Paylaş
AHMET KAYA; 10 Şubat 1999’de bir ödül töreninde" Kürtçe şarkı söylemek, klip çekmek istiyorum." dedi, “Vatan Haini” ilân edildi. Hayatını yurtdışında geçirmek zorunda kaldı ve Paris’te öldü.
MEHMET ALİ ALABORA; 30 Mayıs 2013’de Gezi Parkı Olayları’nda “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel!” tweetini paylaştı “Darbeci” ilân edildi. Hayatını yurt dışında devam ettiriyor.
Bu isimlere Müge ANLI ve birçok ismi ekleyebiliriz.
Bugün Yavuz BİNGÖL olayında yaşananlarla, geçmişteki yaşananların arasında elbette fark vardır ama netice maalesef HİÇ Mİ HİÇ değişmiyor.
Biz “kan”a doymuyoruz.
Anlamaya çalışmıyoruz, özür dilemelere “karnımız tok” deyip geçiştiriyoruz. En kolayı seçiyoruz ve tüm bu süreçte repliklerimiz hiç değişmiyor: “Söylemeyecekti!”
……..
Yıllar önce seçim çalışmalarında, Belediye Başkan Adayına annesi şöyle nasihat etmişti: “Oğlum fazla konuşma, başın derde girmesin. Sadece el salla.”
Aradan yıllar geçti. Dünya değişti, Türkiye değişti. Ama annelerin korkuları değişmedi.
İster siyasetçi, ister sanatçı olsun “Hâlâ anneler korkuyor.” Çocuklarının geleceğinden korkuyor. Linç edilmesinden korkuyor. Bir hiç uğruna, kör kurşuna hedef olmasından korkuyor?
Bu korkular hep aynı mı kalacak ülkemizde?
Neden tarihin tekerrüründen olumlu mesajlar çıkarmayı beceremiyoruz?
Tepkilerimizi gösterip hayatlarımıza devam etmek ve o insanların hayatlarına devam etmelerine izin vermek bu kadar mı zor?
….
Konuyla ilgili çok şey söylendi, yazıldı. Yazılmaya ve söylenmeye de devam edecek. Yavuz Bingöl’e karşılık başka bir isim LİNÇ listesine alınacak. İdeolojilerin insan hayatından değerli olduğu zamanları yaşıyoruz zira.
Son söz olarak çok açık söylemek istiyorum;
Yavuz Bingöl’ün yaptığı kıyas mantığını doğru bulmuyorum.
Mehmet Ali Alabora’nın sözlerini tasvip etmiyorum.
Tayyip Bey’in sert ve ayrıştırıcı söylemlerini tasvip etmiyorum.
Kim olursa olsun, hangi nedenden olursa olsun, LİNÇ edilmesini istemiyorum.
Bu ülke hepimize yeter. Kalplerimizde birbirimize yer açalım kafi.
Paylaş