ANKARA bu ayın başında bir modern sanatlar merkezine kavuştu, Cer Modern.
Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryollarının bakım atölyeleri olarak kurulan mekan, son yıllardaki hızlı çalışmalarla bir modern sanatlar merkezine dönüştürüldü. Merkez “hızlı” bir açılış yapmışa benziyor. Açılış için Ebru Özdemir’in kişisel koleksiyonundan Deniz Artun ve Döne Otyam’ın küratörlüğünde bir sergi oluşturulmuş. Şüphesiz görülmesi gereken bir sergi. Cer Modern, önümüzdeki dönemde Başkent’in sanat dünyasının iddialı kulvarlarından birisi olacak. Demiryolu atölyesinden dönüştürülen mekanın, hemen hemen her bölümü özenli, sıcak ve kendisini kabul ettirici gözüküyor. Sergi salonunun yanısıra en önemli detaylardan birisi, sanatçıların kullanımına sunulacak atölyeler. Cer Modern’in alt katındaki toplam beş işlik, altışar aylık sürelerle ücretsiz olarak sanatçılara tahsis edilecek. Tek bir şart var; sanatçıların zaman zaman işliklerini randevuyla ziyaretçilere açmaları. Yani sanatın üreticisi ile alımlayıcısının buluşması. Bu Türkiye için yeni bir stil. Ama gelecek vaat ediyor. Cer Modern’i, kentin sanat dünyasında kalıcı yapacak olan da buradaki sanatsal üretim olacak bence. Cer Modern’in içinde oluşturulan “mini kütüphane” ise gerçekten de çalışma iştihanı açacak cinsten. Açılışındaki “hız”dan kaynaklandığını düşündüğüm “mini” özelliği sanıyorum “şimdilik” böyle. Hem kurumun yöneticileri, hem de sanat severlerin bu kütüphaneyi sırtlanacağına inanıyorum. Ancak hemen belirtilmesi gereken bir sorun var; kütüphanenin çalışma saatleri. Cer Modern’in sanat kütüphanesi sadece hafta içi 10.00 ile 18.00 saatleri arasında hizmet verecek. Bu durum zaten bizim memleketin sorunlarından biri. Hem insanların kütüphanelere gitmemesinden yakınırız, hem de kütüphanelerin çalışma saatlerini mesai saatlerine indirgeriz. Üniversitelerin kütüphaneleri bile genellikle haftasonları kapalı. Akademisyenleri, öğrencileri ya da meraklıları araştırma yapmak için memur gibi mesai saatleriyle sınırlandırıyoruz. Bari Cer Modern’in kütüphanesi haftasonları fazla mesaiye kalsın.
Sanatın tarihini koleksiyonla okumak
CER Modern’in ilk sergisinin adı “+ Sonsuz.” Serginin kuratörleri Deniz Artun ve Döne Otyam, sanat tarihini “koleksiyonerler üzerinden okumayı” öneriyor, kişisel koleksiyonların sanat dünyasını gözlemlemek için laboratuvar niteliğine dikkat çekiyor. Koleksiyonculuk, çoğu zaman “iz sürme” tutkusuna dayanıyor. Hatta bir “adanmışlık” istiyor. İki kuratör şöyle anlatıyor: “Bir tek toplayanın bildiği, her yeni eserle sil baştan değişen, var olanlar kadar eksik olanların da belirleyici olduğu meçhul formülü çözmeye, sınıflandırılamaz olanı sınıflandırmaya çalışırken ortaya çıkan tarz, malzeme, renk, kuşak çakışmalarının, karşılaşmalarının uyandırdığı düşünceler sonsuzdur.”