaklaşık 6 kilometrelik yolun ön fizibilitesinde maliyetinin de 90 milyon TL olacağı belirtildi.

Tabii bu yolun bir de Havalimanı-Çevreyolu bölümü var.

Bu bölümde de farklı bir alternatif üretilmek zorunda. Zira, yeni havalimanı ve yeni fuar alanı ile birlikte trafiğe şimdilik alt geçitlerle çözüm bulunan bu güzergah çok daha büyük bir yükü kaldırmak zorunda kalacak.

Öncelikle alternatif fikir geliştirmek zor.. Günümüzde trafik için alternatif üretmek hakikaten daha zor. İzmir gibi tarihi ve yapısal olarak sıkışık şehirlerde maalesef çözümler de pek çok kolay bulunmuyor. Bu yük genelde trafik mühendislerinin omuzlarına biniyor. Fakat dünyada birçok şehirde kullanılan bu fikri geliştirme ve İzmir’e adapte etme başarısını gösterdikleri için Ege-Koop’u kutlarım. Geçtiğimiz aylarda açıklanan Ege Serbest Sağlık Bölgesi Projesi’nden sonra, bu ikinci büyük proje de İzmir’in geleceğinde önemli bir rol oynayacağa benziyor.

En pahalı parkın bedelini ödeyelim, ama faydasını da biz görelim

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Pier önündeki üzerinden yol geçtiği için kamulaştırma bedelini ödemekle yükümlü olduğu Ziraat Bankası arazisi için 42 milyon TL verecek. Şimdiye kadar hiçbir kamulaştırma bedeli için telaffuz edilmemiş bu miktar, vatandaş tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bir cezalandırma gibi görülebilir. Fakat bu para aslında İzmirlilerin cebinden alınan bir bedeldir.
Tarihi belgeleri incelediğimizde bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi, Merkez Bankası, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı binaları ve sözkonusu Ziraat Bankası arsasında daha önce trenyolu eşya depolarının bulunduğunu görürsünüz..
Tarihi belgelerde burası; “Magasin à Marchandises du Chemin de Fère Smyrne-Aydin” olarak belirtilmekte. Yani Aydın İzmir Demiryolları Depo ve Eşya Mağazaları olarak geçiyor. Cumhuriyetimiz’in kuruluşu ile devletleştirilen İzmir Aydın demiryollarının bu arazisi de zamanla devlet kuruluşları arasında paylaşılmış. Yani esas olarak zaten kamulaştırılmış bir arsa için İzmir Büyükşehir
Belediyesi bir daha kamulaştırma bedeli ödeyecek. Hem de 42 milyon TL gibi astronomik bir rakkam. Günümüzde birçok kamuya ait arazi bir kurumdan bir kuruma ücretsiz olarak geçirilirken İBB’nin ödeyeceği bedel aslında
birtür zorlama. Ama Allah’tan belediyemizin bütçesi çok sıkı bir disiplin ile yönetildiği için bu bedeli ödeyebilecek durumda.
Yukarıdaki satırlarda okuduğunuz “Atayol Projesi”nin yaklaşık maliyeti 90 milyon TL olarak belirtilmişti. Yani sözkonusu park kamulaştırması için ödenecek bedelin neredeyse iki misli.. Ziraat Bankası’nın, İzmir’den tahsil edeceği bu parayı; tekrar İzmir’e yatırım olarak geri vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu bedel İzmir’de yapılacak “Atayol” veya benzeri bir kamu projesinin finansmanında kullanılabilir. İzmirliler, bu en pahalı parkta oturup çay içerken; “Bunun parasını biz verdik ve nereye kullanıldığını biliyoruz” diyebilme keyfini de sürerler..
Tüm okurlarımıza keyifli bayramlar dilerim.

 

Yazarın Tüm Yazıları