Paylaş
Biz çok şanslı çocuklardık. Apartmanda yaşayanlarımız bile geniş bahçelerde oynama şansına sahiptik. Bizlerin torunları ne yazık ki bahçesiz çok katlı apartman dairelerinde yeşilden, doğadan, güneşten uzak yaşamak zorunda kalıyorlar. Ancak hafta sonlarında anne babaları parka götürdüklerinde gönüllerince koşup oynayabiliyorlar belki. Yine de onlar kadar bile şanslı olmayan çocuklar var ülkemizde: cezaevlerinde anneleriyle kalmak zorunda kalan mahkum çocukları...
Ülkemizde çocuklar 6 yaşına kadar mahpus anne ile birlikte hapishanede kalabiliyorlar. Bu düzenlemenin temel nedeni çocuğun 6 yaşında okula başlayacak olması. Ancak en büyük sorunlardan biri bu süreçte çocukların dış dünya ile ilişkilerinin ciddi şekilde kesintiye uğruyor oluşu. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği gönüllüsü Zeynep Alpar tarafından -Adalet Bakanlığı’nın 0-6 yaş arası çocukları ile beraber hapishanede tutulan kadın mahpuslar için daha olumlu modeller arayışını desteklemek amacıyla- hazırlanan raporda, çocukların dış dünya ile ilişkilendirmeleri konusunda mutlaka STK’lardan ya da özel sektörden destek alınması gereği vurgulanmakta. Raporda, bu çocukların dışarıda farklı etkinliklerle ve sosyal hayatla tanıştırılmalarının şart olduğu; bu amaçla yapılan olumlu uygulamalar bulunmakla birlikte bunların çocuğun korunması gözetilerek sistemleştirilmesi gereğinin altı çizilmekte. Aynı raporda, çocukların hasar görmeden büyümeleri, duygularını ifade edebilmeleri ve gelişimleri açısından müzik, resim, drama, dans gibi faaliyetlere uygun alanlar bulunması ve bunlara kolaylıkla erişilebilmesi gerektiği belirtilmekte. STK’ların, üniversite öğrencilerinin ve gönüllülerin bu alanlarda çocuklarla faaliyet yapabilmesinin kolaylaştırılmasının ve teşvik edilmesinin önemi ifade edilmekte.
Ankara'da yaşları 18 ile 30 arasında değişen 24 kişilik genç bir ekip tam da bu raporda vurgulananı yapmakta. Ankara Anıttepe Leo Kulübü çatısı altında bir araya gelen bu gençler, 2014 yılının sonbaharından beri Kadın Kapalı Cezaevlerinde doğan ve anneleriyle birlikte dört duvar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası çocukları her ay kesintisiz bir şekilde demir parmaklıkların dışına çıkarıyorlar. Hiç alabildiğine koşamamış, hatta koşmaya ve oynamaya koşullanmamış, ağaçları ve hayvanları tanımayan, dış dünyadan doğal olarak korkan, insanlarla iletişim kuramayan çocuklar bu gençlerle birlikte drama ve resim dersleri alıyor, tiyatroya gidiyor, oyun merkezlerinde oyunlar oynuyor, çocuk müzelerini ve akvaryumları geziyor, ata biniyor ve daha önce tatmadıkları tatları tadarak, daha önce görmedikleri olağan hayatı görerek sıradan bir çocuk olma yoluna giriyorlar.
“Tutsak doğdular, özgür büyüsünler” diye yola çıkan Ver Elini Güneşe Projesi ile ülkemizde henüz benzeri bulunmayan bir hizmet sunuluyor. Gelinen aşamada, insan ilişkileri yok denecek kadar zayıf olan çocuklar birebir iletişim kurabilecek seviyelere gelmiş ve sosyal beceriler geliştirmiş bulunuyor. Bu işe gönül veren gençler, dışarıya ilk kez çıkan çocukların korkularının geride kaldığını, annelerin güvenlerinin kazanıldığını, çocukların artık onları isimleriyle tanıdıklarını söylüyorlar. Ayrıca cezaevi bünyesindeki psikologlar ve çocuk gelişim uzmanları, dışarı çıkarılan bu çocukların bir yıla yakın bir sürede neredeyse tüm duyu organları ile düşünebilir ve hissedebilir duruma geldiklerini gözlemlemiş bulunuyorlar.
Ver Elini Güneşe üyeleri, “cezaevini normal ve olağan algılayan çocukları, dış dünya ile tanıştırmak ve onlara dış dünyanın güzelliklerini göstererek olması gereken hayata adapte etmek hepimizin üstlenmesi gereken bir sorumluluk” diyorlar. Onlar, cezaevinde doğan veya büyüyen çocukları suça meyilli bireyler değil, topluma yararlı, eğitimsel ve sosyal becerileri tam birer birey olarak aramıza katmayı ve cezaevlerinde yaşayan çocukların fiziki şartlarını daha yaşanılabilir kılmayı arzuluyorlar. Her ne kadar şimdilik yalnızca Ankara sınırları dahilinde faaliyet gösterebiliyor olsalar da, nihai hedefleri cezaevlerinde bir çocuk için hiç uygun olmayan şartlarda yaşamak zorunda kalan çocukların sosyal ihtiyaçlarının yok sayılmaması gerektiği gerçeğini ülke çapında yaymak.
Ver Elini Güneşe gençleri toplumun her kesimine “siz de yapabilirsiniz” mesajı vermek istiyorlar. Ben de bu projeye gönülden inanıyorum ve örnek teşkil etmesini arzuluyorum. Ülkemizdeki yüreği kocaman gençlerin sayısının 24 ile sınırlı olmadığından eminim. Bu yüzden pek çok şehrimizde onlarca gencimizin bu gibi projeler başlatarak bizleri daha aydınlık günlere ulaştıracaklarını çok iyi biliyorum…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Not:Ferhan Şensoy 7 Haziran’da Ankara Yeni Sahne'de “Ferhangi Şeyler” oyununu, proje kapsamında, Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda doğan ve orada büyümek zorunda kalan 0-6 yaş arası çocuklarımızın kesintisiz bir şekilde sosyal hayata entegre edilmelerine destek olmak için sahneleyecek. (Detaylı bilgi için: https://www.facebook.com/Verelinigunese/)
Paylaş