Paylaş
Bak şuraya yazıyorum: Bu da daha başlangıç, daha çooook adını duyacağız. Komik ve zeki. Ve tatlı. Ve fırlama. Ve en önemlisi duygusal zekâsı çok yüksek. Sıkı bir stand up’çı ve şu anda gösterileri kapalı gişe. Bir fırsatını yaratın, mutlaka izleyin. Onu ayrıca Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’ filminden tanıyorsunuz. Aslen bilgisayar mühendisi olan bir stand up’çı...
ÇOK PİS FORMAT ATARIM!
- Kimsin? Nesin? Nerden çıktın?
Aydın Doğu Demirkol diye biriyim. Mersinli bir anne ve Balıkesirli Çerkez bir babanın ortak çalışması neticesinde karşınızdayım!
- Hayat felsefeni nasıl tanımlarsın?
Hayat felsefem yok galiba. Hiç düşünmedim. Ne boş adammışım ya, pişman mısın acaba benimle röportaj yaptığına... (Gülüyor) Yani uğruna yaşadığım, gösterişli, havalı bir cümlem yok. İnsanları güldürmeyi, mutlu etmeyi seviyorum ve nihai gayem bu olabilir...
- Sen aslında bilgisayar mühendisisin. Stand up ne alaka?
Stand up hep vardı. Küçüklükten beri hayalimdi. Mühendislik sonradan geldi aslında. Okulu bitirdim, yüksek lisansı da tez dönemine kadar geçtim ama hiç o mesleği icra etmedim.
- Zorla mı mühendis oldun?
Zorla değil de bir şekilde harçlık akışının devam etmesi gerekiyordu! Puanımın tuttuğu en popüler bölüme girdim, bizimkiler “Okuyor” bilsin diye...
- Peki o mühendis kafa nerede işe yarıyor?
Çok pis format atarım! Excel’de hazırlıyorum stand up setimi, elma grafikle. Şaka şaka! Bir işe yarıyor olmalı gerçekten ama benim adını koyabileceğim bir şey değil. “Mühendislik okuduğum için aşırı aritmetik düşünme yeteneğim var, şak diye şakayı yazıveririm!” falan da diyemiyorum yani. Ama illa ki bir faydası vardır...
NURİ BİLGE CEYLAN BENİ YOUTUBE’DA İZLEMİŞ
- Senin gibi komik bir adam nasıl oldu da Nuri Bilge Ceylan gibi ciddi sanat filmlerin adamı olan bir yönetmenin filminde rol almayı başardı? Kim kimi buldu?
“Güldür Güldür” gösterimi bir arkadaşı ona izletmiş YouTube’dan. O da tanışmak istemiş. Öyle bir tanıştık ofisinde, muhabbet falan derken konuyu açtı, “Böyle bir film var aklımızda!” dedi. “Seni düşündüm ama net değil, başka isimler de var, seni başka roller için de değerlendirebiliriz” dedi. Ben de “Ne şekilde, nasıl uygun görürseniz ben varım!” dedim. Zamanla senaryodan farklı farklı parçalar atarak beni denedi. Sonunda “ok” dedi...
- Sence sende ne buldu?
En son etapta zor bir text yollayıp “Bir gün sonra görüşelim!” demişti. Ben de okurken okurken aklıma girmiş, ezber bir şekilde gitmiştim görüşmeye. Son kertede, bir günde o kadar metni ezberlemem onu rahatlamış ama genel olarak benim sahnede olduğum gibi kamera önünde de kendimden pek şaşmamam onu etkilemiş olabilir.
ÖNCE BÜTÜN TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE YUHALANDIM!
- BKM’yle yolun nasıl kesişti?
“Yetenek Sizsiniz”e katıldım. Bin kişi yuhaladı beni! Annem dedi ki “Tamam oğlum, denedik olmadı. Bilgisayar mühendisliği yapalım artık, olmaz mı yavrum?” Çok sevdiğim Zafer diye bir arkadaşım var, o da dedi ki “Bırakmak için çok saçma bir yerdesin! Ne yaparsan yap daha kötü bir itibarın olamaz. Bütün ülkenin önünde yuhalandın. Madem diptesin, azıcık daha uğraş. Olmadı zaten kaybedecek bir şeyin yok”. Ben de mantıklı bulup “Old City Comedy Club” diye bir mekân buldum ve çıkıp çıkıp anlatmaya başladım. Sonra BKM Mutfak’ta çıkan komedyenlerden Murat Gençoğlu bir gün beni izleyip “Gelip bizimle çıksana” dedi ve olanlar oldu.
- Diğer komedyenlerden farkın ne senin?
İnsanların yorumu “samimiyet” oluyor.
MADEM GÜLÜYORSUNUZ BARİ PARASINI VERİN!
-Stand up’çı olmanın arkasında yatan kafa ne?
Kendimi bildim bileli insanlar bana gülüyor! Bu kimi zaman benim isteğimle olduğu gibi, kimi zaman istemeden yaptığım bir şey de millete komik gelebiliyor. Neticede “Madem gülüyorsunuz bari parasını verin!” gibi bir noktaya gelmiş olabilir olay...
İNSAN SEVMEDİĞİ BİRİNE GÜLEMEZ!
- Stand up show’unda neler bekliyor bizi?
Benim gözümden toplum, dünya, filmler, reklamlar, uzay araştırmaları ve metrobüs seferleri, kadın-erkek ilişkileri, zengin-fakir meseleleri, kompleks aile ilişkileri gibi konular...
- Nasıl güldürüyorsun da gösterilerin hep kapalı gişe?
Bayağı gülüyorlar sağ olsunlar. Sağ olsunlar diyorum çünkü yuhalandığım “Yetenek Sizsiniz” programında Acun’dan şunu öğrenmiştim: “İnsan sevmediği birine kolay kolay gülemez. Önce seni sevmeleri lazım” demişti. Beni gülmeye değer buldukları, sevdikleri için çok teşekkür ediyorum.
HIZLANDIRILMIŞ ŞÖHRET KURSU
- Özel hayatınla hiç gündeme gelmiyorsun...
Ben beceremiyorum gece hayatını. Gürültülü, kalabalık mekânlar, açılışlar filan... Evde müzik dinlemeyi, film seyretmeyi daha çok seviyorum. Zaman buldukça arkadaşlarımla basketbol oynuyorum ve sinemaya gidiyorum. Özel hayatımla gündeme gelmiyorum çünkü bunu tercih eden biri değilim. Gece bir kere çıkayım dedim, “Yol Arkadaşım”ın galasından sonra “after parti”sine katılayım dedim. Gözümün önünde malum kavga olayı yaşandı. Bir gecede magazin gündemine dair görebileceğim her şeyi gördüm. “Hızlandırılmış şöhret kursu” gibi oldu. Şimdi evde film izlemeye devam...
- Rol modeli olarak aldığın bir komedyen var mı? Yerli, yabancı?
Rol modelim yok ama genelde sahnede kendi gibi olan, “Bu adam normalde muhabbet etsen de aynıdır” diyebileceğiniz komedyenleri daha çok seviyorum. Dave Chapelle sahnedeki duruşunu en sevdiğim komedyen. O rahatlık herkese lazım...
BURAK ÖZÇİVİT’İ TANIYOR OLABİLİRİM DİYE FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ SLOVENYA’DA KIZLAR BENİMLE
- Komik adamlar bütün kadınları tavlar mı?
Geçenlerde Slovenya’da Ljubjana Film Festivali’nde Türk bir oyuncu olduğum için, Burak Özçivit’i tanıyor olabilme ihtimalime binaen benle fotoğraf çektirenler oldu! Burak Özçivit’i tanıyan biriyle fotoğraf çektiriyor kızlar! Kendisini ne yapıyorlar acaba? Benim komikliğim asla bu kadar etkileyici olamaz galiba ama neyse ki doğru kişide işe yaradı, onunla da nişanlandık zaten, konu kapandı... Ama çoğu kadının komik erkekleri çekici bulduğunu düşünüyorum.
Paylaş