Yönetimde, teknik kadroda bir iç çekişme var. Geçen yıl Fenerbahçe ile şampiyonluk mücadelesi verirken, birbirlerine bağlıydılar. Bu sezon ise sorunlarla boğuşuyorlar...
G.Saray ligde ve Avrupa’da iyi gitmiyor. Rize’de baskılı oynamasına rağmen maçı çeviremeyen sarı kırmızılı takımın sorunu ne?
GALATASARAY’ın bu sezon sorunu çok fazla. Rize maçında sahanın zemini çok kötüydü. G.Saray topun hakimi olmasına rağmen bir türlü istediği golleri bulamadı.
Sarı kırmızılı takımda çok iyi anlaşan Song’la Tomas bu sezon uyumsuzluk yaşıyorlar. Bunda Shakhtar Donetsk’ten kiralanan Tolga’nın da etkisi var. Tomas gönderilecek, Song gitmek istiyor. Oyuncuların dengesi bozuldu. Eski formlarından uzaktalar.
Görülen sıkıntılar
İngiltere’deki Liverpool maçına bakın, sıkıntıları görürsünüz. G.Saray defansının bu tarz golleri yememesi lazım. Duran toplar sarı kırmızılı takımın kalesinde hep tehlike oluşturuyor. Goller de bu şekilde geliyor. Liverpool maçında o toplara nasıl vurduruyorlar anlamıyorum. PSV maçında direğin dibinde iki oyuncu elini kolunu sallayarak gol atıyor.
Rize’de de buna benzer bir gol yedi G.Saray. Defans pozisyon alamıyor, adeta uyuyor. Song’la Tomas’ın arasına düşen toplar hep tehlikeler yaratıyor.
Rize’de saha ağır olduğu için G.Saray, doldur-boşalta döndü. Rize’nin iki tane iyi oynayan stoperi var; Bashir ile Serhat. Her ikisi de G.Saray maçında mükemmel oynadı. Bütün kafa toplarını aldılar.
Anadolu takımları artık büyük takımlardan korkmuyor, rakibine saldırıyor. Eski korkaklıklarını üzerlerinden attılar. Büyük takım oyuncuları ile küçük takım oyuncuları arasında çok büyük fark yok.
G.Saray’ın başka problemleri de var. Başkan Özhan Canaydın toplantı yapıyor, Adnan Sezgin’i bu toplantıya almıyor. Sezgin’i göreve Adnan Polat getirmiş. Böyle bir uyumsuzluk olabilir mi? G.Saray yönetiminde, teknik kadroda bir iç çekişme var. Geçen sezon Fenerbahçe ile şampiyonluk yarışı verirken birbirlerine bağlıydılar. Aynı bağlılık bu sezon yok.
G.Saray’ın genç ve yetenekli oyuncuları var. Bir de miadını dolduran oyuncular var. Hasan Şaş mücadele ediyor, iki ayağı ile topa vuruyor. Ancak çalım yapmaya bayılıyor. Oysa bir oyuncunun saha şartlarına göre kafasında nasıl oynayacağını planlaması lazım.
Necati’nin hızlı form tutup, sahadaki yerini alması şart. Çünkü Necati, mücadeleye giren, şut atan, kafa toplarına vurabilen etkili bir golcü. G.Saray, Necati’den faydalanamıyor.
Yanlış oyuncu tercihi
Gerets’in oyuncu tercihleri yanlış. Orta sahada ayakta duran tek adamını oyundan çıkartıyor. Bu değişiklik sonrası orta saha sadece Arda’ya kalıyor. O da ağır saha şartlarında boğuluyor. Düzgün bir hava olsa, Arda rakiplerini daha çabuk geçecek ve istediklerini yapabilecek.
Böylesine ağır saha koşulları güçsüz takımlar için avantaj. Çünkü güçlü takım topu istediği gibi kullanamıyor. Güçsüz takım bu şartlarda sahadan istediği sonucu alabiliyor.
Hepsi Beckenbauer!
Æ Beşiktaş 4 gol attığı Antalyaspor maçını kazanamadı. Taraftarın ’istifa’ çağrısında bulunduğu Tigana, gemiyi terk etmeyeceğini söylüyor. Yönetim de eleştirilerden fazlasıyla nasibini aldı. Siyah beyazlılar bundan sonra ne yapmalı?
BEŞİKTAŞ’ta herkes kendini ispat etme çabası içerisinde. Antalya’da yedikleri goller evlere şenlik. Deplasmanda 3-1 öne geçiyorsun, halı gibi sahada oynuyorsun ve skor bir anda 4-3 aleyhine oluyor. Beşiktaş gibi büyük bir takım nasıl böyle bir gaflete düşebilir.
Siyah beyazlı futbolcular kendilerini Beckenbauer gibi görmeye kalkıp, ince işler yapmaya kalkıyor. Onların işi kademeye girmek, yardımlaşmak, basit oynayıp, topu ileriye vermek. Bunun yerine, ’ben de büyük futbolcuyum’ havasına girip, fantaziye kaçıyorlar, topuk paslarıyla kendilerini göstermeye çalışıyorlar.
Bir futbolcu yapamayacağı işlerin altına girmemeli. Buna mani olacak kişi ise teknik direktör Jean Tigana. Oyuncularına böylesine lüzumsuz işleri yapmamaları gerektiğini anlatmalı, onları disipline sokmalı.
Serdar’ı Bursaspor’dan Tigana aldı. Devamlı da oynatıyor. Onun yerine daha iyi oynayacak oyuncular yok mu? Var tabii ki. Delgado devamlı sakatlanmaya başladı. Ricardinho attığı golün dışında yok.
Bir takıma ağırlığını koyacak güçte değil. Topu ayağına aldığı vakit, olumlu kullanmak yerine kenarlara veriyor.
Beşiktaş seyircisi farklı bir oyun bekliyor. Siyah beyazlı takım 3-1’den sonra oyunun hakimi olacağına üstünlüğü Antalyaspor’a kaptırdı ve beraberliği zor kurtardı.
Isıran takım
Beşiktaş ısıran bir takım. Koşuyor, mücadele ediyor. Ancak şahsi kompleksler, kendini ispat etmeye çalışan futbolcular yüzünden bu durumlara düşüyor. Bobo gol yollarında faydalı. Ancak, Gökhan Güleç Beşiktaş’ın santrforu değil.
Fenerbahçe özelliğini kaybetmiş
Æ 6 puan geriden gelip 3 puan öne geçen F.Bahçe’nin önünde zorlu maçlar var.Sarı lacivertliler bu performansını devrenin sonuna kadar sürdürebilir mi?Zico’nun kadro tercihini doğru buluyor musunuz?
SON dönemdeki maçlara bakıldığında, Zico’nun kadro tercihini doğru buluyorum. Yalnız ortada bir sıkıntı var. Fenerbahçe, kendi sahasında oynadığı maçlarda bile rakiplerine bu kadar çok top kullanma şansı vermeye devam ederse, büyük karşılaşmalarda başı çok ağrır.
Bu oyun tarzıyla kalesinde çok pozisyon verir. Çünkü, sarı lacivertli futbolcular ikili mücadelelere girmiyorlar. Gaziantepspor maçının ikinci yarısında tipik bir İtalyan takımı hüviyetine büründüler. Kendi sahalarında kapanıp, kontrataklarla golü buldular.
Ancak, bu oyun tarzı Fenerbahçe’nin geleneğinde yok. Fenerbahçe’nin alışılmış oyun tarzı; teknik düzeyi yüksek oyuncularla topun hakimi olmak. F.Bahçe tarihi boyunca hep topun hakimiydi. Bugün bakıyorum,
Fenerbahçe bu özelliğini kaybetmiş. Topa hakimiyeti yok ama becerikli oyuncularıyla işi çözüyor. Ancak, önemli maçlarda becerikli oyuncular iş yapmayabilir. Rakip sert oynar, senin önemli oyuncularını sıkı markaja alır. Bu yüzden Fenerbahçe’nin zorlu maçlarda rakibe topla fazla oynama ve pozisyon şansı vermemesi lazım.