Bahar gidiyor, su baskınları geliyor!

Yağışsız, bahar tadında günlerin akabinde şimdi sıra sağanak yağışlarda. Gözü yaşlı lodos sağanak yağışları getiriyor. Bu kış her gelen yağışı müjdeli haber olarak veriyoruz ama bu sefer yağışların zarar verme ihtimali var.

Bugün orta ve batı bölgelerin büyük kısmında etkili olacak sağanak yağışların Ege ve Batı Karadeniz’de su baskınlarının ötesinde problemlere yol açma ihtimali bulunuyor. Belki barajların dolması açısından işe yarayacaktır ama özellikle Ege’de ve Batı Karadeniz’de yaşayanlara, umarım zarar vermez, risk söz konusu. Sıcaklık da eş zamanlı olarak adım adım düşecek.

Naftalin kokusu sizi de tıkar mı? Umarım mayıs tadında günleri görüp kıyafetlerinizi naftalinlememişsinizdir. Çünkü ay sonuna doğru bir soğuk gelebilir. Çok kuvvetli değil ama yine Karadeniz’in yükseklerinde kar, Marmara’da üşütecek seviyelerde sıcaklık düşüşleri olabilir. Bu soğuma ne zamana karşılık geliyor? Yaklaşık önümüzdeki haftanın ilk günlerine...

Tabii bu bilginin değişme ihtimali her zaman bulunuyor unutmayın, zira siz bu yazıyı görmeden iki gün önce (çarşamba günü) yazdım.

Geçen haftalarda ayıların ve bazı kuşların kış uykusuna yatmada yaşadıkları güçlüklerden bahsediyorduk. Aslında biyolojik saatleri şaşan ya da metabolizması allak bullak olan yalnızca hayvanlar değil. Bu sıradışılık bizleri de bir şekilde etkiliyor.

Bakın iki nedenle sürekli hasta olan insanlarla karşılaşıyoruz. Birincisi hava sürekli ılık gittiğinden ara ara gelen soğukları muhatabımız kabul etmiyorum. Yapmayın bu soğuklar da kışın bir mensubu. Gelen sistemleri ciddiye almayınca da olmayan kış içinde bir de hastalanıyoruz. İkincisi ise bakteriler ve mikroplar artıyor. Küresel ısınmanın risklerinden birisi de herhangi bir bölgenin alışık olmadığı mikrop ve bakterilerle karşı karşıya kalması. Çünkü bu canlıların yaşam formlarına uygun bölgelere taşınmaları ya da o bölgede oluşmaları çok güç değil. Dolayısıyla ülkemize sıradışı hava olayları hakim olunca, kendi bakteri ve mikroplarını da getirebiliyor. Dolayısıyla alışık olmadığımız bu canlılara karşı vücudumuz savunma geliştiremiyor.

İkincisi ise nanobakteriler sanırım bahardan önce etkin olmaya başlayacak. Nanobakteri de ne, diyenlere cevap: Nanobakteriler insan vücudunda oluyor, dışarıya idrarla atılıyor. İdrardan kanalizasyona, kanalizasyonlardan buharlaşma yoluyla havaya karışıyor. Nanobakterilerin, böbrek taşına, damar tıkanıklıklarına, hatta rahim kanserine dahi neden olma ihtimalleri var. Bu tür ciddi problemler oluşturma ihtimali bulunan nanobakteriler nemli ve sıcak havaları seviyor ve bu ortamlarda daha fazla canlı kalabiliyor.

Mayıs tadında geçirdiğimiz bu mart günlerinde sanırım ılık bulutlar yine nanobakteriler için bulunmaz mekanlar oluyor.

"Tamam iyi diyorsun da ne yapacağız" derseniz, cevabım çok net: Bilmiyorum!

Çünkü nanobakteriler baharda bulutlarda bulunuyor ve yağmurla yere iniyor diyoruz. Öte yandan bugüne kadar da bize "bahar yağmurlarıyla yıkanın, çok iyidir" dendi. Bu ikilemden çıkmak sanırım benim gibi etliye sütlüye karışmayan bir meteoroloğun işi olmasa gerek.
Yazarın Tüm Yazıları