Paylaş
BU dünyanın en eğlenceli ve en takdire şayan insan özelliği, hazır cevap olmak. Bir kere, keskin bir zeka gerektiriyor. İkincisi; iyi bir espri gücü... Üçüncüsü ise; geniş bir kaldırma gücü gerektiriyor. Tarihe baktığınızda da hep hazır cevap kadınlar ve adamlar başarmış. Hızlı düşünen, hızlı cevap veren; gerektiğinde, karşısında kim olursa olsun lafı gediğine koymaktan çekinmeyen. Günümüz Türkiye siyasetinde artık bu tip zeka ürünü hazır cevaplara pek rastlayamasak da ben size, zekası, espri gücü ve başarıları ile tarihe adını yazdıran “bir kaç iyi adam”ın her biri Oscar adayı hazır cevaplarını derledim bugün...
Şemsiye...
Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare’a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
“Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın.”
Vergi Muafiyeti
Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui’ye, “Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes
böyle bir vergiyi seve seve öder.” Kral, alaylı alaylı gülerek: “Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.”
Parmak
Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon’un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
“Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapt etmeliydiniz”, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon: “Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.”
Veteriner
Bir toplantıda bir genç M. Akif Ersoy’u küçük düşürmek için:
“Affedersiniz, siz veteriner misiniz” demiş... M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: “Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?”
Sır
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
“Sen sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş. Vezir:
“Evet hünkarım, bilirim” dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
“Bende bilirim.”
Sıpa
Köylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve: “Hayrola amca”, derler. “Oğlunu nereye götürüyorsun böyle? adam”, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
“Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.”
Kahve
Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili kızgın kızgın şöyle seslenir:
“Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.” Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
“Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.”
Gökgürültüsü
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates’e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
“Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum” demiş.
Bir öğretemedim
Atatürk’ü ziyarete gelen İran kralı sohbet esnasında sürekli Mustafa Kemal’e laf göndermesi yapmaya çalışır ve tam kahve içeceklerken asker kahveyi kazayla
Atatürk’ün üzerine döker. İran kralı:
“Sayın Atatürk, Türk milletini iyi eğitememişsiniz.”
Ata’nın cevabı yüzyıla damgasını vuracak cinstendir:
“Ben türk milletine her şeyi öğrettim bir uşaklığı öğretemedim.”
Paylaş