F.Bahçe, 2007’nin ilk kupasını Antalya’da kazandı. Sarı lacivertli takımın futbolu, lig, Avrupa ve Türkiye Kupası maçları öncesi umut veriyor mu? Bu maçlarda şans bulan Serkan, Kemal ve Olcan’ın performanslarını nasıl buldunuz?
FENERBAHÇE, Antalya’da ilk kupasını kazanmış olabilir. Ancak, oynadığı futbol bana ümit vermiyor. Türkiye’de lig şampiyonluğunu kazanırsın. Bu, senin iyiliğinden değil, karşıdaki takımların kötü olmasından kaynaklanır. Fenerbahçe kötü futbol oynuyor. Geriden top çevirerek iyi futbol oynadığını zannediyor ama yanılıyor.
Fenerbahçe, tek forvetle oynayamaz. Çünkü, kadrosunda böyle bir santrforu yok. Ne Deivid, ne de Kezman vücutlarını kullanarak, topa hakim olacak karakterde oyuncular. Fenerbahçe’nin orta sahası ve defansı, takım hücuma çıktığı zaman forvet oyuncularına destek veremiyor. Blok halinde gidip gelemiyorlar.
Sağdan biri kaçacak da orta yapacak. Yapılan ortalara kim vuracak? Deivid’le Kezman. Bu iki oyuncu tek başlarına oldukları zaman kolayca markaja gireceklerinden verim sağlayamıyor. Zico’nun bu anlayışı değiştirmesi lazım.
Appiah’la Serkan da gerçek bölgelerinde oynamıyorlar. Her ikisi de orta sahada daha verimli olur. Dinamo Kiev maçında atılan Serkan, mücadeleye girdiği için o kırmızı kartı gördü. Serkan sağ bekte, Appiah sağ açıkta verimli olamaz.
Fener, Alex’le anlaşır
Zico, "Yabancıya kapım kapalı" diyor ve bir yerli kaleci istiyor. Alex ise "Fener’le anlaşamazsam, Türkiye’den bir takıma bile gidebilirim" açıklamasını yaptı. Brezilyalıların tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
ALEX, tabii ki, Fenerbahçe ile anlaşamazsa istediği yere gidebilir. Avrupa, bu tarz bir futbolcuya sıcak bakmayacağı için, Brezilyalı futbolcu kendisine istediği parayı verecek bir Türk takımını tercih edecektir. Bu, onun en doğal hakkı.
Kaldı ki, Alex’in açıkmaları gayet doğal. Realist bir yaklaşım sergiliyor. Ancak ben, Fenerbahçe’nin Alex’i bırakacağına ihtimal vermiyorum.
Zico, kadrosundaki 6 yabancıdan da memnun olabilir. Ancak gözüken o ki, takımda aksayan yönler çok. Bir kere oyuncular ikili mücadeleye giremiyor. Bütün olarak futbol oynanmıyor. İleride çoğalamıyorlar. Kendi defansında çok gedik veriyor.
Zico’nun "memnunum" dediği yabancılardan 4’ü Brezilya’dan gelmiş. Bakıyorsunuz, defanstaki Lugano ile Edu çok standart oyuncular. Golcü diye alınan Deivid yetenekli, ancak vurdumduymaz. Alex takımın beyni.
Milli hislerle oynamayın
Kulüpler Birliği’nden sonra Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu da ’hemen seçim’ yapılması için Ulusoy’a çağrıda bulundu.Ulusoy ve ekibi ’haziran’ diyor.Bu çekişme, Türk futbolunu kaosa sürükler mi?
BU kadar kulüp seçim istiyorsa, yapacaksın. Niye direniyorlar, anlamıyorum. Herhalde süreyi uzatıp, bazı kulüpleri kendi yanlarına çekmek istiyorlar. Bu durumdaki federasyonun yapacağı hareketten hiçbir itimat çıkmaz. Böyle olunca da Türk futbolu haliyle kaosa sürüklenir.
Diyorlar ki: "Erken seçim olursa, Milli Takım bu durumdan olumsuz etkilenir." Federasyonla Milli Takım’ın ne alakası var. Fatih Terim, takımı seçer, çalıştırır. Federasyon, teknik direktör mü, takıma taktik mi veriyor? Oyuncuları federasyon mu seçiyor?
Böyle komik bir savunma olur mu? Milli hislerle oynayarak bir yerlere gelmeye çalışmak çok çirkin bir davranış biçimi. Haziran diye diretmelerinin sebebi, bazı kulüplere yardım vaadinde bulunup, kendi saflarına çekmek. Onlar için Türk futbolu önemli değil, önemli olan şahısların o koltukta oturması. Bu, Haluk Ulusoy olur, başkası olur, fark etmez. Buradaki anlayış çok kötü.
Bilinçsiz idareciler
Szymkowiak, Trabzon’a dönmemek için futbolu bıraktığını açıkladı. Marcelinho, Wolfsburg’a satıldı. Ayman transferindeki çelişkiler sürerken eski futbolcuları Erdinç’i aldılar. Trabzonspor nereye koşuyor?
İŞİ bilmeyen adamları göreve getirirsen böyle olur. Szymkowiak, Trabzon’a dönmemek için "futbolu bıraktım" diyor. Biri çıkıp da bu adamla konuşmuyor. Acaba neden gitmek istiyor.
Demek ki, orada kafası rahat değil. Marcelinho, gitmek istiyor ve başka bir takıma transfer oluyor. Trabzonspor’da oynamak istemediklerine göre, yöneticilerin aynanın karşısına geçip kendilerine bakmaları lazım. Türkiye’de en büyük kaosu idareciler yapıyor. Bu, her takımda böyle.
Türk futbolunun bu duruma gelmesinin tek sebebi, bilinçsiz idareciler ve federasyondur. İşi bilmeyen adamlar sırf paralı diye göreve getiriliyor. Şenes Erzik’in haricinde işini bilen yöneticiyi bulmak zor.
Beşiktaş eksik G.Saray kaliteli
Beşiktaş ve G.Saray devre arasında beklenen transferleri gerçekleştiremedikleri gibi, hazırlık maçlarında da vasatı aşamadılar. Bu iki büyük takımın devre arası çalışmaları lige nasıl yansır?
BİR kere hazırlık maçlarıyla ligi ayrı tutmak gerekir. Hazırlık maçlarında alınan sonuçlar hiç önemli değil. Beşiktaş, bana göre eksik bir takım. Kadrodaki oyuncuların çoğu Beşiktaş’ın formasını taşıyacak özelliklere sahip değil. Çok düz, sıradan, standart oyuncu var Beşiktaş’ın kadrosunda.
Standart oyuncuların yanı sıra, bir takımın yıldız oyunculara da ihtiyacı var. Beşiktaş’ta bu tip iki oyuncu var; Delgado ve Ricardinho. Biri (Delgado) sakatlıktan yeni çıktı, diğeri (Ricardinho) temposunu hiç bozmuyor. Oysa ben, onun zamanla temposunu bulacağını, dinamizm kazanacağını düşünüyordum.
Bu takımda istenmeyen çok önemli bir oyuncu daha var. Kleberson’u Beşiktaşlıların çoğu beğenmiyor. Satışa çıkarsalar koca takımda talep görecek tek futbolcu bence Kleberson. O, iyi bir oyuncu. Ancak, yanındakileriyle uyumu yok. Takımda onun dilinden anlayan futbolcular oynamıyor.
Galatasaray iyi bir takım. Oyuncularının hepsi yetenekli. Tek sorun orta saha gibi gözüküyor ama alınmasa da olur. Galatasaray’ın transfere ihtiyacı yok.