Cemal Aydın gider mi?

Cemal Aydın bırakacak mı, bırakmayacak mı? Ankara’da son günlerin en çok konuşulan mevzularından biri bu. Resmen papatya falı açılıyor.

Şunu hemen belirtelim: Aydın, istemediği sürece Ankaragücü başkanlığını kimseye kaptırmaz. Mevcut delege tablosu, bunu gösteriyor. Keza Aydın bıraksa bile, işaret ettiği kişi, kesin kazanır.

Ocak ayında yapılacak genel kurulda başkanlığa adaylığını koymayacağını açıklayan Cemal Aydın, son haftalarda alınan başarılı sonuçlar üzerine, acaba kararını değiştirir mi?

Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz nokta şu:

"Bu başarılı sonuçlardan pay çıkartması gereken en son kişi, Cemal Aydın’ın bizzat kendisidir."

Geçen sezon çalıştırdığı ve memnun kaldığı Hikmet Karaman’ı, bu sezon başında kulüpte tutamayan, Cemal Aydın’ın bizzat kendisi değil midir?

Bozinoski gibi bir bombayı getiren, yine Cemal Aydın’ın kendisi değil midir?

Takım inanılmayacak duruma düştükten sonra, Hikmet Karaman’a kucak açan kişi, yine Cemal Aydın değil midir?

Aydın, son haftalarda kazanılan puanlara pay çıkartmadan önce, ilk haftalarda kaçan puanların hesabını vermelidir.

Lige Karaman’la başlayan bir Ankaragücü, ilk haftalarda alacağı iki galibiyetle, şimdi Fenerbahçe’nin ardından ikinci sıraya otururdu.

Hem, şu da var. Ankaragücü’nün, bu galibiyetler serisi ne zaman başladı? Cemal Aydın’ın, "Ankaragücü’nden elimi, ayağımı çekiyorum. Artık yokum" dediği günlerde.

Ne ilginç ve ne acıdır ki, takım galip durumdayken bile, taraftar "Cemal Aydın istifa" diye bağırıyor.

Taraftar, boşuna bağırmıyor. Biliyor ve hatırlatma gereği duyuyor.

Ben ise tecrübeme dayanarak diyorum ki:

"Cemal Aydın gitmez.."

GECEKONDU SUSMASIN!

Ankara 19 Mayıs Stadı’nda, "Gecekondu tribünü" nün, ayrı bir önemi ve esprisi vardır.

Bilmeyenler için hemen belirtelim:

"Gecekondu, Ankara 19 Mayıs Stadı’nın Gençlik Parkı tarafında bulunan kale arkası tribünüdür." Dahası, Gecekondu, Ankaragücü taraftarlarından oluşur ve bu taraftarlar, kale arkasının tam orta bölümünde toplu halde oturur.

Yanlış hatırlamıyorsam, 30 yılı aşkın bir süredir, Gecekondu var. Yani benim jenerasyon için bir nostaljidir bu Gecekondu. Ayrı bir renktir, ayrı bir güzelliktir.

Herkes oturmaz, oturamaz Gecekondu’da!

İşte bu Gecekondu, son Rizespor maçında kırık not aldı. Çünkü görevini yapamadı, her zamanki görüntüsünden uzak kaldı. İlk yarıda yeri göğü inletmesine karşın, ikinci devre golün gecikmesi üzerine sustu, kaldı. Oysa, takımın tezahürata ihtiyaç duyduğu dakikalarda, böyle suskunluk olmaz, olmaması gerekir.

Taraftar, adı üzerinde taraftardır. Her zaman tezahürat yapmalıdır. Desteğe ihtiyaç duyulan dakikalarda, susmamalıdır.

Aksi takdirde, taraftarlığın ne anlamı kalır ki!

Çok dikkat ettik, Rizespor maçında Gecekondu’nun aksine, Maraton ve Kapalı tribünde bulunan Ankaragücü taraftarı, hiç durmadan, hiç ara vermeden, çok iyi bir şekilde takımını destekledi.

Gecekondu eşrafının çok değerli temsilcilerine, şimdi sormak gerekmez mi:

"İyi günde, kötü günde, hep beraberiz" diye söz verenler, sizler değil miydiniz?

Galibiyette ve başarıda, taraftar olmaya gerek yok, herkes alkış tutar.

O zaman... Gecekondu susmasın!


GENÇLER VE ACI GERÇEKLER!

Süper ligin, üvey evlat konumundaki bir numaralı takımı, kesinlikle ve kesinlikle Gençlerbirliği’dir. Taraftarı bile pek yok! En kral maçına 500 kişi zor geliyor. Şehrin ya da belediyenin desteğini almadan, küçük bir bütçe ve az bir taraftarla büyümek, bırakın büyümeyi, ayakta kalmak mümkün mü?

İşte, bu kadar mümkün!

Diğer takımlara bir bakın. Gençlerbirliği gibi olanı, var mı?

Ankaragücü’nün sıradan bir maçını bile binlerce taraftar izliyor. Ankaraspor, Melih Gökçek’in gözetiminde ve denetiminde. Diğer şehir takımları da pek farklı değil. Büyük takımları anlatmaya ise gerek yok.

Siz, istediğiniz kadar iyi futbol oynayın, en centilmen taraftara sahip olun. İsterseniz, ülkenin en güzel tesislerine kavuşun.

Taraftarınız ve bütçeniz yeterli değilse, ancak bir yere kadar gidebiliyorsunuz.

Haksızlık ve nankörlük yapmayalım. İlhan Cavcav bu kulübü, iki oda, bir salondan ibaret olan ufacık bir yerden aldı, bugünlere getirdi.

Dün gibi hatırlıyorum. Anıttepe’deki toprak sahada antrenman yapmak isteyen profesyonel takım oyuncuları, Maltepe’den Anıttepe’ye yürüyerek giderdi.

Tüp gaz parası bulunamadığı için, duşlar soğuk su ile alınırdı.

Çok yürüdüm, soğuk su ile de çok duş aldım. Nerelerden, nerelere gelindi. Ama işte bu kadar. Sorun da burada zaten.

Paranız ve taraftarınız yoksa, fazlası da olmuyor.

ANKARA’DA SON YALAN NEDİR?

"İlhan Cavcav ile Mesut Bakkal arasında en ufak bir problem olmadığı..."
Yazarın Tüm Yazıları