Paylaş
Ankara da Hollande’ın gelişinden memnun. Özellikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ziyarete büyük önem veriyor. Hollande’a Ankara’da ev sahipliği yapacak olan Gül, Fransız mevkidaşını İstanbul’da da yalnız bırakmayacak. Türkiye’ye 22 yıl aradan sonra yapılan gezinin önemini biliyor ve kusursuz geçmesi için özenle hazırlandı. İç politikadaki gelişmeler, yargı ve polis kadrolarındaki değişim, HSYK tartışmaları, AB’den kaygıyla izleniyor. Unutmamak gerekir ki, Ankara’nın ağzında, hala Sarkozy’nin 5 saatlik ziyaretinin ‘kekremsi’ tadı var. Ama Hollande, 2 yıldır “beyaz sayfa açalım” söylemini değiştirmeyerek bu tadı unutturmaya çalıştı. Ardından AB yolunda Fransa'nın, 22'inci faslın açılmasına verdiği destek adımları hızlandırdı.
Fransa tarafında da işler bir o kadar karışık. Bir tarafta Hollande’ın ‘sosyalist’ değil, ‘sosyal demokrat’ olduğunu açıklayarak ‘sorumluluk paktı’ adı altında açıkladığı yeni düzenlemeler kendi partisinden önemli isimler de dahil pek çok kesimde, “patronlara yaklaştığı” eleştirilerine hedef oldu. Diğer yandansa, Closer dergisinin ortaya çıkardığı yasak aşkının ardından yaşanan skandallar serisi, Hollande’ı zora soktu. Hatta bir ara Elysee diplomatları “bu geziyi iptal etmek daha mı doğru olur” sorusunu sordu. Ama ikili ilişkilerin günlük sorunlara heba edilemeyecek kadar ‘önemli’ olduğuna kanaat getirerek hızla ziyarete hazırlanıldı.
AB Desteği: Sonuçta her iki tarafta da esen fırtınalara rağmen ziyaret planlandı. Ama kimse Hollande’dan bu gezide ‘büyük ve önemli’ açıklamalarda bulunmamasını beklememeli. Sürpriz bir çıkış yapmayacak. “Diyaloğu ve gerekli işbirliğini yeniden tesis etmek için’ geldiği mesajını verecek. Avrupa Birliği yolunda yeni bir başlık desteği yok ancak ‘müzakerelere de engel olmayacaklarını’ söyleyecek.
Ekonomik ilişkiler: Ziyaretin kalbi ise ekonomik ilişkilerde yatıyor. Fransa, Türkiye’ye 6.4 milyar Euro (8’inci) değerinde ihracat, Türkiye’den de 5.9 milyar Euro ithalat yapıyor. Türkiye Fransa’nın dünyadaki 16’ıncı tedarikçisi durumunda. Fransa’nın, ABD, Çin, Rusya ve Japonya’dan sonra 5’inci önemli müşterisi. Sinop’ta Japon/Fransız ortaklığında yapılacak nükleer santral ihalesi son imza aşamasına geldi. Fransa bu imzaya büyük önem atfediyor. Dünyanın en önemli hızlı tren üreticilerinden olan Fransa, Ulaştırma Bakanlığı’nın hızlı tren ve demiryolları ihalesiyle de yakından ilgili.
Paris cinayeti, İnkar yasası, yargı reformu: Elbette hassas konular da ele alınacak. Özellikle Hollande’ın ‘Ermeni soykırımı inkar edilenlerin cezalandırılmasını’ içeren ve Anayasa Konseyi tarafından reddedilen yasayı farklı bir formülle (AB çerçeve kararının iç hukuka uygulanması) gündeme getirme isteği konuşulacak. Öldürülen meslektaşımız Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ile bir araya gelerek he Türkiye’yi kızdırmayacak, hem de geziyi Paris’te protesto eden Ermeni diasporasına göz kırpacak. Hollande, Türkiye’ye “2014’te biz Almanlarla 1. Dünya Savaşı üzerine bellek çalışması olacak bir dizi konferanslar vereceğiz. Belki Franko-Alman modeli, Türk-Ermeni hafıza çalışmasına da bir model olabilir” görüşünü ile getirecek.
Hollande’a Paris’te öldürülen 3 PKK’lı kadının failinin bulunması için Türk Hükümeti’ne çağrı yapması talebi de var. ‘Kadınlardan birini ben de tanıyordum’ diyen Hollande bu konuyu gündeme getirecek mi bunu göreceğiz. Fransa’da yürütülen soruşturmada Güney’in Türk istihbaratı için çalıştığını öne süren ses kayıtları inceleniyor. Hollande bu konuyu kapalı kapılar ardında ele alacak ama dışarıya ‘soruşturma sürüyor’ mesajını verecek.
Pınar Selek davası da gitmeden Hollande’a hatırlatıldı. Fransa’nın önemli aydınları Edgar Morin, Luc Boltanski, Annie Collovald gibi önemli isimler, Hollande’dan Pınar Selek’i sınırdışı etmemesi çağrısında bulundular. Pınar Selek’i Destek Komitesi ise Hollande’dan Ankara’ya gittiğinde, Pınar Selek’in ‘kesin beraatını istemesi’ çağrısı yaptı.
Bütün bu dosyalar Hollande’ın ekibi tarafından hazırlanırken Hollande, Hollanda ve Vatikan’a iki dış ziyaret gerçekleştirdi. Ama her yerde karşısına aldattığı sevgilisini durumuna ilişkin sorular çıkıyordu. Elysee Sarayı’na birlikte çıktığı sevgilisi Valerie Trierweiler’i 41 yaşındaki sinema oyuncusu Julie Gayet ile aldattığı ortaya çıkınca, Fransa’da iki haftadır “First lady kim” skandalı yaşanıyordu. İki aşk kaçamağı haberine Fransızlar umursamadı. Ancak Trierweiler kederinden hastaneye kaldırılınca konu dünya medyasında olay oldu. Fransız medyaları da tarihinde belki de ilk kez bu kadar özel yaşam alanına giren bir konuyla ilgili haber yaptı. Trierweier’in Türkiye’ye gelmeyeceği bir aydır belliydi. First lady Açlıkla Mücadele Derneği’nin Hindistan’daki toplantısını desteklemek için Bombay’a gidecekti. Trierweiler ayrılmak istemiyor, Hollande nasıl ayrılacağının planlarını yapıyordu. Ortak açıklama yaparak sorunsuz ayrılmayı Trierweiler kabul etmeyince, Hollande da Trierweiler’in Bombay’a first lady sıfatıyla gitmemesi için AFP aracılığı ile 8 yıllık ilişkisini tek taraflı olarak bitirdiğini açıkladı. Hollande ‘bekar adam’, Trierweiler ise ‘sıradan vatandaş’ statülerine geri dönüş yaptı.
İşte Hollande’ın Türkiye ziyaretini ‘eşsiz’ ve ‘tarihi’ kılan nedenler. Tarihi çünkü 22 yıl sonra atılan ilk ‘normalleşme adımı’, eşsiz çünkü, bir gün önce ayrıldığı eşi olmaksızın tek başına gelecek.
Paylaş