Paylaş
Ünlü oyuncu ve dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur, operet sanatçısı eşi Melek Kobra ile birlikte dublaj yapıyordu.
Hemen buraya bir not düşeyim. Bahsettiğim Ferdi Tayfur, şarkıcı Ferdi Tayfur değil.
Ondan çok önce yaşamış önemli bir oyuncu, yönetmen ve dublaj sanatçısı. Bir kuşak onu Laurel-Hardy’nin Türkçe seslendirmeleriyle tanır.
Dublaj yaptıkları bir gün, Melek Hanım hastalanınca Ferdi Tayfur, kardeşi Adalet Cimcoz’u çağırır.
Cimcoz’un dublaj kariyeri de işte böyle başlar.
Yıllar boyunca ünlü isimlerin rollerine sesiyle hayat verir Adalet Hanım. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Belgin Doruk, Filiz Akın, Fatma Girik...
Toplam 24 Yeşilçam yıldızı.
Sinema seyircisi ünlü yıldızları hep onun sesiyle bildi.
Türkiye’de sosyete yazarlığını Fitne Fücur köşesiyle ilk o başlatmıştı.
Selim İleri, 1986’da Hürriyet’teki yazısında Cimcoz’un sosyete yazarlığını anlatır ve ondan şu alıntıyı örnek verir:
“Bu gecelerde gözüme çarpanların başında Celile Çorlu vardır. Şapkaları daima biraz büyükçe ve vualetlidir, yakasında, göğsünde yahut da şapkasında mutlaka bir çiçek vardır. Eldivenleri ve çantaları orijinaldir, bilhassa elmasları. Daima açık bıraktığı dekoltesi kadar göz kamaştırır.”
15 MART 1970
Adalet Cimcoz, çok yönlü biriydi. Dublaj ve yazarlığın yanı sıra resim galerisi açtı, çeviriler yaptı. Kafka’nın Milena’ya Mektuplar çevirisi ile Türk Dil Kurumu ödülünü kazandı.
14 Mart 1970’te kanser nedeniyle hayatını kaybettiğinde Hürriyet’te şunlar yazıyordu:
“Adalet Cimcoz, daha sonra temiz Türkçe’si, muntazam konuşması ve kendine has o tatlı ses tonuyla dublajı tercih etmiştir. 60 yaşına rağmen, bir genç kız rolündeki Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Belgin Doruk gibi tam 24 yıldızın yerine beyaz perdede konuştu.”
KADINA TEPKİ OLARAK SAKAL
SAKAL bırakmak son yıllarda moda oldu.
Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde erkekler artık sakalı tercih ediyor.
1970’lere kadar genel eğilim sinek kaydı tıraş olmaktı. 68 olaylarının ardından 70’lerde sakal yeniden ilgi gördü.
31 OCAK 1971
31 Ocak 1971 tarihli Hürriyet’te sakal modası işleniyordu.
Habere göre başkaldıran gençler, bu erkeklik sembolüne yöneliyordu.
Sakal bırakmanın bir başka nedeni de “kadınların erkekliğe özenmesiydi.”
Erkekler de kadınlara tepki olarak sakal bırakıyordu.
Anketlere göre kadınların yüzde doksanında sakal “önce şok etkisi” yapıyor, böylece gözler bu kişiye çevriliyordu.
Bu yaklaşımlar tabii ki günümüze çok çok uzak.
Eh, zaten bu haber de yarım yüz yıl evvelden.
BEKÂRA ŞEKER BİLE VERMEDİLER
BU memlekette bekâra ev verilmez.
Buna aşinayız. Ama hiç bekâra şeker verilmediğini duydunuz mu?
1955 yılında İstanbul’da yaşayanların nüfus başına bir kilogram şeker alma hakkı vardı.
16 MART 1955
Şeker kağıtlarını muhtarlar veriyor, bu kağıtla da bakkallardan şeker satın alınıyordu. Ama şeker dağıtımında işler pek de yolunda gitmiyordu.
Birçok vatandaş şekere ulaşamıyor, bakkallar kimlere şeker satacaklarını bilemiyordu. Vatandaşlarla bakkallar arasında kavgalar çıkıyordu.
Bazı muhtarlar dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanvekili Fahrettin Kerim Gökay’ın “Bekârlara şeker yok” dediğini öne sürüyor, aile olmayanlara o kağıdı vermiyordu. Şikâyetlerin ulaştığı Hürriyet, Gökay’a bu durumu sordu.
Gökay, bunun asılsız olduğunu, “her vatandaşın tayin edilen istihkakını alacağını” söyledi.
Hürriyet de tarihe geçecek işte bu başlığı attı:
“Bekârlar da şeker alabilecek.”
Paylaş