Cem Keçe

Seks evliliğin sigortasıdır

23 Mart 2014
Kelime anlamıyla güvence ve korunma demek olan sigorta, devreden geçen akımın belirli bir sınırın üstüne çıkmasıyla, akımı kesmesi amacıyla kullanılan devre elemanları olarak biliniyor.

Sigorta devreye bağlanıyor, her akım yoğunluğu durumunda akımı kesiyor ve “tehlike” önlenmiş oluyor. Yani sigorta, elektrikle çalışan aletleri veya ampulleri koruyan bir sistem. Evin elektrik girişine bağlanıyor ve herhangi bir aşırı yük durumunda kendisini imha ederek cihazlara giden elektriği kesiyor. Buna “sigorta atması” deniyor. Nasıl ki sigorta tesisatı koruyorsa, seks de evliliği koruyor. Bu nedenle seks evliliğin sigortasıdır, bir sorun çıkar, sigorta atarsa, evin karanlıkta kalması gibi, evlilik de karanlıkta kalabiliyor, çift yolunu kaybediyor, birbirine çarpıyor ve zarar verebiliyor. Özellikle uzun süreli ilişkilerde ve evliliklerde seks rafa kaldırılabiliyor ve bir nevi sigortalar atıyor. Seks hayatında sorunlar yaşanmaya başlayınca, romantizm ve birlikte geçirilen zamanların sayısı giderek eksiliyor ve rutin bir yaşam başlıyor. Oysa erkekler erotizmi seviyor, erotizmi istiyor. Kadınlar da romantizmi istiyor ve romantizmi seviyor. Bu nedenle kadın erotizm veriyor, karşılığında romantizm alıyor. Erkek de romantizm veriyor, karşılığında erotizm alıyor. Ve bu uyum tango gibi. Çiftler bu dansı iyi yaparlarsa mutlu oluyorlar ve sigortaları da atmıyor.

İLİŞKİDE SEKS NEDEN ÖNEMLİ

Seksin yakın ilişkilerdeki rolü çok önemli, ne çok fazla abartıp hayatın anlamı yapmak gerekiyor, ne de seksi tamamen sıfırlamak. Çünkü sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temelinde seks, seksin temelinde ise sağlıklı ve mutlu bir ilişki yatıyor. Bu nedenle seksi yemek yemek, su içmek gibi bedensel, sevilmek ve değerli olmak gibi ruhsal bir ihtiyaç gibi görmek gerekiyor. Seks aşık olunan veya sevilen biriyle mükemmel ve özel bir bağ yaratmasının yanında birçok faydayı da beraberinden getiriyor. Öncelikle seks, var olan ilişkiyi rutin döngüsünden kurtarıp canlı tutabiliyor ve çiftin yorgunluğunu alıyor. Çünkü seks çifti birbirine bağlıyor, birbirlerine ne kadar aşık ve bağlı olduklarını gösteriyor ve onların stres ve zorlayıcı koşullara daha dayanıklı olmalarını sağlıyor. Hatta günde bir kez boşalmak, oksitosin, östrojen ve testosteron seviyelerini dengede tutarak çifti hastalıklardan koruyor.

CİNSELLİĞİ RAFA KALDIRMAYIN

Cinsel sorun çıkmaması için çiftin seks davranışlarını ve cinsel fantezilerini konuşması ve seks dışında tutkuyla birbirlerine dokunmaları gerekiyor. Ancak cinsel bir sorun varsa çiftin önce bunu kabullenmesi tavsiye ediliyor. Daha sonra çiftin kişisel gelişim ve cinsel eğitim kitapları okuyarak çözüm aramaları, başarılı olamadıklarında bir cinsel terapiste başvurmaları önem taşıyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Kadınlar desteklenip saygı gördüklerini ve sevildiklerini hissettiklerinde, dinlenip anlaşıldıklarında, duyguları onaylanınca, erkekleri takdir edebilir ve onların yalnız kalma ihtiyaçlarına hoşgörüyle bakabilirler...

Yazının Devamını Oku

Erkeklerle konuşma sanatı

16 Mart 2014
Erkekler konuşmayı sevmezler, konuştuklarında ise genellikle söylemek istemediklerini söylerler.

Bu durumdan hemen hemen bütün kadınların şikâyetçi... Kadınlar konuşmak istiyor, erkekler susuyor. Peki, anlaşma nasıl sağlanacak? Öncelikle erkekler ve kadınlar birbirinden farklılar...
Erkekler “ERKEKÇE” kadınlar da “KADINCA” dilinden konuşuyorlar. Biri İngilizce konuşuyorken, diğeri Türkçe konuşuyorsa anlaşamazlar değil mi? Bu durumda her iki tarafın da birbirinin dilini öğrenmesi gerekiyor. Bu süreçte bazı sorunlar yaşanıyor, çünkü erkekler konuşmayı sevmiyorlar, kadınlar da konuşmadan yapamıyorlar. Ama kadınlar konuşacak erkek aramıyor, dinleyecek erkek arıyorlar. Çünkü kadınların en temel ihtiyaçlarının başında dinlenmek ve anlaşılmak geliyor. Kadın konuşurken düşünüyor ve gelmek istediği noktaya geliyor. Ya da konuşa konuşa, konuşmasını açarak, genişleterek kafasındaki problemin çözümünü buluyor. Fakat erkekler çok farklı. Erkekler bir odaya kapanıyor ve uzun uzun düşünüyor ve aklına yattığında onu uyguluyorlar. Yani biri konuşurken düşünüyor diğeri ise yalnız düşünüyor ve uyguluyor.

SİHİRLİ CÜMLE: “İHTİYACIM VAR!”

Erkek düşünürken kadın konuşmak için ısrar ederse, büyük bir çatışma çıkıyor. Bu nedenle kadınların erkeklere şu dille yaklaşması gerekiyor: “Seninle konuşmaya ihtiyacım var. Beni dinlemene ihtiyacım var. Lütfen beni dinle ve anla…” Ve kadınların mutlaka bir zaman süresi belirtmeleri önem taşıyor. Mesela, “Yarım saat beni dinlemene ihtiyacım var” denilebiliyor. Çünkü erkek zamanı bildiğinde “Yarım saat dinleyebilirim” diyor ve konuşma bitinceye kadar ilgiyle dinleyebiliyor. Zaman belirtmeden kadın konuşmaya başlarsa, erkek dinlemekte zorlanıyor, konsantre olamıyor, boğuluyor, yutulduğunu hissediyor. Ayrıca kadının şunu da mutlaka erkeğe söylemesi gerekiyor: “Benim söylediklerimle ilgili bir çözüm üretmek zorunda değilsin. Şikâyetlerimi ve konuşmalarımı ille de çözülecek bir problem gibi görme lütfen. Eğer senden bir şey istersem, somut ve net olarak söylerim, eğer yapabilirsen mutlu olurum, yapamazsan sorun yok, saygı duyarım. Ama beni her söylediğime çözüm üretmek zorundaymışsın gibi dinleme. Ve söylediklerimden dolayı da kendini suçlu hissetme. Sadece beni dinlemene ve anlamana ihtiyacım var…”

İLGİSİ DAĞILABİLİYOR

Bu şekilde erkek kadını yarım saat özenle dinleyebiliyor, kadın rahatlıyor ve gevşiyor, daha sevgi dolu olabiliyor, erkek strese girmiyor, her iki taraf da birbirine daha çok yakınlaşıyor ve var olan sıkıntılar ortadan kalkabiliyor. Aksi durumlarda, erkekler konuşulan her konuyu çözmeleri gereken bir problem gibi algılıyor, kadınları dinlemekte zorlanıyorlar ve kadınlar da “Beni ve söylediklerimi ciddiye almıyor, beni önemsemiyor, sevmiyor” gibi düşüncelere kapılıyorlar. Genelde kadınlar, “Bunların sorumlusu ben değilim, sensin” gibi yaklaştıkları ve “Bir çözüm üretmek zorunda değilsin” demedikleri için iletişim zorlaşıyor. Kadın genelde zaman belirtmediği ve de bir konudan başka bir konuya geçtiği için, bir müddet sonra erkeğin ilgisi dağılıyor. Erkek böyle zamanlarda ya uzaklara bakıyor ya da elindeki telefonu alıp onu kurcalamaya başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Eyvah, erken boşalıyorum!

9 Mart 2014
Cinsel hayatı aktif olan her 10 erkekten 7’si hayatının bir döneminde erken boşalıyor.

Aslında tıp literatürlerinde ‘sürekli olarak ya da yineleyici biçimde, çok az bir cinsel uyarılma ve erkeğin istemesinden önce boşalmanın olması’ olarak tanımlanan erken boşalma, kişiden kişiye veya çiftten çifte değişebilen bir kavram... Ancak erken boşalma cinsel ilişki denemelerinin yüzde 50’sinden fazlasında meydana geliyorsa, ciddi bir cinsel uyum sorunu olarak kabul ediliyor. Bundan daha azı her erkekte dönemsel olarak görülebiliyor. Birçok erkeğin ve çiftin mahrem yaşamını olumsuz yönde etkileyen erken boşalma, sıklıkla vajinaya giriş sırasında ya da hemen vajinaya girer girmez ortaya çıkıyor. Ancak en ileri halinde penis daha vajinaya girmeden veya penise herhangi bir uyarı olmadan yalnızca cinsel düşünceler bile dahi boşalmayı tetikleyebiliyor.

TEDAVİ EDİLEBİLİYOR

Unutulmaması gereken şey, erken boşalma yüzde 100 tedavi edilebiliyor ve her erkek veya çift bu problemden kurtulabiliyor. Bunun için ilk önce erken boşalma probleminin varlığını erkeğin ya da çiftin kabul etmesi gerekiyor. İkinci olarak erken boşalmanın kendiliğinden düzelmeyeceğinin bilinmesi önem taşıyor. Üçüncü olarak bu problemi kökünden ve kalıcı olarak çözmeye erkeğin ya da çiftin istekli olması ve tedaviye açık olması gerekiyor.

NEDEN OLUYOR?

Uygunsuz ortamlarda, yanlış düşünce ve duygularla mastürbasyon alışkanlığı, stres veya aşırı duygusal gerilim, beyindeki kimyasal dengesizlik, partner ilişkisindeki çatışmalar, doğru bilinen yanlışlıklar, tecrübesizlik, bazı ilaçlar ve bedensel hastalıklar erken boşalmaya yol açabiliyor. Problemin kökeni ne olursa olsun, erken boşalma zamanla ereksiyonu devam ettirememeye, cinsel isteksizliğe, partner ilişkisinde çatışmalara, ruhsal sıkıntılara ve istenilen anda boşalma sağlayamamaya yol açan boşalma refleksini kontrol edememeye yol açıyor.

ÇÖZÜMÜ ÇOK KOLAY

Erken boşalma çözümü en kolay cinsel sorunların başında geliyor. Erken boşalma sorunu yaşayan erkeklerin veya çiftlerin cinsel yaşamlarını ve hayat kalitelerini arttırabilmeleri için bir cinsel terapiste, cinsel terapi almak için başvurmaları gerekiyor. Çünkü erken boşalma sadece psikolojik değil, psikolojik ve biyolojik faktörlerin birleşimi sonucu oluşan kompleks bir rahatsızlık olabiliyor. Muti-disipliner anlayış doğrultusunda erken boşalmayı değerlendiren bir cinsel terapistte, en kısa sürede bu sorunla erkeğin veya çiftin başa çıkmasını sağlayabiliyor. Buradaki en önemli husus serinkanlılığı korumak ve hemen müdahalede bulunmak… Genelde, zaman içinde problem daha da zorlaşıyor, içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor ve böyle bir durumda tedavi zorlaşabiliyor, aşırı stres ve huzursuzluklara yol açabiliyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Aldatma bir yol kazasıdır

2 Mart 2014
Aldatma veya aldatılma daha çok duygusal boşluklar nedeniyle yaşanıyor.

Aldatılmak kişide özgüven kaybına, artık eskisi gibi yakışıklı veya güzel, seksi veya çekici biri olmadığı düşüncelerine, eşi tarafından beğenilmediği hissiyatına, değersizlik ve çaresizlik duygularına yol açabiliyor. Bu duygularla baş etmek hiç kolay değil. Bu nedenle çiftin evlilik ve ilişki terapisi alması ve konuşarak sorunlarını aşmaya çalışması gerekiyor. Çünkü aldatma bir yol kazasıdır. Terapi sürecinde aldatılan kişinin kendi özgüvenini ve özsaygısını yüksek tutması, aldatılma üzerine eşiyle konuşması, eşinin neden buna ihtiyaç duyduğunu anlamaya çalışması ve kendisine düşen bir pay varsa onu fark etmesi ve değiştirmesi, aldatan kişinin ise samimiyet, dürüstlük ve sabırla güveni yeniden tahsis etmesi önem taşıyor. Barışma ve affetme süreciyle birlikte, bu yöndeki duyguların değiştiği gelen sorularda da belirginlik gösteriyor:

- 12 yıllık evliyim, 3 çocuk babasıyım. İlk başlarda eşime karşı olan cinsel ilgim zamanla azalmaya başladı. Özellikle çocuklardan sonra eşim bana bir kadın gibi değil bir anne gibi gelmeye başladı. Bu nedenle cinsel mutluluğu dışarıda aradım ve eşimi aldatmaya başladım. Ancak geçmişte eşimle hiçbir sorun yaşamazken dışarıda erken boşalma sorunuyla boğuşur oldum. Sizce bunun nedeni nedir, ne yapmalıyım?

Evliliğinde cinsel yaşamdan payına düşeni alamamış erkekler, kendilerini başka yönlerde yüceltmeye çalışabilir ve Türk aile yapısına çok zarar veren aldatma eğilimi gösterebilirler. Aldatmanın verdiği suçluluk duyguları, yeni bir bedenin keşfinin aşırı heyecanı ve yaşanan gerginlik kaçınılmaz olarak erkeği erken boşalmaya programlayabilir. Rahat olun. Evlilikte tamiri en zor sorunlardan biri olan aldatma, mutlu aile yapısının önündeki en büyük engellerden biridir. Bu nedenle mutluluğu dışarıda aramak yerine, cinsel yaşamınızı renklendirebilmek için aşk oyunlarına yer vermenizde, gerekirse eşinizle birlikte cinsel terapi almanızda ve en önemlisi sizde suçluluk duygularıyla erken boşalmaya neden olan aldatma davranışınızı gözden geçirmenizde fayda var.

EŞİM BENİ ALDATIYOR MU?

- Yedi aylık evli bir kadınım. İlk başta her şey çok güzeldi fakat son zamanlarda eşimi dalıp giderken buluyorum. Nedenini sorduğumda “Yorgunum!” diyor. Tartıştığımız zamanlarda ise sert çıkışları oluyor. Geçtiğimiz ay sohbet ederken, çok sevdiği ve yıllarını geçirdiği sevgilisinden ayrılmak zorunda kaldığını anlattı. Bu nedenle eşime karşı çok kuşkucuyum. Sizce onu düşünüyor mudur?

Evlenmeden önceki ilişkiler doğal kabul edilmeli ve geçmişte bırakılmalıdır. Önemli olan eşinizin evliliğiniz süresince size ve ilişkinize verdiği değerdir. Evliliğinizden ve eşinizden şüphe duymaktan kaçınmanızda fayda var. Çünkü kuşkucu düşünceler somut bir kanıta dayanmıyorsa sadece ilişkiyi yıpratır. Bu durum ilişkinizi gerginleştirebilir ve içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olabilir. Sevginin ve sadakatin bu derecede sorgulanması eşinizde huzursuzluk yaratabilir, aklında olmayan kişiyi ve olayları onun aklına düşürmenize yol açabilir. Bu durumda yapmanız gereken önce kendinize ve eşinize güvenmek, sonra suçlamadan açık iletişim kurarak ilişkinizde rahatsız olduğunuz noktaları onunla paylaşmaktır. Aklınızdan kuşkucu düşünceleri çıkarabilmek adına kendinize yeni uğraşlar bulmak ya da hobiler edinmek de faydalı olacaktır.

BİR KEZ ALDATTIM...

- 2 yıllık evli bir kadınım. Geçenlerde işyerindeyken, internet üzerinden biriyle tanıştım ve kendime çok yakın hissettim. Bu nedenle iki kez buluştum. Son buluşmada birlikte olduk. Pişman değilim ama çok karışık duygular içindeyim. Sizce ona aşık mı oldum? Eşimden ayrılmalı mıyım?

Yazının Devamını Oku

Dipteyim sondayım depresyondayım

23 Şubat 2014
Herkes yaşamının bir döneminde umutsuzluk, hüzün, keder, mutsuzluk gibi olumsuz duygulanımlar yaşayabiliyor.

Bunlar, genellikle yaşanan olaylarla ilişkili ve geçici...
Bazen bu duygulanımlar daha aşırı boyutlarda ve daha uzun süre yaşanabiliyor. İşte bu durumda, kendine özgü belirtileri olan, çok iyi tanımlanmış ve ciddiye alınması gereken bir ruhsal sıkıntı olan depresyondan bahsedilebiliyor. Depresyon toplumda en sık rastlanan ruhsal bozuklukların başında geliyor. Bu hafta depresyonla ilgili yöneltilen sorulara yanıt arıyoruz:

- 40 yaşındayım ama kendimi 80 yaşında gibi yaşlı, mutsuz, çökkün ve yorgun hissediyorum. Bunalımdayım. Okuduğum ve araştırdığım kadarıyla dipteyim, sondayım, depresyondayım. Neden depresyonda olduğumu bilmiyorum, bu sorunun yanıtını bana verebilirseniz sevinirim.

İnsan; öfke, kırgınlık ve gurura teslim olduğunda, kendini sevmiyor ve kendine ihanet ediyor demektir. Bu ihanetin en çok görülen şekli depresyondur. Çünkü depresyonu en iyi anlatan tanımlardan biri, her konuda kişinin kendisini yenik hissedene kadar öfkesini içine yani kendisine karşı akıtmasıdır. İnsan, hayatın gerçekleriyle kavga ettiğinde depresyona girip acı çekerken, koşulsuzca kabul ettiğinde mutlu olmak için bir şans yakalayabilir. Ancak insanın gerçeklerle ilgili düşünce, algı ve gözlemleri bozulduğunda, kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz beklentilere girebilir ve zamanla depresyon oluşur. Ancak depresyon kader değildir, ilaçlarla ve psikoterapi ile yüzde yüz tedavi edilebilen ruhsal bir bozukluktur.

- Ablam 4 senedir evli ve 1 kız çocuğu var. Eniştemle aralarındaki ilişki de görünürde iyi gibi. Bir gün evde otururken, eniştem ikinci bir eş almak istediğini söyledi ve bu konuda çok ciddiydi. Ablam doğal olarak sinir krizi geçirdi, bunalıma ve depresyona girdi. O günden sonra ablamın iştahı kapandı, uyuyamaz oldu, yüzü hiç gülmüyor, durduk yere irkiliyor ve her şeyden korkuyor. Ablam için çok endişeleniyorum. Ona nasıl yardım edebilirim?

Ablanızın evliliği tehlikede ve yoğun stres altında, bu yüzden kriz geçirmesi ve depresyona girmesi olağan bir durumdur. Eşinin yaptığı davranış ablanızın yoğun bir depresyon geçirmesine ne olmuş gibi görünüyor. Enişteniz, ablanıza söylediği bu kararda ciddiyse bile bir süreliğine bu kararından vazgeçmeli ve konuyu güzellikle kapatmalıdır. Böyle bir durum, hemen hemen her kadın için büyük bir güvensizlik, çökkünlük ve bunalım yaratır. Burada sizin yapmanız gereken ablanızın yalnız kalmamasına çalışmak olmalıdır. Ablanıza onu çok sevdiğinizi, özel ve değerli olduğunu, her konuda ailecek destek olacağınızı ve her koşulda onun yanında olduğunuzu açıkça söylemelisiniz. Ayrıca eniştenizle konuşarak, ona durumun ciddiyetini anlatmalı, bu seçiminin nedenlerini ve olası olumsuz sonuçlarını konuşmalısınız ve çift olarak bir evlilik ve ilişki terapistine gitmelerini tavsiye etmeli ve ilaç tedavisi için de ablanızı bir psikiyatri uzmanına götürmelisiniz.

- Ben 26 yaşındayım ve bekârım. Uzun süreden beri biriyle cinsel ilişki yaşıyorum ve ondan hoşlanıyorum fakat o cinsellikten öteye gitmek istemiyor. Yakın bir zaman önce benim dışımda başka kişilerle de bu şekilde bir ilişki yürüttüğünü öğrendim ve ayrıldım. Şimdi ise dipteyim, sondayım, depresyondayım ve nasıl davranacağımı bilemiyorum. Lütfen bana yardımcı olur musunuz?

Bir insanın sevdiğinden ayrılması her zaman üzüntü verici bir durumdur. Kişiler ayrılık sonrasında üzüntü, yalnızlık, terk edilmişlik, güvensizlik, öfke ve kaygı gibi yas duygularını yoğun bir şekilde yaşayabilir, bu normal bir durumdur. Her ayrılık yeni bir başlangıçtır ve bir ötekine gitmenin yoludur... Ancak her biten ilişki insanı yasa sokar ve yas süreci insana çok şey öğretir. Duygularınız yerine her zaman mantığınızı ön plana alarak seçimler yapmanız gereken bu süreçte kaybettiklerinizi ve kazandıklarınızı ele almanız izleyeceğiniz en sağlıklı yol olacaktır. Bundan dolayı, size önerim öncelikle ayrılığı kabullenmeniz, ayrılmış olduğunuz insanın iletişim adreslerini yok etmeniz, duygusal ilişki arayışı içermeyen yeni sosyal ilişkiler oluşturmanız, ertelenmiş hobilerinize başlamanız, aileniz ve arkadaşlarınızın desteğini almanız ve ayrılan arkadaşınızın görüşme tekliflerine ne olursa olsun kayıtsız kalmanız yönünde olacaktır.

Yazının Devamını Oku

Aceleci olmanın dayanılmaz ağırlığı

16 Şubat 2014
Behlül, ilk seansına geldiğinde pek çok erken boşalan erkek gibi aceleciydi ve bir an önce sonuca giderek işi bitirmeyi hedeflemişti.

Elbette ki Behlül erken boşalmayı doğuştan genlerinde getirmemişti. Bir öğrenme vardı işin içinde; erken olanı öğrenme. İlk ergenlik yılları dağlarda çobanlık yaparak geçmişti ve o yıllardaki tek eğlencesi mastürbasyon yaparak öz doyum sağlamaktı. Bu eğlenceye bazen kuzeni de katılır ve bu işi bir yarışa dönüştürürlermiş: “Erken boşalma yarışı.” Kim erken boşalırsa onun daha güçlü sayıldığı bir yarış. Bu yarışla birlikte vücudun biyolojik saati de ilk defa erken boşalmaya ayarlanmıştı. Sonra liseyi okumak için şehre göç etmişlerdi. Bu yıllar ise mastürbasyon için en uygun zaman banyo zamanıydı ve işte o zaman da ev ahalisinden şu sesler yükseliyordu: “Bir saattir içerde ne yapıyorsun çabuk ol!” İçeri de ne yaptığının anlaşılması huzursuzluğuna bir de yakalanma korkusu eklenmişti. Tüm kaygılar içerisinde tek hedefi vardı: Bir an önce bu işi bitirmek! Bu kaygılarla boğuşan Behlül’ün aslında şöyle de bir düşüncesi vardı: “Bu güzel duyguya bir an önce ulaşmalıyım, uzatmanın ne gereği var, kestirmeden hazza koşayım.” Ve sonra ilk cinsel deneyimini yaşamak için bir geneleve gitmişti.

ACELE OLANI SEÇMEK

Burada zaten erken boşalmaya kurulu olan biyolojik saate en son şekli verilmişti. Acelesi olan kadın, müşterisini de bir şekilde acele ettirmek zorundaydı. Zamanından önce ve dozundan fazla verilen coşku Behlül’ü burada da erken boşalmaya mecbur etmişti.
Aceleye alışan bir tek cinsel yaşamı değildi. O artık hızlı konuşan, hızlı araba kullanan, hızlı yemek yiyen bir erkekti. Erken boşalan erkeklerin neredeyse tamamı gibi... Bilinçdışı zihin öyle bir genelleme yapmıştı ki acele etme hali günlük yaşamındaki pek çok davranışa yansımıştı. Bir ambulans şoförü olan Behlül sanırım bilinçdışı bir tercihle mesleğini seçmişti ve bu hızlı kişiliği onu pek de rahatsız etmiyordu, ta ki bu hızla karısının kendine yetişemediğini ve cinsel yönden onu doyuramadığını fark edene kadar...

KADER DEĞİL

Behlül’ün hikayesi çok bikdik ve tanıdık bir hikaye... Cinsel hayatı aktif olan her 10 erkekten yedisinin cinsel terapiste başvurma nedeni olan erken boşalmada önemli olan süre değil, boşalma refleksi üzerinde istemli denetimin olmaması... Erken boşalma kader değil, çeşitli tekniklerle yüzde 100 tedavi edilebilen bir cinsel uyum sorunu... Sonuç olarak, bunu bilmek ve ona göre bir seçim yapmak gerekiyor...

Yazının Devamını Oku

Denetimsiz boşalma

9 Şubat 2014
İnatçı ve tekrarlayıcı bir biçimde, çok az cinsel uyarılma ile cinsel birleşme yani penisin vajinaya girmesinden önce, penis vajinaya girer girmez ya da penis vajinaya girdikten hemen sonra, kişinin ve partnerinin arzu ettiği süreden daha önce oluşan boşalmaya denetimsiz boşalma yani erken boşalma adını veriyoruz.

Cinsel hayatı aktif olan her 10 erkekten yedisinin cinsel terapiste başvurma nedeni olan denetimsiz boşalmada önemli olan süre değil, boşalma refleksi üzerinde istemli denetimin olmaması. Bu hafta, yüzde 100 tedavi edilebilen bir cinsel uyum sorunu olan denetimsiz boşalmaya ilişkin sorulara yer veriyoruz:

İLAÇ FAYDA EDER Mİ

21 yaşındayım, 7 aydır süren cinsel hayatıma rağmen erken boşalma sorunu yaşamaya devam ediyorum. İnternette ilaç ile kesin sonuç alınacağına dair reklamlar yapılmakta. Bu konuda ilaç tedavisi kullanmam sağlıklı olur mu?

Erken boşalma ilaç kullanımı ile önlenebilir ama çoğu zaman bu geçici bir çözüm olur ve her zaman kesin bir sonuç vermez. Gerçek şu ki, cinsel terapi programları ile yüzde 100 önlenebilen erken boşalma tedavisi için bir cinsel terapiste başvurmanız tedavinin yarısıdır. Diğer yarısını tecrübeli bir cinsel terapist halledecektir. Ayrıca cinsel terapistin yapacağı uygulama bir hastalık tedavisi değil, boşalma kontrol becerisinin öğretilmesidir. Bu beceriler nispeten tüm erkeklerin kısa sürede öğrenebilecekleri şeylerdir, rahat olun.

HEYECANINIZI YATIŞTIRIN

36 yaşında, neredeyse 11 senelik evli bir erkeğim. İş sıkıntılarım nedeniyle pek fazla cinselliği yaşayamıyor ve erken boşalma sorunumu önemsemiyordum. Fakat artık eşimle arama soğukluk girmeye başladı. Tedavi olmak istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bu konuda beni bilgilendirir misiniz?
Erken boşalma cinsel birleşmede boşalma refleksi üzerinde istemli bir denetimin olmamasıdır. Düzenli bir cinsel yaşamı olduğu halde boşalmasını denetleyemeyen ya da çok kısa sürede boşalan erkeklere, birkaç aylık bir cinsel terapi süreci ile bu denetimin öğretilmesi mümkündür. Cinsel ilişki sırasında hareketlerinize zaman zaman ara verin ve heyecanınızı yatıştırabilmek için dinlenin. Aşk kaslarınızı sevişirken ve cinsel birliktelik sırasında hep gevşek tutun. Boşalma korkusunun aklınıza düştüğü o an durun ve rahatlayana kadar bekleyin, sonra yavaşça devam edin. Her gece yatmadan önce, kendinizi kontrol ettiğiniz uzun bir cinsel birleşmenin hayalini kurun, yapacağınız bu fantezi modellemesi, boşalmanın geciktirilmesini önceden planlamanızı kolaylaştıracaktır. Ön sevişme zamanını uzun tutun ve partnerinizin yeterince uyarılmasını sağlayın.

NE YAPMALIYIM?

Yazının Devamını Oku

Evlilik su gibidir

2 Şubat 2014
Evlilik ve yakın ilişkiler suya benzer. Evlilik hayatı, bir seks ve şehvet ticareti değil, su ve oksijen atomu gibi bir ve bir arada olma ortaklığıdır. Bu yüzden taraflardan biri olumlu yönde değiştiğinde evlilik hayatında önemli değişiklikler olabiliyor.

Ahmet ve Ayşe çifti 12 yıllık evliydiler. İki oğulları ve bir kızları, güzel bir evleri, onları seven dostları ve ekonomik olarak sorunsuz bir hayatları vardı. Fakat buna rağmen her basit meseleyi çok hızlı bir şekilde tartışmaya çevirebiliyorlardı. Ahmet yıllar süren evlilikten sonra ilişkilerinin monotonlaştığını ve Ayşe’ye karşı olan şehvet ve tutku, sevgi ve yakınlık gibi duygularının değiştiğini düşünüyordu. 42 yaşındaydı ve birden bire boşanmayı bir seçenek olarak düşünmeye başlamıştı. Eşinin itirazlarına rağmen bir süre ayrı yaşamanın daha iyi olacağına karar vermişti. Boşanma kararı henüz netleşmediği için çocuklarına aralarındaki sorunları yansıtmamaya çalışmışlar ve çocuklarını yaz tatili için Bodrum’da yaşayan ebeveynlerinin yanına gönderdikleri bir zamanda, Ahmet evden ayrılıp, bir otele yerleşmişti. Bir süreliğine ayrı kalmak, düşünmelerine ve her ikisinin de evliliklerini daha sağlıklı bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olmuştu. Ancak büyük bir aşkla başlayan evliliklerinin nasıl bu hale geldiğine dair geçerli ve tatminkâr bir açıklama bulamamışlardı. Hem Ahmet hem de Ayşe kavgalara neden olan kendi hatalarını ve ebeveynlerinin ilişkilerinden geriye kalan mirasın bugün kendi ilişkilerini nasıl olumsuz bir şekilde şekillendirdiğini evlilik ve ilişki terapisiyle görmeyi ve yeni bir başlangıç yapmayı başardılar.

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEDEN

Oksijen ve hidrojen atomlarının bir araya gelmesiyle su meydana geliyor. Bunlardan birini alıp yerine başka bir madde koyulduğunda su oluşmuyor. Evlilik ve yakın ilişkiler suya benziyor. Evlilik hayatı bir seks ve şehvet ticareti değil, su ve oksijen atomu gibi bir ve bir arada olma ortaklığı... Bu yüzden taraflardan biri olumlu yönde değiştiğinde evlilik hayatında önemli değişiklikler olabiliyor. Toplum olarak sağlıklı ve mutlu evliliklere ihtiyacımız var... Çünkü sorunlu evlilikler sorunlu kişilerin ve sorunlu çocukların kaynağı olabiliyor. Bütün bunlara toplumsal, siyasi ve ekonomik problemlerin eklenmesiyle, kendisiyle ve toplumla kavgalı, toplum ve devlet yapısı için tehlikeli bireyler ortaya çıkabiliyor. Bu durum toplumsal çatışmaları ve terörü destekliyor. Bu nedenle evlilik aşkı öldürmeden, evlilik geleceğimizin teminatı çocuklarımızı olumsuz etkilemeden ve çiftin ruh sağlığını bozmadan bir evlilik terapistine başvurmak ve çözüm aramak gerekiyor. Çünkü toplumsal yapımızın sağlıklı bir şekilde devam etmesinin yegâne yolu sağlıklı ve mutlu bir evlilik yapısının devamıyla mümkün.

SORULAR

BİTİRMEK İSTEMİYORUM

33 yaşındayım, eşim de 46 yaşında. Eşimle çok severek evlenmemize rağmen evliliğimizle ilgili sorunlar yaşıyoruz. Bunlar fikir ayrılıkları ve cinsel sorunlar... Ne yapacağımı bilmiyorum. Evliliğimi bitirmek istemiyorum. Ne olur bana bir yol gösterin.

Evlilik, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekânı ve zamanı artık birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisidir. Bu nedenle, iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyümemesi ve ilişkinizin yıpranması için birbirinizi suçlamadan konuşmalı ve duygularınızı ifade etmelisiniz. Ayrıca, seks hayatınızı canlandırıcı birkaç küçük püf noktaya özen göstermelisiniz. Cinsel yaşamınıza özen göstermeli, ön sevişmelerinizdeki dokunmaları çoğaltmalı, fantezilerinizi açıkça ifade etmeli, birlikte duş almalı, birbirinize masaj yapmalı, müzik ya da mumlarla yatak odanızın havasını değiştirmelisiniz.

EŞİM BENİ ALDATIYOR

Yazının Devamını Oku