Paylaş
Ama 1999 yılındaki bir hareket “Yok artık” dedirtecek cinstendi.
Türkiye 18 Nisan’daki çifte seçime hazırlanıyordu.
Hem milletvekilliği hem de yerel yönetimler için oy kullanacaktı seçmenler.
Adayların kesinleşmesinin yakınlaştığı günlerde Ankara’da Türk Hava Kurumu’na ait bir uçak havalandı.
Bilkent’in üzerine geldiğinde uçaktan çiçekler atılmaya başladı. Gökten yağan çiçek herkesi şaşkına çevirmişti. Bu çiçeklerin tek bir adresi vardı:
DYP Lideri Tansu Çiller.
Bu “jesti” yapan ise DYP’den Ankara milletvekilliği için aday adayı olan Kıvanç Özel’di.
Çiller’in evinin bulunduğu mahallenin üstünde, liderine çiçek yağdırıyordu.
ÇITAYI ÇOK YÜKSELTTİ
Özel’in bu hareketi, tebessümle karşılandı, siyaset dünyasında çok konuşuldu. Lidere yaranma çıtasını çok yükseltmişti Özel.
11 Şubat 1999’da Hürriyet’in manşetten verdiği haberde Özel şunları söylüyordu:
“Ben bu gülleri yalakalık yapmak için uçaktan atmadım. Değişik bir şeyler yapmak istedim. Böyle bir atraksiyon düşündüm, onun için yaptım. Takdir Genel Başkanımındır. Ne ses getirdi bilmem.”
Özel, “atraksiyon” yaparken yaşadığı güçlüğü de şöyle anlatıyordu:
“Gül atmakta güçlük çektik. Çünkü çok pahalı. O yüzden araya biraz kırçiçeği de koyduk. Uçağa ben de bindim. Koliyle çiçekleri ben attım. Hatta bir ara midem bulandı, biraz kustum. Başbakan olacağımı bilsem bir daha bu uçağa binmem.”
Uçaktan toplam 2 bin gül atıldı. Özel, “Tansu Hanım’a zarar verir” düşüncesiyle atılan güllerin dikenlerini de tek tek ayıklatmıştı.
Bu haberlerin ardından adaylıktan çekildi Özel. Haberlere sitem ediyordu:
“Ben daha fazla yıpranmak istemiyorum. Bu son yaşadıklarım biraz ağır oldu. İnsanların içine çıkamıyorum.”
UÇAKTAKİ TÜRK TARZAN
Ormanlar Kralı Tarzan’ın filmleri çok meşhurdur.
Hollywood Tarzanlarının yanı sıra bir çok ülkede “yerli Tarzan” filmleri çekildi.
Bizim topraklarımızın Tarzanlarından biri de Çetin Başaran’dı.
Uzun boyu, yapılı vücudu sayesinde Yeşilçam filmlerinde defalarca kötü adam oldu, dayak yedi. Birlikte 70’e yakın film çektiği Cüneyt Arkın’ın, “Ben seni dövmekten bıktım” diye espri yapmışlığı bile vardır.
“Türk Tarzanı” Başaran, 27 Nisan 1970’de bir film anlaşması için Almanya’ya gidiyordu. Yeşilköy Havalimanı’nda soyunan ve Tarzan kostümünü giyen Başaran gazetecilere poz veriyordu. Salonda bulunan Malezyalı genç kızlar ilgi gösterince onlarla da fotoğraf çektirdi. Başaran, uçağa da yolcuların şaşkın bakışları altında Tarzan kostümüyle bindi.
Gazetedeki fotoğrafında uçağın merdivenlerinde Tarzan narası atarken görülüyordu.
28 NİSAN 1970
KOPYALAR ERKEN ÖLÜR
Eski bin yılın son döneminde tüm dünyada en çok konuşulan konulardan biri “kopya koyun Dolly”ydi.
Dolly, İskoçya’da genetik kopyalama yöntemiyle klonlanmıştı. Yetişkin bir koyundan alınan hücreyi dışarıda bir yumurtayla dölleyerek yaratılmıştı.
Bilim dünyasında devrim olarak kabul ediliyordu.
Bu koyun, bir anda tüm dünyada herkesin tanıdığı bir şöhret haline geldi.
Koyunun isim annesi, göğüsleriyle ünlü, ABD’li country şarkıcısı Dolly Parton’dı. Gazetecilerin karşısına çıkarılan kopya koyun Dolly, onları da şaşırtmıştı.
Dolly’nin “bir top model gibi poz verdiğini” söylüyordu foto muhabirleri.
Genetik kopyalama sonraki yıllarda sıkça tartışıldı. Etik sorunlar gündeme geldi. Hâlâ bile tartışılıyor.
Dolly, 6 yaşındayken, 14 Şubat 2003’te aramızdan ayrıldı.
Onun erken ölümü bilim dünyasında tartışmalara neden oldu. Yetişkin bir hayvanın hücresinden kopyalandığı için “yaşlı doğduğu” iddia edilmişti.
16 ŞUBAT 2003
Kopyalama karşıtları, kendi tezlerinin doğrulandığını öne sürüyordu.
Bunlardan biri olan Prof. Rudolf Jaenisch, Dolly’nin ölümünün beklenen gelişme olduğunu söylüyor ve “Kopyalar erken ölür” kuralının doğrulandığını öne sürüyordu.
Paylaş