Paylaş
RETİNA Merkezi’nin kurucusu Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Türkiye’de göz hastalıklarının en önemli nedenlerinden olan diabet hastalığındaki hızlı artışa dikkat çekti. Diabette temel sorunun damar duvarındaki değişiklikler olduğunu belirten Kaynak, bunun sonunda kanamalar oluştuğunu, görmenin hızlı ve belirgin şekilde bozulduğunu bildirdi. Diabette görme kusurunu önlemek için damar duvarında oluşan problemlerin durdurulması gerektiğini vurgulayşan Kaynak, şubilgileri verdi: “Bunun ilk ve en önemli koşulu ise genel olarak diabetin çok iyi kontrol altında tutulmasıdır. Diabetik retinopatinin erken evrelerindeki ana tedavi ve altın standart laserdir. Şeker hastalığında genelde kullanılmakta olan 532 nanometrelik yeşil diod laser ışınıyla erken diabetik retinopatide kanama eğilimi taşımakta olan ve doku içine sıvı sızdırma eğiliminde olan damar bölgeleri yakılarak risklerin kaldırılmasına çalışılır. Daha ileri evrelerde ise oksijenlenmesi yetersiz olan doku alanları laserlenerek, bu bölgelerin normal damar gelişimine yol açması engellenmeye çalışılır. Bazen anormal yeni damarlanmalar vardır ve bunlar da laserle ortadan kaldırılıp göz içi kanamalar engellenir.
Laserin olumsuz etkisi olmaz
Bazen laser tedavisinden sonra görmesinin azaldığından yakınan hastalar çıkıyor. Burada asla laser tedavisinin görmeyi bozucu bir etkisi söz konusu değildir. Gerçekten bir görme azalması varsa, şekerin kontrolündeki yetersizliğe bağlı olduğunu düşünürüz. Diabetiklerdeki görme azalmasındaki en önemli nedenlerden birisi de maküla yani sarı leke ödemidir. Bunun tedavisinde de bazı ilaçların göz içine enjekte edilmesi uygun olabilir. Bu da görmenin korunmasında önemli tedavi yöntemlerinden birisi olarak son yıllarda yaygınlaşmıştır.”
Paylaş