Bahar Akıncı

Nasıl oluyor da oluyor?

5 Eylül 2011
Evvelden beri takığım ben bu nasıl oluyor da oluyor durumlarına.

Uçaklarla başladı ilk. “Baba bu uçaklar nasıl oluyor da uçuyor?”
Lisede ilişkilerle devam etti. “Anne bu çirkin kızlar bu oğlanları nasıl oluyor da buluyor?”
Üniversitede “bir ara” memleket meselelerine sıçradı.
Seyahat etme virüsünü kapınca da, kültürler arası bir boyuta taşındı.
Misal: “İspanyollar nasıl oluyor da bu kadar rahat oluyor?” ya da
“çekirdek boy 3 kişilik bir Türk ailesi, nasıl oluyor da koca İngiliz turist kafilesinin çıkaramadığı gürültüyü tek başına çıkarabiliyor?” veyahut “aynı Ege’nin kalamarı nasıl oluyor da Yunan’da bu kadar ucuz olabiliyor”.
Hep söylediğim gibi, “yıl olmuş 2011!” ve maalesef şimdilerde durum daha da renkli:

Yazının Devamını Oku

Şimdi orada olma zamanı Midilli

3 Eylül 2011
Nasıl gittim?

İşte size “karşıdan küçücük sandığımız, varınca büyüklüğüne inanamadığımız” bir Kuzey Ege adası daha. Sakız’ı pekala münferit gezebilirsiniz ama Midilli’ye ilk gidişinizde mutlaka bir tur ile gidin. Ada ile çalışan en düzgün turlardan biri Demre Tour. 17 yıldır karşılıklı tur düzenliyorlar. Tesadüfen internetten bulduğum şirket, bugüne kadar gördüğüm en düzgün ve disiplinli tur acentelerinden biri çıktı. 2 gecelik, konaklama+ulaşım+kahvaltılar+rehberlik hizmeti+transferler gibi pek çok detay içeren paket fiyatları 140 Euro’dan başlıyor. Ekim sonuna kadar her hafta sonu, kış boyunca 2 haftada bir tur var. Feribot Ayvalık’tan hareket ediyor. Sizi daha Ayvalık’ta tur yetkilileri karşılıyor. Dönene kadar da eşlik ediyorlar. Telefon (0266)384 85 86 www.demretour.com

Neden gidilir?

Midilli 12 adaların belki de en sevimlisi. Abartısız, sade ama görgülü. Deniz ürünleri nefis. Kallavi bir yemekten, her şey dahil en fazla 13-14 Euro’ya kalkabiliyorsunuz. (Adam başı 8 Euro’luk hesap ödediğimiz bile oldu). Deniz mevsimi dışında da görülebilecek nefis köyleri, zeytinyağı müzeleri, kiliseleri ve Osmanlı’dan kalma sanat eserleri var. Ama daha da önemlisi Midilli’nin bir ruhu var.

Ne alınır?

Yunanistan’ın milli içkisi Uzo, Uzo’nun ana vatanı Midilli. Hatta dünyanın en iyi Uzo’su kabul edilen BARBAYANNİ markası burada üretiliyor. Uzo’dan sonra ikinci milli içecek FRAPPE. Çocuk yaşlı herkes mütemadiyen buzlu bir nescafe çeşidi olan frappe içiyor. Ayrıca adanın en önemli diğer geçim kaynakları sardalye balığı ve kefalotiri (kelle) peyniri. Her ikisinin de envai çeşidi var. Özellikle Mandamados Köyü’ndeki mandıraya uğramadan dönmeyin.

Molivos ve Petra

Molivos etkileyici bir Ortaçağ kenti, Petra ise bu kentin 5-6 dakika yakınında plajları ile ünlü bir sahil köyü. Molivos, Ortaçağ kalesinin çevresine ve altına yayılmış. Bütün evler, taştan veya ahşaptan yapılmış. Avlular ve balkonlarla birlikte farklı bir güzelliği ve son derece enteresan bir şehir planı var. Kentte 18. Yüzyıl’a dayanan birçok konak muhafaza ediliyor. Bunların biri, çok iyi işlenmiş duvar resimleri ile süslenmiş olan Giannakou Konağı.

Deneysel Yunan Mutfağı: Lemvurgio

Yazının Devamını Oku

Yine “yaz”ı bekleriz

29 Ağustos 2011
Ortada hiçbir şey yokken bitiverir yaz.

Elinde buzu erimiş, limonu kurumuş bardakla kalakalırsın.
İşte yine öyle olacak. Bak, ağustos bitti bile.
Ama dert etme. Şimdi bayram.
Nerede o eski bayramlar diyerek, bir yandan da valizini yapıyor hayat.
İşte gerçek de bu.
Dönüşümü kabul et.
En azından güneş, biraz daha tepede.

Yazının Devamını Oku

Çeşme neden marka ol(a)maz?

22 Ağustos 2011
Positano’dayım. Güney İtalya’da avuç içi kadar bir kasaba.

Ama dünyanın her yerinden durmaksızın insan akıyor.
Buraya başka bir İtalyan kasabası olan Sorrento’dan feribotla geçtim.
Yunanistan’da olduğu gibi burada da hızlı feribotlar vızır vızır.
İster otobüse bin gel, ister hızlı feribota. Valizinle birlikte sadece 11 Euro.
Evet, doğa Positano’ya fazla cömert davranmış. Kabul...
Falezlerin üzerine kurulu belki de dünyanın en güzel kasabası.
Ama o deniz yok mu, o deniz, dünyanın hiç bir yerinde Çeşme’deki kadar güzel değil.

Yazının Devamını Oku

Sakin cennet sakız adası

20 Ağustos 2011

Neden gittim?
Dalyan’dan baktın mı ışıkları görünen, tam tekmil dolaşanların anlata anlata bitiremediği; limandan oteye gitmeyenlerin dudak büktüğü, üzerine bir de Yılmaz Özdil’in ucuzluğunu işaret ederek Çeşme’deki fiyatlarla kafa bulduğu Sakız’ı yazmak farz oldu.


Neden gitmeli?
Yeni bir kültür tanımak için. Hep yazdığım “adalılara özgü o rahatlığı” yakından tanımak ve ucundan kıyısından bulaşmak için. Ucuz deniz ürünü komasına gir-
mek için. Nefis plajlarda, ister havlu sererek ücretsiz; ister 5 Euro’ya sezlong + şemsiye kiralayıp koca bir günü devirmek için.


Yazının Devamını Oku

Bodoslama kadınlar

15 Ağustos 2011
Bu bir denizcilik terimi. Ama benim için hayatın anlamı.

Nerede bir işe bodoslama dalan birini görsem, dururum.
Hele ki, bu eylemi yapan bir kadınsa.

“El âlem ne der” demeden inançları uğruna,
burnunun dikine dikine giden kadınlar.
Ataerkil toplumun anaerkilleri.

İzmirli Ebru Sagay, o kadınlardan biri.
Evet, benim arkadaşım.

Yazının Devamını Oku

Gizli sığınağım eski Foça

13 Ağustos 2011
Neden gittim?

Şehrin gürültüsünden kaçmak, bütün bir hafta sonu parmak arası, aynı şort ve tişörtle geçirmek, yorgun bünyeyi turkuaz ve buz gibi sulara banmak, Mehmet’in yerinde “dibek kahvesi” yudumlamak, yeniden restore edilen nefis taş evleri fotoğraflamak, eski dostlara selam çakmak için geçtiğimiz hafta sonu rotam; Foça’ydı.

Neden gidilir?

Taze balığa doymak, meydandaki küçücük arabasıyla Neco’nun, postanenin önündeki motosikleti ile Yamaç’ın nefis midye-dolmalarını tatmak, taş evlerle bezeli daracık sokaklarda kaybolmak, canınızın çektiği her koyda deniz molası vermek, “çabuk ol!” emir kipini literatürden kaldırmak, “kara taş”a basmak ve her yaz yeniden dönmek için.

Giritli Nazım Usta

Onun yaptığından daha iyi dondurma yemek için dünyayı dolaştım ben. Henüz daha iyisini bulamadım. 12 yaşımdan beri ne biz dondurmasını yemekten bıktık, ne de o her yaz yeni çeşit denemekten. Sadece taze meyve kullanır. Mevsiminden önce karadut sorarsanız, azarı yersiniz. Sahilde, önünde hep kuyruk olan küçük bir dükkan dikkatinizi çektiyse, durun. Kesin, Nazmi Usta’nın yeridir.

Zeytin Home

Çarşının içine açılan ilk konsept dükkanlardan. Organik ürünlü yaşama inanan ve gelişmesine katkıda bulunmak isteyen bir arkadaş grubunun fikri. Yıllardır çizgisini de zeytinyağının tadını da bozmadı. Bu yıl dikkatimi çekti bir de şarap üretmeye başlamışlar. Pirinalı saf zeytinyağı sabunu ve güzel seramikler de var. ? www.zeytinhome.com

Nerede kalmalı?

Yazının Devamını Oku

İngilizce bilmeden hepinizi ‘Ay lav yu’!

7 Ağustos 2011
Hayal bu ya...<br> Diyelim ki, Türkiye aşığı 2 Amerikalı vatandaşsınız.

İstanbul’u, Kapadokya’yı gezdiniz.
Her gelişinizde “Güzel İzmir” diye bir memleket duydunuz. 
Meryem Ana’ya gidip fena halde, Hacı olasınız da var.

Skyscanner.net’ten biletleri buldunuz, booking.com’dan oteli ayarladınız.
Ağustos sıcağında, İzmir’desiniz. Olsun.

Alana inince İZBAN’a binip şehir merkezindeki 3 yıldızlıya yerleştiniz.
İlk iş “Sightseeing” (Açıkhava otobüsü ile şehir turu) yapacaksınız.

Yazının Devamını Oku