Paylaş
BİR kere daha Türkan Saylan’ı hatırlıyoruz. Anısına saygı duyuyoruz.
“Her eğitimli kadının Cumhuriyet’e borcu vardır!”
Hüsniye Gül de işte o kadınlardan biri... O bir ziraat mühendisi. 72 doğumlu. Ben onunla Adana’da Hürriyet’in ‘Ekonomi Zirvesi’nde tanıştım. Kendi şirketi olan girişimci bir kadın.
Yerli ıslah sebze tohumu ticareti yapıyor. Müthiş aktif bir kadın, her şeye, herkese yetişiyor ve çevresine ışık saçıyor.
Ve o ‘Kınalı Eller Kadın Hareketi’nin de yaratıcısı...
Adana’da başladı, tüm Türkiye’ye yayılması hedefiyle...
Nedir bu ‘Kınalı Eller’?
Bir kadın hareketi. Kadınları üretime dahil etme hareketi. 2015’te başlıyor. Seyhan Belediyesi ve Belediye Başkanı Zeydan Karalar desteğiyle, bir kadın kooperatifi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Ne mi yapıyorlar? Kadınlarımıza hijyen, doğru pişirme, aşçılık gibi konularda eğitim veriyorlar. Onlar için en önemli şey eğitim. Eğitimi aldıktan sonra ne olacak? Kadınlar, Adana’ya özgü lezzetleri, bu üç yıllık süreçte öğrendikleri lezzet ve ambalajlama standartlarında üretmeye başlayacak. Aynı zamanda kooperatifçilik çatısı altında gelir elde edecekler.
Neler mi üretecekler? Adana topak patlıcanı turşusu, kurusu ve reçeli, karakılçık buğdayından un ve bulgur, ki bu glüten içermeyen bir buğday türü. Bu buğdaydan ekmek de yapacaklar. Biber salçası gibi canım Adanamın bilinen lezzetlerine de yer verecekler.
Amaç, hem Adana’nın kendi tohumlarına sahip çıkmak, hem de bu bölgede yetişen yerel çeşitlerimizi ülkemize tanıtmak...
Çünkü Adana, pek çok güzelliğiyle birlikte aynı zamanda gastronomi şehri de olsun istiyorlar.
Hüsniye Gül’e sordum...
ADANA’DA ‘KINALI ELLER HAREKETİ’
Bu fikir nereden esti? Sizi harekete geçiren neydi?
Kadınlar! Seyhan ilçesine bağlı Salmanbeyli köyüne gittiğimde köylü kadınlarla sohbet ettim. Ve bana köydeki sıkıntılarından söz ettiler. Sıkıntıların altında yatan da hep ekonomik zorluklardı. Kadın mutsuzsa bütün aile mutsuz oluyor. Bu mesele kafamı meşgul etti. 14 arkadaşıma bu durumu anlattım. Hepsi üniversite mezunu; avukat, doktor, öğretmen, gastronom, biyolog, mali müşavir, muhasebeci, grafiker, bankacı, yoga eğitmeni... Kafa kafaya verdik, onlar için “Ne yapabiliriz”i düşünmeye başladık. Biz onlara balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeyi istedik. Önce eğitim vermek, sonra üretime katkıda bulunmalarını sağlamak istedik.
Aslında üretimin her alanında varlar...
Evet, ama organize değiller, emekleri yok sayılıyor. Tarlada, hayvancılıkta ve daha pek çok yerde var olmalarına rağmen yaptıkları işin tanımı yoktu. Ve kıymeti yoktu. İşte biz 14 kadın kafa kafaya verdik, belediyenin desteğini de aldık, bu sosyal sorumluluk projesi doğdu. Ha bitti mi? Hayır, hâlâ sürüyor. Bize bir bina tahsis edecekler, onu bekliyorum. Ama canla başla, sadece gönüllülük esasına dayanan bir sivil toplum hareketi için çalışıyoruz.
KADINLARIN DESTAN YAZACAĞINA İNANIYORUM
Beklentiniz nedir?
Bu kadınların destan yazması. Gerçekten buna inanıyorum. İmkânsızlıklar içinde inanılmaz şeyler yaratan kadınlara rastladım. Çocuklarını üniversitede okutmak için 1 dekar yerde üretim yapıp harikalar yaratan Gülsüm Hanım’ı tanıdım mesela. Elleri nasırlı ama yüreği yumuşacık kadındır. Kocası tarafından defalarca bıçaklanan ama yılmayan, yıkılmayan, dik duran Şükriye Hanım’ı ve daha nicelerini tanıdım. Kadınların isterlerse her türlü olumsuz koşula rağmen destan yazacağına inanıyorum. ‘Kınalı Eller Kadın Hareketi’ sorunların değil, çözümün bir parçası olarak toplumun kalkınmasına katkıda bulunacak. Kadınlarımız kooperatif çatısı altında gelir elde edecek.
Kimler başvuruyor size?
Salmanbeyli Köyü ve çevresinde yaşayan kadınlarla başladık. Öncelikle halk eğitim merkezinden eğitim almaları gerekiyor. Bu eğitimi tamamladıklarında bize başvuranları kabul ediyoruz. 08:00–17:00 saatleri arasında disiplinli çalışmayı öğreniyorlar. Ayrıca çocuklara da eğitimler veriyoruz. İzcilik, hayvanları koruma, bir arada iş yapma becerisi gibi eğitimler.
Hafta sonları da üniversite öğrencileri gönüllü olarak İngilizce dersi veriyor. Bir de gönüllülerimizin desteğiyle bir kütüphane yaptırdık. Kadınları ve çocukları da hafta sonu tiyatroya götürüyoruz. Evet, Adana’da başladık, ama Türkiye’ye yayılmak istiyoruz. Ekonomisi tarım, hayvancılık, el emeği, dokuma, el sanatları, çömlekçilik, dericilik, turizm ve yöresel tatlara dayalı olan yerlerden faaliyet göstermek istiyoruz. Ülkenin her yerinden, “Biz de kınalı eller gönüllüsüyüz” diyen, kınalı elleriyle fotoğraflarını yollayan katılım talepleri alıyoruz. Yolumuza devam edeceğiz...
Paylaş