Bütçenizin büyük bir kısmını kıyafetlere ayırmak yerine, vaktinizin bir kısmını kıyafetlere ayırarak bakımlarını yap(tır)mak, sizi ekonomik anlamda bir hayli rahatlatacaktır.
İşte, benden size 8 tavsiye.
1- Giydiğiniz kıyafetlerin içindeki etiketleri mutlaka okuyun. Etiketlerin üzerindeki talimatları yerine getirirseniz, giysilerinizi uzun süre bozulmadan giyebilirsiniz.
2- Kıyafetlerinizin üzerine dökülen yemek lekelerini çıkarmaya çalışıp daha kötü sonuçlar almamak için kuru temizlemeye gönderin ama kesinlikle lekenin ne lekesi olduğunu söyleyin.
3- Kıyafetlerinizi doğru askılara asın. Kıyafetiniz ne kadar ağırsa, askı da o kadar ağır ve sağlam olmalı.
4- Kıyafetinizin üzerine koku sinmiş ve buruşmuşsa, giysinizi buharlı bir banyoda kısa bir süre tutun. Buhar, hem kokuyu alır hem de kırışmış kıyafetlerinizin açılmasını sağlar.
5- Kravatlarınızı özel askılarda koruyun.
Doğuştan gelen bir yeteneği var. Tabii bu yeteneği, eğitimlerle birleştirmiş. Hele hele, ‘imaj’, ‘iletişim’ ve ‘zarafet’ konularında gerek yazdıklarına, gerekse söylediklerine kulak kesilmek gerekin biri.
Bu hafta, böylesine özel bir ismi yakalamışken, siz okurlarımız için şu 5 soruyu sevgili Gökhan Dumanlı’ya sordum.
1-Zarafet Akademisi’nden ve verilen eğitimlerden biraz bahseder misiniz?
Başkan Yardımcısı görevini yürüttüğü Bizim Çocuklarımız Derneği’nin faaliyetlerine son dönemde hız verdi. Yani çocuklar için koşuyor, koşuşturuyor.
“Sosyal sorumluluk projeleri benim için çok önemli. Çünkü orada vicdanınızla baş başasınız” sözü de, bu işe gösterdiği hassasiyeti anlatmaya yetiyor.
Pervin Ersoy, aynı zamanda kalbinin güzelliği, yüzüne vuran biri.
Gerek duruşuyla, gerek hayata bakışıyla, gerekse şık giyim tarzıyla örnek alınıyor/gösteriliyor. Kurucularından olduğu Projehane ile de çok güzel projeler üretmeye hazırlanıyor.
İşte bu hafta, böylesine özel, böylesine güzel bir ismi yakalayıp... Çok çok özel şu 5 soruyu yönelttim.
1- Adınızı daha çok sosyal sorumluluk projeleriyle duyuyoruz. Bizim Çocuklarımız Derneği ile Projehane’den biraz bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?
Moda ve stil hayatın her yerinde.
Elbette, siyasette de çok önemli bir yeri var.
Bu nedenle, bu hafta “Adaylar nasıl giyinmeli?” sorusundan yola çıkarak, bazı tüyolar vereceğim.
* * *
KURAL-1: Adaylar; bilgileri, üslupları, davranışları kadar kıyafetlerine de önem vermeli, özen göstermeliler.
KURAL-2: Adaylar; görünümüne önem vererek, seçmenine saygı göstererek giyinmeli ancak giyimiyle onu ezmemeli.
KURAL-3: Adaylar; katılacakları toplantıların veya halkla buluşmaların içeriğine, mekâna, hedef kitlesine göre giyinmeliler.
Böyle bir kişiyle sohbet tabi ki hayata, stile dair oluyor. Çok yakında kitabı çıkıyor. Sevgili Bennu Gerede’yle daha fazlası röportajımızda...
Bennu Gerede neler yapıyor? Projelerinizden bahseder misiniz?
Şimdiki en önemli projem, BEN BEN NU. Yani Bennu çıplak. Sansürsüz. Otobiyografik bir roman bu. Fazla zaman oldu artık, sustum, sustum ve sustum ama artık karar verdim susmayacağım. Yıllarca kendimi güçlü sandım, öyle gösterdim, ben yaparım dedim, dibe vurdum hemde kaç defa ama en önemlisi yıkılmadım. Dik durdum, savaştım, savaşırım da, ama hakkımı da yedirmem asla. Yıllar sürdü bu kıvama gelmem ama sonunda uyandım. Geç bile olsa, “better late than never” diye bir tabir var ya… Yani gücümü geri aldım, kadının gücü gerçekten bambaşka. Çok yakında kitabım çıkıyor, ayrıca WomanTv de programım olacak, kolaylaştırıcı olarak Psych-k seanslara devam ediyorum, pilatese de… Ve en güzel meslek anneliğimi yapıyorum dört oğluma.
Stilinizi hep beğenmişimdir. Stil sahibi birisinden biraz stil kodlarını alsak diyorum?
Aslında gönlünden ne geçiyorsa, hiç bir uyum bile olması gerekmiyor. Yeter ki severek giy ve taşı. Açıkçası ben pek takip etmiyorum modayı çünkü zaten bir kısır döngü, gençliğimde bir sürü şeyi öylesine düşünmeden verdiğim için pişmanım. Çünkü şimdi tekrar moda oldu ve müthiş olurdu oğullarıma verebilmek. Ama hiç olmazsa Dr. Martens mavi botlarım halen duruyor.
Mottonuz?
“Günümüz kadınlarına güzel bir örnek olsun” düşüncesiyle, her yaşta güzel oluşlarıyla ünlü Fransız kadınlarını incelemek istedim.
Çıkardığım ilk sonuç şu oldu:
“Belli bir yaştan sonra korkmanıza gerek yok. Hâlâ genç, dinamik ve göz alıcı olabilirsiniz.”
İşte, size vereceğim bazı bilgiler ve küçük tüyolar...
* * *
Aslında, Fransız kadınları her zaman daha genç görünmüyorlar. Kendilerini daha şık, daha sofistike ve daha alımlı şekillerde ifade ettikleri ise bir gerçek. Zaten bu sayede daha genç görünüyorlar.
* * *
Böylesine önemli bir noktada/görevde böylesine başarılı bir kadını görmek ve onunla röportaj yapmak, gerçekten büyük bir mutluluk.
Türkiye’de üst yönetimlerde, belediyelerde, Meclis’te daha çok kadın olmalı.
Çünkü, kadınlar olursa, daha çok büyüyeceğimize inananlardanım.
Ve gelelim, Şule Kuban Arditti ile yaptığımız “moda ve sitil” sohbetimize.
Bugün evlerimizde, ofislerimizde otururken, kocaman ekibiyle ulaşılabilir şıklığı ve trendleri ayağımıza kadar getiren Şule Kuban Arditti’ye şu beş soruyu yönelttim.
Şule Kuban Arditti’yi tanıyabilir miyiz?
Röportajımızı TRT 1 ekranlarında İyi Fikir programına konuk olarak gittiğimde yaptık. İyi bir ev sahibi, konuklarıyla yakından ilgileniyor. Okumayı, araştırmayı çok seviyor ve aynı zamanda da stiline de önem veriyor. Bilginin insanı güçlendirdiğini, emek vermeden hiç bir başarının kalıcı olmadığı söylüyor.
Pelin Çift’i siz nasıl anlatırdınız?
Hayatımda önceliğim ailem. Kendimi tanımlarken ilk cümlem: “Ömer’in annesiyim.”
Her zaman öğrenmeye meraklı oldum. Bilginin insanı güçlendirdiğine inanırım. Mesleğimi çok seviyorum. Yaptığım işlerde faydalı olmayı gözetiyorum. Emek vermeden ve azmetmeden hiçbir başarının kalıcı olmadığını iyi biliyorum. Kıymet bilmeden ve şükretmeden mutlu olunamayacağına kaniyim. Hemen herkes gibi gayem, huzurlu ve bereketli bir yaşam sürmek.