10 Temmuz 2007
Adnan Polat, G.Saray’ın şampiyonluğun büyük favorisi olduğunu söylerken, UEFA Kupası’nda da en azından çeyrek final oynayacaklarını iddia etti. 8 yeni ismi renklerine katan Cimbom, bunu başarabilir mi? BAŞARABİLİR, çünkü çok iyi oyuncular aldılar. Türkiye’de yeni sezon öncesi tartışmasız en iyi transferleri Galatasaray yaptı. Lincoln önemli bir oyuncu. Liderlik vasfı var.
Linderoth çalışkan ve dinamik. Bouzid’i, Kalli istedi. Demek ki güveniyor. Servet, Orkun, Volkan, iki gurbetçi Barış ve Serkan’la kadro daha da güçlendi. En önemlisi de futbol ubesinin başına takımı her yönüyle en iyi şekilde organize edecek Kalli’yi getirdiler. Yaşı problem edildi.
Sanki sahada o koşacak ve mücadele edecek. Bence antrenörlüğe soyunmamalı ve tepede olmalıydı ama yine de Alman teknik adam, büyük bir disiplin içinde kolları sıvadı.
Bu hava takıma da yansıdığında Galatasaray, her cephede gücünü gösterir. Sarı kırmızılılar ligde şampiyonluğa oynar. Olur veya olamaz ama, zirve mücadelesinde son dakikaya kadar ter döker. UEFA Kupası için bir şey söylemek zor. Türkiye ve Avrupa çok farklı. Şu bir gerçek ki, Galatasaray yeni sezonda bambaşka bir performans sergileyecek.
6+1 kararı yanlış...
Futbol Federasyonu yeni sezonda yabancı oyuncu kontenjanında 6+1 sistemini uygulayacak. 7 yabancıdan birinin kulübede oturmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
FEDERASYON anlamsız bir karar aldı. Ya 6’da bırakıp, öyle devam edecekti ya da serbestlik olacaktı. Yabancı oyuncu takımına faydalı olsun diye transfer edilir, gençlere örnek olması, bir şeyler kazandırması istenir.
Şimdi bu kararla yeni bir oyuncuyu transfer edeceksiniz ve kulübede oturtacaksınız. Bu takımlar için problem yaratır. İyi futbolcu transfer edersen, sahada olması lazım. Kimi yedekte tutacaksın. Antrenörler için de sorun olacak.
Vasat bir yabancı transfer etseler, faydası olmayacak. Ne tarafından bakarsanız bakın, Futbol Federasyonu’nun 6+1 kararı çok yanlış. Serbestlik olsaydı, yerli futbolcuların da fiyatı düşecekti. Üç büyüklerin mali durumları ortada. İstediklerini alabiliyorlar. Anadolu kulüpleri öyle değil.
Onlar da ellerindeki değerleri satarak ayakta kalıyorlar ve haklılar. Federasyon hiç değilse 7 yabancı kararı alsaydı. Lüzumsuz bir iş yaptılar.
Ya Alex ya Carlos
Fenerbahçe’de Arthur Zico, Avusturya kampında futbolcularının fikrini alarak yeni kaptanı belirleyecek. Sizce, bu görev kimin olmalı?
BU iş futbolculara sorularak olmaz. F.Bahçe’de yıllardır kaptanlık konusunda yanlışlık yapılıyor. Takımın en eskisi kimse bandı o koluna geçiriyor.
Kaptan, takımın ikinci antrenörüdür, saha içinde ise birinci. Öncelikle ağırlığı olacak. Hem hakem, hem de rakip futbolcu ve kendi takım arkadaşları üzerinde.
Fenerbahçe’nin mevcut kadrosu içinde iki isim kaptanlık için ön plana çıkıyor. Bu görev ya Alex’e ya da Roberto Carlos’a verilmeli. Başkası olamaz.
Beşiktaş parayı sokağa atmamalı
Transferin hızlı takımı Beşiktaş, kadrosuna iki yeni yabancı daha katacak. Siyah beyazlılar, hangi bölgelere transfer yapmalı?
ERTUĞRUL Sağlam, topu kullanan ve mücadele eden bir Beşiktaş istiyor. Genç hocanın düşüncesine göre orta sahaya çok iş düşüyor. Öncelikle bu bölgede Ricardinho, ağır kalıyor. Kenara oynuyor ve riske girmiyor. Oyunu yavaşlatıyor. Etrafında dönerek, yanındakine topu vererek idare ediyor. Takıma faydası çok az. Delgado ise dikine oynuyor ve neticeye gidiyor. Arjantinli, ilk 11 konusunda bir adım önde. Defansın önüne Cisse’yi aldılar. Tipik bir görev adamı.
Beşiktaş, elindeki kadroya göre orta saha ve forvette yabancı haklarını kullanmalı. Ancak, Türkiye’de garip bir durum var. Fenerbahçe ve Galatasaray transfer yaptığı için, Beşiktaş da lüzumsuz oyuncuları almaya çalışıyor. Faydasız bir isim alacaksan, bu hakkı kullanmayacaksın.
Transfer, ihtiyaç için yapılır. Kendi bütçene göre sana yarayacak isimlerin peşinde koşacaksın. Yöneticilerin kendi reklamları uğruna yaptıkları lüzumsuz transferler yüzünden, paralar sokağa atılıyor. Beşiktaş, hocasının da isteği doğrultusunda doğru futbolcuları, renklerine bağlamalı.
Trabzonspor çok can yakar
İntertoto Kupası’ndaki ilk maçında Vllaznia’yı 6-0’la bozguna uğratan Trabzonspor, bu sezon üç büyüklere kafa tutabilir mi?
GÜÇLÜ bir kadro kurdukları için tutarlar. Bir takımın omurgasının en önemli bölgesi orta sahadır. Trabzonspor, Serkan Balcı transferiyle büyük bir açığını kapattı.
Fenerbahçe için genç oyuncu büyük kayıp olacak. Serkan, bordo mavili ekibe dinamizm getirdi. Ayman da aynı şekilde bitip, tükenmek bilmeyen enerjisiyle bu sezon daha da iyi olacak. Ceyhun gibi bir organizatöre sahipler. Büyük hünerleri var. Vllaznia maçında attığı gol de akıl doluydu.
Gökdeniz ve Yattara da forma giyecek. Forvet hattı da iyi olan Trabzonspor’dan yeni sezonda korkulur. Ancak, bordo mavili camia kendi içindeki çalkantıları dindiremezse gene hüsrana uğrarlar.
Ziya Doğan, güçlü, çalışkan ve mücadele eden bir takım sahaya sürecek. İlk maçtaki görüntü buydu. Trabzonspor, bu kez başa oynayacak ve çok da can yakacak.
Yazının Devamını Oku 3 Temmuz 2007
Ümit Karan’ın Galatasaray’la sözleşmesi devam etmesine rağmen Fenerbahçe ile transfer görüşmesi sizce doğru bir davranış mı? Bu olayı nasıl yorumluyorsunuz?
ÜMİT, profesyonel bir futbolcu. Futbol hayatı 3-4 yıl sonra bitecek. Kendisine daha iyi şartlar sunan bir takımla görüşmesini doğal karşılıyorum. Bu takım, Fenerbahçe de olur, Beşiktaş da... Türkiye’de bir büyük takımdan başkasına geçen futbolcular eleştiriliyor. Ben, aynı görüşte değilim. Bu tür tartışmalar eskiden olmazdı. Takım değiştiren çok oyuncu oldu. Son zamanlarda fanatikler tartışmayı körüklemeye başladılar. Olaya bir de Ümit tarafından bakmak gerekir. Kendisine daha fazla parayı verecek takıma gitmesi onun en doğal hakkı. Ortada bir tazminat vardır, ödenir ve sorun halledilir.
Teklif Fenerbahçe’den mi geldi, yoksa Ümit’ten mi bilmiyorum. Fenerbahçe durup dururken Ümit’e gitmemiştir. Futbolcunun da bir meyili vardı ki, böyle bir olay gerçekleşti. Aracılar vasıtasıyla bu görüşme yapılmış olabilir. Ümit, Türkiye’nin en güçlü, en golcü santrforu. F.Bahçe’nin Ümit gibi bir santrfora ihtiyacı var. Bu şartlar altında, transferini istemesi kadar doğal bir şey olamaz.
Ümit, takımında kalmakla en doğrusunu yaptı. Kulübüyle bazı problemler yaşamış olabilir. Ancak, taş yerinde ağırdır. Bu bakımdan Ümit’in G.Saray’da kalması en doğrusu oldu.
Federasyon görevinin farkında değil...
Æ Futbol Federasyonu, kulüplerin beklediği yabancı kararını bir türlü çıkaramadı. Bu gecikmeyi neye bağlıyorsunuz?
FUTBOL Federasyonu ile Fenerbahçe arasında bir çekişme var. Tarafların yıldızları bir türlü barışmadı. Fenerbahçe, Avrupa’da başarılı olmak istiyor. Çünkü, önünde bir G.Saray örneği var. Onlar da sarı kırmızılılar gibi ülkemize bir kupa kazandırmak için çabalıyor. Fenerbahçeli yöneticiler bu yüzden yabancı sınırlamasının kaldırılmasını talep ediyor.
Bence, Futbol Federasyonu’nun Türk futbolu hakkındaki görüşü sıfır. Bir kere görevlerini bilmiyor ve yerine getiremiyor. Fenerbahçe elindeki kadroyla Türkiye’de şampiyon olabilir. Ancak, iş Avrupa’ya gelince durum farklı oluyor.
Bazı kulüpler yabancı oyuncu sayısının artırılmasına karşı. Çünkü, fazla yabancı alınması demek, kulüplerin kasasından fazladan para çıkması anlamına geliyor. Fenerbahçe, stat gelirleri ve forma satışları sayesinde bu sorunu bir ölçüde çözmüş. Ancak, diğerleri için aynı şeyler geçerli değil. Fenerbahçe, yabancı sayısının artırılmasını Avrupa’da başarılı olmak için istiyor. Federasyonun bu konudaki tutumunu anlamak güç.
Ertuğrul Sağlam’ın bir bildiği vardır
Æ Beşiktaş sezona günde üç idmanla hazırlanıyor. Ertuğrul Sağlam’ın bu uygulamasını doğru buluyor musunuz?
BEN, sezon başına kadar bu kadar sert antrenman yapılmasına karşıyım. Ancak, Ertuğrul Sağlam da bir yerde haklı. Çünkü takımını Şampiyonlar Ligi eleme maçlarına ve lige hazırlaması lazım. Bizdeki ligler çok uzun sürüyor. Bir futbolcunun adalesinin hazır duruma gelebilmesi için 3-4 haftaya ihtiyacı var. Fazla yükleme yaparsanız, sakatlıklar da beraberinde gelir.
Alın Kayserispor’u önünüze, bakın. Geçen sezona mükemmel başladılar. Avrupa’da başarılı sonuçlar aldılar. Erken yükleme yapıldığı için daha sonra düşüşe geçtiler. Teknik direktörler bu durumu gözönünde bulundurmak zorundalar.
Ertuğrul Sağlam çok beyefendi bir insan, çok da iyi bir hocadır. Bir bildiği vardır. Bana göre hesabını iyi yapmıştır ve Beşiktaş’a faydalı olacaktır.
Trabzon, Fatih’i geri getirmeli...
Æ Trabzonspor, Intertoto Kupası’ndaki ilk sınavını Arnavutluk takımı Vllaznia önünde verecek. Sizce bordo mavililer, UEFA Kupası’na kadar gidebilir mi?
TRABZONSPOR, elindeki becerikli oyuncularla Arnavutluk takımını eleyip, UEFA Kupası’na kadar gidecek güçte. Bunun aksi sürpriz olur. Bana sorarsanız, Trabzonspor ne yapıp edip Fatih Tekke’yi geri getirmeli. Fatih, topu iyi kullanan, çok kaliteli bir golcü. Trabzonspor’un onun gibi bir futbolcuya ihtiyacı var. Üstelik Trabzonlu. Bu yüzden daha yürekten oynuyor.
Bordo mavili takım, eğer Arnavutluk takımını eleyemezse, "büyüğüm" diye böbürlenmesin. Rakip zayıf mı? Bence hayır. Avrupa’da oynayan hiçbir takım zayıf değildir. Ancak, Trabzonspor’un kalitesinde olmadığı da bir gerçek.
Yazının Devamını Oku 26 Haziran 2007
Adriano ve Ronaldo’nun adları F.Bahçe için geçiyor. Bu oyuncuların alınma ihtimali var mı? Alınırsa hangisi yararlı olur?
F.BAHÇE Kulübü bir ışık aldı ki, bu oyuncuların üzerine gidiyor. Kulüpleri, "satmıyoruz" ya da "büyük paralar istiyoruz" demediklerine göre, bu transferlerin gerçekleşme ihtimalleri var.
Brezilyalı almanın iyi bir tarafı var. F.Bahçe’nin çoğunluğu Brezilyalı olacak, aynı dili konuşacaklar. Ben, bu durumu olumlu buluyorum. Olumsuz tarafı ise, birisi rahatsız olunca diğerlerine de etki edecek olması.
F.Bahçe’nin güçlü bir santrfora ihtiyacı var. Kezman, santrfor değil, tamamlayıcı. Adriano, Brezilya Milli Takımı’nın santrforu, güçlü bir fiziği var. Ronaldo, Adriano’dan daha komple ve büyük bir oyuncu. Ancak, çok sakatlık geçirdi. Bu oyuncuları alırsın ama Türkiye’de ne kadar oynarlar, tatil için mi gelirler bunu bilemeyiz. Ancak, Zico varken biraz zor kaytarırlar. Ben, alınırsa özellikle Adriano’nun çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Martinez’i alan kazançlı çıkar
F.Bahçe’de Rüştü’nün yerine düşünülen Gaziantepspor kalecisi Hasagiç, sizce sarı lacivertli takım için gerekli bir isim mi?
F.BAHÇE, lig ve Avrupa kupalarını düşünerek üç kaleci ile oynamak istiyor. Futbol bu, sakatlalıklar olur, cezalar olur. Hasagiç de fena değil ama Martinez çok daha iyi. Martinez, Kolombiya Milli Takımı’nın kalesini koruyor. Üstelik yaşı da genç.
Türkiye’de bir kaleci alınacaksa bu, Sakaryasporlu Martinez olmalı. Ancak o, yabancı statüsünde oynuyor. Futbol Federasyonu’ndan yabancı oyuncu sayısı konusunda henüz bir karar çıkmadı. Eğer sınırsız yabancı kararı çıkarsa F.Bahçe, Martinez’i almalı. Sınırlama devam ederse bu kez kontenjan sorunu var. Şu anda kontenjan fazlası olarak görülen Deivid hala F.Bahçe’nin kadrosunda gözüküyor. Bir de Bursaspor’da kiralık oynayan De Souza var. Bana sorsalar, "Martinez’i alın" derim.
Avrupa’da kupa için kalecin iyi olmalı
G.Saray, yıllardır eksikliğini hissettiği 10 numara için Lincoln’ü transfer etti. Sarı kırmızılılar, ligde ve UEFA’da ne yapar?
BEN, Lincoln’ü Kadıköy’de F.Bahçe karşısında seyrettim. Schalke formasıyla mükemmel bir maç çıkarmış, 2 de gol atmıştı. İten, koşan, mücadele eden futbolcu. G.Saray’ın bu oyuncuyu alarak gücüne güç kattığı kesin.
Ancak, daha gelmeden gereksiz polemikler yapılmaya başlandı. 4 yıl için G.Saray’dan alacağı para ve kulübüne ödenecek ücret konuşulur oldu. Bunlar lüzumsuz şeyler. Telaffuz edilen rakamı duyan diğer futbolcular da benzer taleplerle çıkar G.Saray yönetiminin karşısına. G.Saray’ın kadrosu Türkiye Ligi için güçlü olabilir. Ancak, UEFA’da işler öyle sanıldığı kadar kolay değil. Bir kere Avrupa’da başarılı olmak istiyorsan, kalecin mükemmel olmalı. G.Saray, UEFA Kupası’nı aldığında kalesinde, Taffarel vardı.
Bizimkiler hala kalecinin ne kadar önemli olduğunun farkında değil. "Mondragon’u gönderir, diğer kalecilerimizle oynarız" şeklindeki bir düşünceyi mantıklı bulmuyorum.
Yabancı sayısı serbest olmalı
Federasyon, kulüplerin çağrısına kulak verip yabancı sayısını serbest bırakmalı mı?
YABANCI sayısının serbest bırakılması görüşünü savunuyorum. Kulüpler, kenarda bekletmek için yabancı almamalı. Rakam neyse, sahada da o olmalı. Türkiye’deki kulüpler o kadar zengin değil, Avrupa’nın devleriyle boy ölçüşemezler.
F.Bahçe, G.Saray gibi kulüplerin güçlü transferler yapabilmeleri için en az 250 milyon Euro’luk bütçelere sahip olmaları gerekir. Anadolu kulüpleri kontenjanı doldurmak için yabancı alıyorlar, sonra da kenarda bekletiyorlar. Yabancı sınırlaması olunca, Türk futbolcuları kıymete biniyor. Bu sorunu çözmek gerekir.
Ricardinho giderse
Makelele gelmeli
Æ Beşiktaş’ta Ricardinho’nun gönderilip yerine yeni yabancının alınması gündemde. Sizce hangi bölgelere takviyeler yapmalı?
RİCARDİHNO, kumaşı iyi olan bir futbolcu. Ancak, geçen sezon sanki tatildeymiş de eğleniyormuş gibi bir havası vardı. Kaleye şut atmayan, arkadaşlarına doğru dürüst gol pozisyonu hazırlayamayan bir futbolcu olur mu?
Beşiktaş, geçen seneden güçlü kadroya sahip olmak mecburiyetinde. Bunun için Ricardinho’nun yerine çalışkan biri lazım. Makelele muhteşem, tam Beşiktaş’ın aradığı özelliklere sahip bir oyuncu. Teşhis güzel ama alamadılar. Bu tür oyuncuların gelmek istememelerinin en önemli sebebi, buradan gidenlerin (Anelka, Del Bosque, Tigana gibi) etkisinde kalmaları.
Yazının Devamını Oku 19 Haziran 2007
G.Saray’ın transfer politikasını nasıl buluyorsunuz? Anlaşmaya varılan Lincoln, Hagi’den sonra 10 numara bulamayan sarı kırmızılıların bu açığını kapatabilir mi? LİNCOLN, çok önemli bir futbolcu. Brezilyalı futbolcunun, hem oynayan, hem de oynatan bir tarzı var. Galatasaray, eğer onu transfer edebilirse çok önemli bir iş yapar. Lincoln bana göre büyük bir transfer. Ancak, alınan diğer futbolcu; Linderoth hakkında fazla bir bilgim yok. Sarı kırmızılılar herhalde Linderoth transferiyle, orta sahadan gelecek destekle defansını rahatlatacağını düşünüyor.
G.Saray’ın yeni transfer politikasına gelince... Ücretlerde indirime gittiklerine göre, elindeki oyuncuların gitmesini istiyorlar. Mondragon, İliç ve İnamoto takımdan ayrıldı. Sarı kırmızılılar, ellerindeki yetenekli yerli futbolculardan da yararlanacaktır. G.Saray’ın daha ne yapmak istediğini bilemiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da Lincoln’ün mükemmel bir futbolcu olduğu...
İkisi de kaliteli
F.Bahçe’nin 3 yıllık sözleşme imzalattığı R.Carlos ile G.Saray’ın anlaşmaya vardığı Lincoln, sizce Türk futbolu için sadece bir renk mi, yoksa kaliteyi de beraberinde getirecek mi?
BU iki oyuncu, Türk futboluna hem renk, hem de kaliteyi beraberinde getirir. Ancak bir şartım var; sahada iyi yönetilebilirlerse... Fenerbahçe’nin renklerine bağladığı Roberto Carlos dünya çapında bir oyuncu. Brezilyalı yıldızın başarıları saymakla bitmez. Eğer Fenerbahçe’de oynayamazsa ben suçu onda değil, antrenöründe bulurum.
Lincoln için "problemli" diyorlar. Eğer öyleyse, Galatasaray, sorunu ortadan kaldıracak. Lincoln, belki Schalke’deki sıkıntıları Galatasaray’da yaşamaz. Gerek Roberto Carlos, gerekse Lincoln’ün Türk futboluna katkı vereceklerine inanıyorum.
Martinez kaledeki sorunu çözer
Rüştü’yü Beşiktaş’a kaptıran F.Bahçe’nin Sakaryaspor’un Kolombiyalı kalecisi Martinez’i alacağı söyleniyor. Küme düşen bir takımın kalecisi, lig şampiyonunun en büyük eksiğini giderebilir mi?
RÜŞTÜ’nün gitmesi, Fenerbahçe için büyük bir kayıp. Onun yerini doldurmak kolay değil. Martinez çok iyi bir kaleci. Fenerbahçe eğer bu kaleciyi alırsa büyük iş yapar. Transferi yapacak mali güçleri de var. Tek problem, yabancı kontenjanının dolu olması.
Martinez en az 10 sene Fenerbahçe kalesini koruyacak bir kaleci. Hem yaşı çok genç hem de fiziği ve refleksleri mükemmel. Fenerbahçe yönetimi Martinez’i düşünüyorsa bana göre mükemmel bir iş yapar. Kaleci bir takım için çok önemlidir. Bu yüzden öncelikle o bölgedeki sıkıntının giderilmesi gerekir.
Ali Bilgin yanlış seçim
F.Bahçe’nin sol kanadındaki değişiklik için ne diyorsunuz? Roberto Carlos ile Wederson nasıl oynamalı? Ali Bilgin, Serkan ve Mehmet Yozgatlı’nın yerini doldurabilir mi?
TUNCAY ile Ümit, Fenerbahçe’nin banko oyuncularıydı. İki kaptanın ayrılmasından sonra sol kanattaki açık, Roberto Carlos ve Wederson’la dolduruldu. Ben olsam Wederson’u defansta, Carlos’u onun önünde düşünürdüm. Eğer Wederson’u yedek bekletecekse bu durumda Carlos defansın solunda görev alacak, onun önünde başka bir isme -Uğur Boral olabilir- şans verebilir. Bu, tamamen antrenörün inisiyatifine kalmış bir durum.
Bence Ali Bilgin, sağ kanattaki açığı kapatamaz. Onu fazla seyretmedim. Ancak, para için kulübü ile ihtilafa düşen ve en önemli maçta bırakıp giden bir futbolcunun transfer edilmesini doğru bulmuyorum.
Beşiktaş bu kez doğru olanı yaptı
Beşiktaş, Yıldırım Demirören’in başkanlık yaptığı 3 yılda, F.Bahçe forması giymiş 8 futbolcu transfer etti. Siyah beyazlıların bu transfer politikasını nasıl buluyorsunuz?
BEŞİKTAŞ gibi forması ağır olan bir takımın, transfer politikasını F.Bahçeli futbolcular üzerine kurduğu düşüncesine katılmıyorum. "Fenerbahçe istemiyor, bari biz alalım" diye hareket ettiklerini sanmıyorum. Daha öncekiler için bir şey diyemem ama bu kez işe yarayacak iki oyuncuyu kopardılar F.Bahçe’den. Ben, Rüştü’nün de, Mehmet Yozgatlı’nın da Beşiktaş’ta başarılı olacağına inanıyorum. Rüştü, mükemmel bir kaleci. Mehmet Yozgatlı da faydalı bir futbolcu.
Yozgatlı, Türkiye’nin en iyi sağ kanat oyuncularından biri. Toplara sert vuruyor, forvete destek verip sürpriz goller atabiliyor.
Yazının Devamını Oku 12 Haziran 2007
F.Bahçe’nin Roberto Carlos transferi dünyada büyük yankı uyandırdı. 34 yaşındaki Brezilyalı yıldız, sarı lacivertli takıma ne ölçüde faydalı olur? ROBERTO Carlos dünyaya gelmiş ender yetenekli futbolculardan biri. Fenerbahçe onu transfer edince, yaşını sorun yaptılar. Belki yaşı ilerlemiş olabilir ancak Carlos bitik bir futbolcu değil. 11 yıl formasını giydiği Real Madrid, mukavelesini uzatmak istiyorsa, hala faydalandığı içindir. Chelsea, Milan gibi dünyaca ünlü kulüpler peşindeyse bu, Roberto Carlos’un piyasası olduğunu gösterir.
Diyorlar ki, "Bu kadar yaşlı futbolcu alınır mı?" Eğer adı Roberto Carlos’sa, Zinedine Zidane’sa alınır kardeşim. Ben, Roberto Carlos’un Fenerbahçe’ye çok faydalı olacağına inanıyorum.
Tabii, böyle futbolcuları kullanmasını bileceksin. Vatandaşı olduğu için Zico ile de anlaşacağını zannediyorum. En azından Zico’nun oyun tarzını değiştirmesinde etkili olacaktır. Brezilyalı hocanın danışacağı futbolculardan biri olur Roberto Carlos.
Bence, Fenerbahçe bu futbolcuyu transfer ederek büyük bir iş başarmıştır. 11 yıl Real Madrid formasını giymek ancak Roberto Carlos gibi büyük bir futbolcuya nasip olur.
Gücün yetiyorsa daha iyisini al
Beşiktaş’ın Roberto Carlos ayarında bir yıldıza ihtiyacı var mı? Celal Kolot’un sözünü ettiği bu yıldız kim olabilir?
YÖNETİCİLERİN böyle manasız açıklamalar yapmamaları lazım. Neymiş efendim, "Fener aldı, biz niye almayalım..." Beşiktaş güçlü bir camia, alabilirsin.
Ancak, sırf Fener aldı diye, senin de o şekilde davranman gerekmez. Her takım Roberto Carlos tipinde bir oyuncuya sahip olmak ister. Bulursa, Beşiktaş da alsın. Belki ondan daha genç birini bulabilirler. Ancak, onun klasında, topa onun gibi vurabilen bir oyuncuyu bulamazlar.
Beşiktaş’ın öncelikle iki beke ihtiyacı var. Bence, öncelikle ihtiyaç duyulan bölgelere takviye yapmalılar.
Yönetici Celal Kolot’un o açıklamasını popülist bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum.
Gücün yetiyorsa, daha iyisini alırsın. Ama laf olsun diye transfer de yapılmaz ki...
G.Saray bana göre doğrusunu yapıyor
Galatasaray’da Mondragon, İliç ve İnamoto ayrıldı. Song ve Tomas’ın durumları belirsiz. Sarı kırmızılılar bu oyuncuların yerlerini doldurabilir mi?
GALATASARAY, kaleci Mondragon ve İnamoto’nun yerini rahatlıkla doldurur. Eğer Song ve Tomas ayrılırsa asıl sıkıntıyı bu bölgede çeker. Çünkü bir takım için defansta oynayanların uyumu önemlidir.
Hiçbir futbolcu vazgeçilmez değildir. G.Saray bu sezon gençlerle oynayacak ki, bana göre doğrusunu yapıyorlar. Sarı kırmızılı takımın 10 senelik gücüne imza atacak genç ve yetenekli oyuncular var.
Takımın başına getirilen Kalli, genç oyunculardan bir takım oluşturacak. Eğer orta sahada beyin görevi üstlenecek tecrübeli bir yıldız bulabilirlerse transferini gerçekleştirecekler.
Galatasaray Yönetimi Kalli’nin önüne parayı koyacak, "imkanlarımız bu kadar" diyecek ve gerisini ona bırakacak. Kalli sahaya bile çıkmayacak.
Antrenörünü, kondisyonerini, masörünü kendi belirleyecek. O, beyin görevi üstlenecek. Bu durumda Alman hocanın yaşını gündeme getirmenin de hiçbir anlamı olmaz.
İşe yaramayanlarla yollar ayrılacak
Kadrosunda 9 yabancısı bulunan Trabzonspor’un Polonyalı kardeş futbolcular Pawel ve Piotr Brozek’i alma isteği sizce doğru mu?
TRABZONSPOR, hala yabancı oyuncu arayışı içerisine girdiyse, demek ki kadrosundakilerden memnun değil. Bordo mavililer, faydalı olamayacaklarını düşündüğü futbolcuları kiralama ya da satış yoluyla elden çıkarmaya çalışacaktır. Eğer faydalanmayı düşündüğü futbolcu bulursa da transfer ederek açığını kapatacaktır. Ligler başladığı zaman elinde kaç yabancısı kalmış, ona bakacaksın.
Trabzonspor’un kadrosunda bu kadar çok yabancı olması, geçmişteki transfer politikalarının yanlış olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de Fenerbahçe’nin dışındaki kulüpler yabancı futbolcu sayısının serbest bırakılmasına karşı. Çünkü birçoğunun mali yapısı müsait değil.
Messi, Maradona’dan kurnazlık kapmış!
Şampiyonluk yarışının son haftaya kaldığı İspanya’da, Messi’nin elle attığı gol ve Barcelona’dan R.Zaragoza’ya giden teşvik primi için ne diyeceksiniz?
TEŞVİK primi demek ki sadece Türkiye’de değil, her yerde mevcut. Yalnız bu işin İtalya’da çok ağır cezaları var. Yakaladıkları zaman affetmezler. Koskoca Juventus’u küme düşürmediler mi?
Messi’nin elle attığı gole gelince... Hakem verdiğine göre diyecek bir şey yok. Maradona, Messi için "veliahtım" demişti.
Genç Arjantinli, yeteneğinin yanı sıra, kurnazlığı ile de abisini örnek almış! Maradona’nın Dünya Kupası’nda attığı golün bir benzerini Messi, İspanya Ligi’nde Barcelona formasıyla Espanyol’a attı.
Messi eğer "idolüm" dediği Maradona’yı taklit ediyorsa, yakında kokaine de başlar...
Yazının Devamını Oku 5 Haziran 2007
Bosna-Hersek yenilgisi A Milli Futbol Takımımız’ın gruptaki konumunu ne ölçüde etkiledi? Ay yıldızlıların bundan sonraki maçlarda stratejisi ne olmalı? MİLİLLER bu yenilgiyle büyük bir avantajı kaçırdı. Ancak, daha önünde 6 maç var ve önemli rakiplele kendi sahamızda oynayacağız. Bu da bizim avantajımız. Her şeyden önemlisi, millilerin nasıl futbol oynayacağını, sahada neler yapması gerektiğini planlamak lazım. Top becerisi olan oyuncular hünerlerini sahada gösteremiyor, gereksiz yere telaş yapıyorlar.
Bosna maçının tarihi de ters bir zamana geldi. Futbolcular ağır bir lig mücadelesinden çıktı, şampiyon olanlar eğlenceye daldı.
Üstelik bir de transferler görüşmeleri olanların kafaları karışık. İstedikleri paraları alabilecekler mi, yoksa sıkıntı mı yaşayacaklar? Bu problemler yüzünden çoğunun kafası karışık. Böyle bir maça çıktık ve yenildik. Ben, Fatih Terim’in kadro tercihini yanlış bulmuyorum. Yıldıray’la başlayabilirdi. Onun dışındakiler için söylenecek bir şey yok. Gökhan’la Servet’in oynadığı defansımızda sorunlar var. Her ikisi de uzun boylu ama yavaş oldukları için hamle yapmakta zorluk çekiyorlar. İkisi de yardıma muhtaç.
Bu oyuncuları idare edecek birine ihtiyaç var. Beş orta saha oyuncusu ile oynuyoruz ama pas yapamıyoruz. Bu nasıl bir beceridir anlayamıyorum.
Bundan sonra kendi evimizdeki maçları kazanacağız, başka çaresi yok. Bunun için de herkes düşünecek, bu takımın nasıl futbol oynaması gerektiğini çözecek.
Ertuğrul Sağlam’ın arkasında dursunlar
Beşiktaş’ın Ertuğrul Sağlam tercihi ne derecede doğru? Alınacak bir yenilgi sonrası siyah beyazlı yönetimde genç teknik adama bir tepki oluşur mu?
TÜRKİYE’de kulüpler alınan mağlubiyetlerden sonra antrenörlerin arkasında durmaz. İşten anlamayan idareciler kendilerini kurtarmak için antrenörü, futbolcuyu, hakemi suçlar.
Ertuğrul Sağlam, terbiyeli, işini seven, Beşiktaş’ta geçmişi olan geleceği parlak bir antrenör. Beşiktaşlı idarecilerin bu genç teknik direktörün arkasında durması, takım yenilse bile televizyona çıkıp konuşmamaları, problemleri kendi içlerinde çözmeleri lazım.
Büyük takımların beklentileri büyük oluyor. Beşiktaşlılar da Ertuğrul’dan şampiyonluk bekliyor. Bilhassa seyirci sabırlı olacak.
Ertuğrul Sağlam, bezirgan olmayan, efendi, işini seven ve başarılı olmuş genç bir teknik adam.
Wederson geldi Carlos’a ihtiyaç yok
Fenerbahçe yabancı transferinde henüz bir hamle yapmadı. Futbol Federasyonu yabancı kontenjanını artırırsa sarı lacivertliler hangi mevkilere transfer yapmalı?
BENCE Wederson’un alınmasından sonra Roberto Carlos’a ihtiyaç kalmadı. Tamam, Roberto Carlos kariyerli bir futbolcu ancak yaşı 35. Türk statüsünde oynayan Wederson ondan daha genç, iyi bir sol ayağı var, toplara müthiş vuruyor, frikikleri süper. Topu nereye atacağını iyi biliyor. Carlos’un klasında olmasa bile, onun yapacağı işi Wederson da yapabilir.
Fenerbahçe’nin geçen sezonki transferleri bence yanlış. 10 ay geçti, bu oyuncular bir türlü takıma oturamadı. Fenerbahçe’nin iyi bir santrfora ihtiyacı var. Ancak, bunlar parayla olacak şeyler. Avrupa’da başarılı olmak isteyen Fenerbahçe’nin iyi bir santrfor için parası var mı? Bir Manchester United, bir Real Madrid’le boy ölçüşemez. Bütçeye göre de hareket etmek zorundalar. Bana kalırsa Deivid’i gönderip iyi bir santrfor alacaklar. Çünkü Deivid, Fenerbahçe’ye hiçbir şey vermedi.
Fenerbahçe bu kadroyu koruyacaksa geçen seneki ıstırabı çeker. Belki Türkiye’de şampiyon olur ama Avrupa’da yine hayal kırıklığı yaşatır.
Kalli, Polat’ın yükünü hafifletir
73 yaşındaki Feldkamp’ın Galatasaray’a gelişini nasıl yorumluyorsunuz? Sizce Alman hoca sarı kırmızılılara faydalı olur mu?
FELDKAMP’ı sahaya sokarsan verim alamazsın. Ancak, futbol şubesinin başına geçer, transferi de o yaparsa faydalı olur. Feldkamp’ın gelişiyle birlikte Adnan Polat da rahatlayacak, vaktini başka işlere harcayacak.
Galatasaray’ın maddi durumu nedir bilmiyorum ama Kalli’nin isteyeceği oyuncular olacaktır. Transferde büyük paralar harcamak istemiyorsan elindeki yüksek maliyetli oyuncuları gönderip yoluna gençlerle devam etmelisin. Galatasaray’ın çok önemli bir alt yapısı var ve orada çok iyi oyuncular bulunuyor. Bu oyuncularla yola devam edeceksen bunu taraftara deklare edeceksin. Elindeki malzemeyi de Feldkamp’a verip başarılı olmasını bekleyeceksin.
Yazının Devamını Oku 3 Haziran 2007
HER yönüyle bizim için tatsız, tuzsuz, keyifsiz bir maç oldu. İki kere öne geçip, skoru koruyamamak ve sahadan boynu bükük ayrılmak düşündürücü. 5 orta saha ile oynuyoruz ama iki pası üst üste yapamıyoruz. O bölgede oynayanlar da "Biz en iyiyiz, en kıymetliyiz" diye geçiniyor.
Rakibi düşünmüyoruz, hakemle oynuyoruz. Yere düşen hakeme bakıyor, ondan bir şeyler umuyor. Bizim oyuncuların yapısı bu. Yıldıray’a kasti faul yapılıyor. Yere düşüyor. Kalkıp, yürüyor. Yani, yani tepkide, itirazda bile dengemiz yok.
Skor üstünlüğünü ele geçirdikten sonra, oyunda hakimiyeti sağlayamıyorsak ve özellikle de topa sahip olamıyorsak, bu takımın maç kazanması şansa kalır. Çünkü, istediğimiz gibi oynayamıyoruz.
Akıllar transferde
Bir kere bu maçın tarihi yanlış. Fikstür iyi yapılmamış. Oyuncularımız çok yorgun. Lig stresinden yeni çıkmışlar. Üstelik bazıları da futbollarından çok transferlerini ve alacakları parayı düşünüyorlar. Bu durumda, bu tip bir maç oynamak zor.
Fatih Terim, bazı oyunculara moral verip, onları kazanmak istiyor. Takımlarında oynamayanları, oynatarak bunu deniyor. İşte Hakan Şükür, işte Arda, işte Rüştü.. Bu tablo içinde Fatih’in de fazla yapabileceği bir şey yok.
Beceriksiz oyuncuları, becerikli gördüğümüz sürece kendimizi kandırırız. Bosna Hersek dün gece bizden daha iyi mücadele etti. İki takım arasında fark vardı. Bizimkiler, transferi ve parayı düşünüyor. Rakibimiz ise kendini kanıtlamak istiyordu. Sahasında, böyle yumuşak bir Türkiye bulunca da hakederek kazandılar. Liderlikten indik. Sonunda doğruyu bulmamız ve hedefe ulaşmamız için bu da bize ders olsun.
Yazının Devamını Oku 29 Mayıs 2007
Aziz Yıldırım, yabancı kontenjanının artırılması gerektiğini bir kez daha dile getirdi ve "6 kaliteli oynar, diğerleri de genç transferler olur. Başarılı bir ekol gelişir" dedi. Bu formül futbolumuza yarar mı, zarar mı getirir? BEN, yabancı serbestliğinden yanayım. Avrupa’da mücadele ediyorsan ve orada başarı bekliyorsan, buna mecbursun. Sistemle bu iş olmaz. 6 yabancı sahada olacak, diğeri tribünde. Bu yanlış. İngiltere ve İspanya, genç oyuncuları çok iyi takip ediyor ve takımlar da onları bünyesine katıyor.
Ama onların ekonomik durumları, bizim kulüplerimizden çok farklı. Adamın kadrosu yabancı kaynıyor. Futbolcusuna etiketini yapıştırıp, satıyor veya kiralıyor. Bunu, Türkiye’de bu mantıkla yapamazsınız. Sınırlamayla olmaz.
Serbestlik hakkı tanırsınız, kulüpler de bütçelerine göre transferlerini yaparlar. Burada, iyi menajerlerle çalışırsan zarar etmezsin. Ama, kulüpler de akıllı işler yapmalı.
İyi yabancı
Anadolu takımlarına bakıyorum, yabancısı ya kulübede ya da tribünde. Böyle bir şey yok. Yabancı transferi yapmak için yapılmaz. Gelen adam, oynayacak.
İyi yabancı getirirsen, gelecek vaadeden genç yabancıyı kadrona ilave edersen, transferde değerinin üzerinde para alan Türk futbolcusunun fiyatı da düşer. Bu konuda büyük acı çekep kulüpler de rahatlamış olur.
Yabancının fazlalığı, yolun başındaki oyuncularımıza da şevk verir. Forma şansı bulmak ve takıma girmek için daha çok çalışır. Faydası da Milli Takım’a yansır. Futbol Federasyonu, şunu bilecek.
Günümüz futbolunda her alanda söz sahibi olmak için önündeki engelleri kaldıracaksın. O zaman, biraz olsun eşit şartlarda boy ölçüşebiliriz.
F.Bahçe, Rüştü’nün kıymetini bilmeli
Zico'nun, "3. kalecim" sözünün ardından Fenerbahçe'nin şampiyonluk şöleninde podyuma çıkmayan Rüştü, kulübüyle ipleri koparma noktasına getirdi. Galatasaray'ın da gündeminde olan milli file bekçisi tutumunda haklı mı?
ÖNCELİKLE, Zico'nun yaptığı açıklama çok yanlış. Rüştü, ikinci veya üçüncü kaleci olmaz. O her zaman bir numara. Büyük bir sakatlık geçirdi. Oynamayan bir kaleci, otomatikman üçüncü kaleci konumuna gelir. Ama, bu onun mazeretine bağlı olan bir durumdur. Öncelikle, Rüştü'nün meziyetlerinde bir kaleci Türkiye'de yok. Hocasının, konuşması şık değil. Moraline çok dikkat eden oyuncusunun heyecanını bitirdi. Rüştü de bu tablo üzerine şampiyonluk kutlamalarına katılmayarak, ateşi körükledi. Küsmüş, üzülmüş olabilir. Ama, kendisine yakışanı yapacak ve arkadaşlarını podyumda yalnız bırakmayacaktı. Bu da Rüştü'nün yanlışı.
Yıllardır Fenerbahçe'de başarıyla oynayan Rüştü, bir lafla kulübünden ayrılmaz. Rüştü'nün fiziği mükemmel, kilosu yok ve en önemlisi çok tecrübeli. 34 yaş, kendisine iyi bakan bir kaleci için problem olmaz. Avrupa'da 36'yı deviren çok ünlü file bekçileri var. Rüştü'de onlardan eksik değil, çoğundan da fazlası var.
Burada Aziz Yıldırım'a da büyük iş düşüyor. Fenerbahçe kulübü, kendisine yıllarca hizmet veren ve Milli Takım’ın da kaleciliğinin yanısıra kaptanlığını yapan Rüştü'nün gitmesine izin vermemeli.
Doğrusu, yanlışı. Otururlar, konuşurlar. Fenerbahçe'nin demirbaşlarından biri konumundaki Rüştü, bu şekilde yıllarca hizmet verdiği camiasından ayrılamaz, başka kulüplere de asla pazarlanamaz. Fenerbahçe, burada kadirşinas olacak.
Ali Bilgin’de yanlış yapar
Parasını alamadığı gerekçesiyle Antalya’yı terk edip, takımının G.Birliği’ne 3-1 yenilerek küme düştüğü maçta oynamayan Ali Bilgin’e tepkiler çığ gibi büyüyor. F.Bahçe’nin de gündeminde olan bu futbolcu için Türkiye defteri kapandı mı?
BİR futbolcu, bunu yapıyorsa onun karakteri eksiktir. Öncelikle, Ali Bilgin’in tutumu çirkin. Paranı alamadın diye maça çıkmayacaksın. Olmaz. İki elin kanda bile olsa, gözün parada olmayacak. Oynayacaksın.
Ali Bilgin, öncelikle kulübüne, sonra arkadaşlarına ve son olarak da hocasına ihanet etmiştir. Bunun kabul edilir tarafı yok. Takımın kader sınavına çıkıyor, sen "Para" diyorsun.
Eğer, Fenerbahçe bu karakterdeki bir oyuncuyu düşünüyorsa, büyük yanlış yapar. Zaten, onun tarzındaki bir oyuncuya da ihtiyaçları yok. Camia ve forma aşkı olmayan futbolcudan Fenerbahçe değil, hiçbir takıma hayır gelmez.
Yazının Devamını Oku