Paylaş
Evlilik terapistlerinin ‘yol kazası’ olarak gördüğü, toplumun gayri ahlaki davranış şekli olarak algıladığı aldatma, hala geçmişten günümüze çift ilişkilerinin en önemli gündem maddesini oluşturmaya devam ediyor. Kimse bir ilişkiye aldatmak ya da aldatılmak için başlamıyor ama şu da bir gerçek ki, çoğu ilişki aldatmanın kötü etkileri altında can çekişiyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin yaptığı ankete göre, erkeklerin yüzde 30’u, kadınlarınsa yüzde 10’nu partnerlerini en az bir kere aldatıyor. Ankete katılanların yüzde 45’i aldatma sebeplerinin sadece fiziksel çekim değil, duygusal ihtiyaçlardan kaynaklandığını ve yüzde 70’i ise partnerlerini bir başkasıyla kıyasladıklarını söylüyor. Bu nedenle aldatmayı önlemek ve var olan ilişkiyi korumak için olumsuz kıyaslamaların önüne geçmek önem taşıyor.
OLUMLAMAYI PEKİŞTİRİN
Olumlu ve olumsuz kıyaslama her zaman evlilik ve ilişki terapistlerinin gündeminde yer alıyor. Yakın ve bağlılık içeren ilişkilerin erken dönemlerinde yapılan “Hasan çok zor bir adam, kuralcı ve katı, hayatı çekilmez kılıyor. Ali gibi yakışıklı ve tatlı, komik ve başarılı bir erkek ile birlikte olduğum için çok şanslıyım. Başka bir erkekle evli olmayı hayal bile edemezdim” gibi olumlu kıyaslamalar; “İçinde bulunduğum ilişki doğru bir ilişki, sevdiğim kişi doğru bir kişi” inancını pekiştiriyor, her geçen gün birbirine daha çok değer vermesine yardımcı oluyor, çiftin birbirlerinin olumlu yönleriyle gurur duymalarını sağlıyor, minnet hissedilmesini zemin hazırlıyor, diğer seçenekleri görmezden gelmeyi sağlıyor, “Biz bir yana dünya bir yana” tutumunu geliştirmesine destek oluyor.
OLUMSUZ KIYASLAMANIN 13 LANETİ
Birçok kişi farkında bile olmadan, kendine veya partnerine itiraf etmeden olumsuz kıyaslamalar yapar, bu olağan ve doğal bir durum. Ancak çift birbirine sırt çevirdiğinde, sağlıklı iletişim kuramadığında ve birbirlerinin duygularını yok saydığında, olumlu kıyaslamaların aksine, “Ayşe, eşimden çok daha güzel ve mutlu bir kadın. Keşke onunla evli olsaydım, işte o zaman kendimi daha başarılı hissedebilirdim. Eşim beni takdir etmiyor, Ayşe ise ediyor” gibi olumsuz kıyaslamalar; ilişkiye çok zarar verebiliyor ve ilişkiyi zehirleyebiliyor, ilişkinin başını belaya sokabiliyor ve bağlılıkları zayıflatabiliyor, kusurlara odaklanmaya yol açabiliyor. Sonuçta partneri, gerçek ya da hayali başka biriyle olumsuz kıyaslama aldatmaya zemin hazırlıyor.
UÇUK VİRÜSÜ GİBİ İHANET MİKROBU
Olumsuzluk kapanına sıkışan çiftler, daha fazla olumsuz kıyaslama yapıyor, uçuk virüsü gibi ihanet mikrobunun çifte bulaşmasına neden oluyor. Yani çift hastalık nedeni olan virüsü vücutlarına almış, sinir sistemlerine yerleşmiş vaziyette bekler hale geliyor. Nasıl ki, yeterli beslenememe durumunda, aşırı A vitamini alındığında, aşırı alkol tüketiminde, yoğun stres dönemlerinde, kişisel hijyen bozukluğunda uçuk virüsüne bağlı, uçuk hastalığı tekrarlamaya başlıyorsa, ilişkinin bağışıklık sistemini baskılayan herhangi bir durumda aldatma belirtileri ortaya çıkabiliyor, ilişki yıprandıkça yeni biri aldatmaya neden olabiliyor. Birbirinin duygularını yok saymak, dikkate almamak, sevgi ve değer göstermemek kötü bir alışkanlık haline geldiğinde, güven azalıyor ve bazı ihtiyaçların dışarıdan karşılanmasını çok yanlış bir şekilde meşrulaştırabiliyor. “Ben çaresizlikle yasak bir ilişkiye sürüklendim” diyen ve aldatan bir kişi, hem partnerini güvenilmez bulmaya ve bencil olarak damgalamaya, hem de partnerini ve ilişkisini karalamaya başlıyor, sır saklamak için mesafe yaratıyor.
Paylaş