Bakkal, komplo kurbanı mı?

MESUT Bakkal’ın, geçen hafta sonu oynanan Gençlerbirliği-Ankaragücü lig maçında, ’başını yedek kulübesinden dışarı çıkartmaması’ çok büyük ses getirdi.

Bana ve benim gibi düşünenlere göre, Mesut Bakkal, birini ya da birilerini protesto ediyordu. Ve de yaptığı yanlıştı!

Ama aksini yazanlar da vardı. Bakkal, sadece ve sadece, yardımcısı Hayati Soydaş’ın ön plana çıkması için, beynini ve vücudunu yedek kulübesine mahkum etmişti. Başka amacı yoktu!

Acaba, olayın gerçek esprisi neydi? Bakkal, gözü kara bir protestocu muydu, yoksa komplo teorisi ile karşı karşıya kalan fedakar bir teknik adam mı?

İlhan Cavcav’ın bile, "Genç futbolculara hitabında daha dikkatli olması gerekir. Kendisini bu konuda uyardım" dediği Bakkal, niye böyle bir hareket içine girmişti?

Önce şunu belirtelim. Bakkal, Türk futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en değerli teknik adamlardan birisidir. Zaten bu kadar iyi olmasa, bu kadar gürültü çıkmazdı!

Ama gerçekçi olmakta yarar var. Bakkal samimi değil!

Şöyle ki, çok kritik bir maçta, görev yardımcıya devredilmez. Formalite müsabakası değil bu. Kendinizi düşünmeseniz bile, takımınızı düşünmeniz gerekir. 90 dakikayı gözünüzün önüne getirin. Oyuna çok iyi başlayan G.Birliği, gerekli uyarılarla galibiyete ulaşamaz mıydı? Ulaşırdı.

Askerlerin, komutanı görmesi ve inanması gerekir. Fakat bizim komutan, ortalıkta yoktu. İmparatora küsmüştü!

Kimse kusura bakmasın ama Mesut Bakkal’ın geçen hafta sonu kaybettiği, sadece üç puan değildi. Duygusallığına da yenilmişti. En kötüsü de budur zaten. Telafisi ve tedavisi zor olur. Ama unutmasın, bu oyun, burada bitmeyebilir.

Ve son söz... Bakkal, herkesi ikna edebilir ve hatta kandırabilir.

Önemli olan, kendini kandırmaması!

KARAMAN, AYDIN, TOSUN!

Hikmet Karaman’ı can-ı gönülden kutlamak gerekiyor. Hırsı, inancı ve çalışkanlığı ile güzel işlere imza attı. Ankaragücü’ne inanılmaz bir hava getirdi. Kafalarda şimdi ayrı bir soru işareti var. Kulüp başkanlığını bırakacağını açıklayan Cemal Aydın, önümüzdeki ay içinde yapılacak olan genel kurulda başkanlığa tekrar soyunabilir mi? Ne de olsa Ankaragücü’nde güzel işler olmaya başladı.

Düşüncemizi çok net biçimde ortaya koyalım. Bu saatten sonra Cemal Aydın’ın, başkanlığa tekrar soyunması doğru değil. Kendi açısından doğru değil. Çünkü bırakacağına dair söz verdi. Ancak ortada ilginç bir durum var. Ankaragücü galip durumdayken bile, taraftar, Cemal Aydın aleyhine bağırıyor.

Yanlış. Çünkü gerek yok. Taraftarın, sadece takımını desteklemesi gerekiyor. Ama bizi düşündüren nedir, biliyor musunuz? Bu yönde tezahürat için, birilerinin teşvik ve desteği mi var? Şunu da belirtelim. Kulüp başkanlığı için şimdilik Serdar Tosun’un adı ön plana çıkıyor. Peki, kazanabilir mi? İcazet almadan, mümkün değil. Peki, icazet alabilir mi? O da pek mümkün değil. Yani... Serdar Tosun, başkan olamaz.


O BERBER, BENİM!

Erhan Çağlayan, ilginç bir konuya değinmişti. Ünlülerin menajeri olarak bilinen Çağlayan, kendisi ile yaptığım Pazar Sohbeti sırasında "Menajerlik sisteminde bir başıbozukluk var. Berberler ve amigolar bile menajerlik yapıyor" demişti.

Aynı gün telefonum çaldı. Arayan kişi, "O berber, benim" dedi. Adı Ali Ekber Bozkurt olan bu kardeşimiz, Erhan Çağlayan’ın bazı açıklamalarından üzüntü duyduğunu belirterek, "Berberlik yaptığım doğrudur. Ama artık menajerliğe ağırlık verdim. Futboldan anlıyorum ve işimi de iyi yapıyorum. Geniş bir çevrem var. Futbolcularımın tüm sıkıntılarını çözüyorum" dedi. Gayet kibar bir genç olan Ali Ekber Bozkurt, her isteyen kişinin de menajerlik yapabileceğini hatırlattı. Haliyle, doğru söylüyor Ali Ekber Bozkurt. Her isteyen kişi, menajerlik yapabilir. Hatta bu satırları okuyan sizler bile, bugün menajerliğe başlayabilirsiniz. İşte, sorun da burada zaten!

Her mesleğin, belli ölçüler içinde disipline edilmesi gerekmez mi? En kötü ihtimalle bir kurs, bir seminer çerçevesi içerisinde, olaya önem ve ciddiyet kazandırılamaz mı? Trilyonluk futbolcuların hakkını savunacak kişilere, Futbol Federasyonu tarafından, bilgi, görgü ve eğitim verilemez mi? Bu işi yapmak, bu kadar kolay mı!

Kolay! Ne tahsil, ne yabancı dil, ne futbolculuk geçmişi... Hiçbir şey aranmıyor. Sadece ve sadece "Ben bu işe soyundum" demek yetiyor. Dünyada hangi meslek, bu derece rahat icra ediliyor! Kasap dükkanı açmak için bile bin tane formalite gerekiyor. Futbol Federasyonu, menajerlik ve temsilcilik konusunda, niye bu kadar duyarsız! Oysa gereken önem verilse... Futbolcular ve menajerler başta olmak üzere, herkes bu işten kazançlı çıkar.

Ali Ekber Bozkurt dahil!
Yazarın Tüm Yazıları