Paylaş
Şu meşhur Yeşilçam filmlerinde olurdu hani. Genç kız ve delikanlı tam evlenecekken karşılarına “Durun! Siz kardeşsiniz.” diye çıkan anne/baba…
“Ancak filmlerde olur.” diye düşündüğümüz bu replikler, çok yakında ülkemizde patlayacak. Neden mi? Anlatayım.
Birçok farklı hikâye dinledim ama geçen gün duyduğum olay filmlere taş çıkartacak cinsten.
Gelecek nesiller adına ciddi arızalı günlerin bizleri beklediğini gösteren bir tablo.
Arkadaşım anlattı. Görev yaptığı anaokulu sahibinin iki çocuğu var. İki çocuk da aynı sınıfta... Ama çocuklar kardeş olduğunu bilmiyor. İki çocuğun da annesi çocuğunu okuldan almaya geliyor. Onların da hiçbir şeyden haberi yok.
Gerçekleri bilenler, baba ve anaokulunda çalışan bir iki kişi. Düşünün; eşinizin başka bir dünyası var ama bunu siz değil, bir yabancı biliyor.
Bu tek örnek mi? Tabii ki hayır. Genel olarak muhafazakâr camianın sorunu gibi dursa da aslında ülkemizin yani “Yeni Türkiye’nin” ciddi bir problemi.
Konuşulmayan, konuşulamayan bir sorun.
Benim dikkat çekmek istediğim husus, resmi evlilik dışındaki ilişkilerin doğruluğu ya da yanlışlığı değil; mahalle baskısından korkarak yapılan gizli kapaklı birlikteliklerin, gelecek için taşıdığı riskler… Çok samimi söylüyorum 15-20 yıl sonra bu sorun konuşuluyor olacak.
Televizyonlarda, internet sitelerinde “Kardeşimi arıyorum!” programları yapılıyor olacak.
Görmezden gelmemiz, gerçeklerle yüzleşmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Kendimizi kandırmayalım.
…
Kardeşim Hanife ile bozuştuk. Hem de doğum günümüzün yaklaştığı şu günlerde. “Yazılarında demokrasi ve özgürlük diyorsun ama sen uygulamıyorsun. Okurlarına verdiğin önemi ailene vermiyorsun” diyerek bana posta koydu.
Olay şu; geçen günkü yazımda Hanife bir okura cevaben yorum yazmış. ‘Normalde aile bireylerime ve akrabalarıma, yazılarıma yorum yazma konusunda yasağım var. “Yorum yapma mecburiyeti hissedecekseniz, yazıları okumayın.” diyorum. İster istemez hissi davranma ihtimalleri yüksek .’
Hanife, benim bu yasağımı delmiş. Neticede kocaman kadın, okuma yazma biliyor. 7/24 takip etme olanağım da yok. Bir okuyucunun yorumuna karşılık cevap yazmış. Başka bir okuyucu da “Hanife Baykal sizin kardeşiniz değil mi? Yorum yazmış.” diye sorunca “Evet, kardeşim.” cevabını verdim. Kıyamet koptu.
Yorumuna cevaben yazılan üç satırın kardeşime ait olduğunu öğrenen arkadaş “Bütün aile birleşip üstüme geliyorsunuz.” edasıyla veryansın etti.
Sonrasında “Benim yorum yapma özgürlüğüme müdahale etme hakkın var mı? Ben de bu gazetenin bir okuru değil miyim?” havasıyla Hanife de veryansın etti.
Kim haklı, kim haklı değil açıkçası ben karar veremedim…
Paylaş