Paylaş
Bugünkü yazıma geçtiğimiz üç gün içinde gazetelerde yayımlanmış olan üç haberle başlamak istiyorum.
Bunlar, sadece, geçtiğimiz üç günde beni derinden sarsan olaylardan bazı örnekler. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, ateşli silahlar artık çocukların da elinde.
Ocak 2023’te Umut Vakfı’nın “Türkiye Silahlı Şiddet Haritası” 2022 raporu yayımlandı. Vakfın yerel ve ulusal medyayı günü gününe izleyerek hazırladığı rapora göre, 2022 yılında medyaya 3 bin 984 silahlı şiddet olayı yansıdı. Ülke genelinde yaşanan bu silahlı şiddet olaylarında 2 bin 278 kişi öldürüldü, 4 bin 231 kişi de yaralandı. Silahlı şiddet olaylarının 616’sında (% 15.46) kesici aletler kullanılırken, 3 bin 368 (% 84.54) cinayet ateşli silahlarla işlendi. Ateşli silahların türevine bakıldığında; 143’ü beylik silahı olmak üzere (asker ve polislerin kullandığı resmi silahlar) 2 bin 528 olayda tabancaların, 840 olayda ise kalaşnikoflar dahil çeşitli tüfeklerin kullanıldığı görüldü.
Bazen uzlaşma kültürümüzü kaybettiğimizi düşünüyorum. Zira insanlarımız en küçük bir anlaşmazlık sonucunda bile hemen silaha sarılabiliyorlar. Ya da bazen sevindirici bir olayı havaya ateş ederek kutlamak istiyorlar. Örneğin; düğünlerde ve asker uğurlamalarında havaya ateş edilmesi adet olmuş durumda. Bu arada kurşunun sekebileceği (yorgun mermi), kazara bir başkasının yaralanabileceği, hatta ölebileceği hiç akla getirilmiyor. Örneğin; birkaç gün önce Esenler’ de sokakta silahla havaya rastgele ateş açıldığı sırada silahtan çıkan saçmalar odasında kitap okumakta olan sekiz yaşındaki çocuğun odasının camlarına isabet etti. Neyse ki çocuk korkudan, can havliyle, başka bir odaya kaçtığı için ölümden döndü. Şanlıurfa’da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasının ardından yapılan kutlamalarda, birçok kişi havaya ateş açtı. Bu esnada başından tabanca kurşunu ile yaralanan 14 yaşında bir çocuk, kaldırıldığı hastanedeki yaşam mücadelesini 1 Haziran’da kaybetti.
Geçtiğimiz yıl Amasya’ da maganda kurşunu kalbine isabet eden 19 yaşında üniversiteli genç bir kız hayatını kaybetti. Yine geçen yıl Karaman' da, evinin bahçesindeki salıncakta sallanan 4 yaşında bir çocuk, komşularının kendi bahçesine giren köpeği korkutmak için pompalı tüfekle açtığı ateş sonucunda başından ve bacağından yaralandı. Yılın sonlarında da, Diyarbakır' da düğün sonrası yeni evli çifti evlerine götürmek için yapılan konvoyda açılan ateş sonucunda, gelinin 18 yaşındaki kardeşi kalbinden vurularak yaşamını yitirdi.
Eşine şiddet uygulayan, hatta canını alan erkeklerden söz etmek istemiyorum bu yazıda. Zira öyle çok şey var ki söylemek istediğim bu konuda, bunları bir başka gün paylaşmak istiyorum Sizler’ le.
Umut Vakfı bireysel silahlanmaya ve silahlı şiddetteki artışa dikkat çekmek amacıyla çalışıyor. Hepimiz gibi, bu vakfın da amacı; ülkemizde insanların huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşayabilmeleri, bir maganda kurşunu sonucu yaralanıp ölmemeleri. Nereden geldiği belli olmayan bir kör kurşunla sevdiklerini kaybetmemeleri, bir sinir anında ya da mutlu bir olay sırasında silaha sarılıp masum insanların ölümüne neden olmamaları.
Bireysel silahlanma sonucu her çapta silaha kolaylıkla ulaşan şiddet yanlıları, hem insanları, hem de sokaklarda kedileri, köpekleri, yani her türlü canlıyı hedef göstererek yaralıyorlar, öldürüyorlar… Yani silahlar susmadı, susmuyor… Zira bireysel silahlanma, anladığım kadarıyla, her geçen gün biraz daha artıyor…
Ancak inanıyorum ki; Yüce Meclisimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde, bireysel silahlanmayı önleyici bir düzenleme yapılması konusunu yakın bir zaman dilimi içinde gündeme alacaktır.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileğiyle…
Paylaş