BENZİN fiyatları konusunda Guinness Rekorlar Kitabı’na girmemize az kaldı. Bir yıl içinde 18’inci zam ve bir litre benzin iki doları geçti.
Burada hazır fırsatını bulmuşken "Bravo ’zihniyet devrimcisi’ AKP hükümeti" deyip dalgamı geçmeyeceğim.
"Vergiler nedeniyle dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkesiyiz" geyiğini yapmayacağım.
"Türkiye’yi hükümetler değil benzin idare ediyor" ifadesini babamdan duyduğumda sanırım ilkokula gidiyordum.
Daha sonra da daha lisans eğitimim sırasında vergi hukuku, makro ve mikro iktisat derslerinde "talep esnekliği" ile "dolaylı vergi salma" arasında önemli bir bağlantı olduğunu öğrendim. Fiyatı artınca tüketimi azalacak mala devlet niye vergi koysun ki değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğundan bugüne hükümetler, her gelirden makul öçlülerde vergi alan, ilkokul mezununun bile kolayca anlayacağı, beyana dayalı "adil" bir vergi sistemi kuramadı.
Son AKP hükümeti de dahil. Hatta AKP hükümeti, AKP’nin oy tabanı daha fazla "kravatsız"çalıştığı için bu konuda daha da isteksiz davrandı.
Devlet giderlerini "dolaylı yoldan" karşılama kuralını değiştirmedi.
Anlayacağınız artan benzin fiyatına şaşırmaya gerek yok. Türkiye "dolaylı vergi cenneti" olarak geldi öyle de gidiyor.
Cola’lı içecekler pazarı yaklaşık 1 milyar dolar olduğuna göre devlete 200 milyon dolar da Cola içerek katkı yapıyoruz...
Peki niye devlet gazozdan, ayrandan, maden suyundan vergi almaz da Cola’dan yüzde 25 ÖTV alır. Cola içen lüks mü yaşamış oluyor? Ya da yüzde 25 üzerinde vergi olduğu zaman Cola tüketiminde bir azalma mı oluyor. Hayır olmuyor. Aynı benzin gibi...
Aristo mantığını kullanırsak, belki de benzin olmayınca araç, Cola içmeyince Türk insanı çalışmıyor!
Espriyi bir yana bırakırsak Cola vergisi niye var, emin olun anlamak mümkün değil. Türkiye’deki bir kuralı anımsadığımızda da artık böyle şeyleri anlamanın gereği kalmıyor.
Kural şu: Devlet tuttuğunu seviyor.Burada yıllar önce tuttuğu Colaseverler... Yarın bir bakarsınız Şıracıları tutmuş.Daha sonra Bozacıları...
Bir kere tuttu mu da kurtulabilirsen kurtul! Bizi bırakın devlet bile niye tuttuğunu unutuyor...
Sorun bakın devlete "Cola’dan niye ÖTV alıyorsunuz?" diye yanıt veren çıkacak mı?
Dolaylı verginin en büyük sakıncası, gereksiz, anlamsız hatta saçma vergiler salınması.. Namusuyla vergi ödeyeni iki kere vergilendirmesi...
Türkiye ne yapıp yapıp herkesin anlayacağı ve gönüllü olarak taşın altına elini koyacağı bir vergi sistemini yaratmak insanını vergi ödemesinin gerekliliği konusunda ikna etmek zorunda.
Eğer bu yapılmayacaksa vergi dairelerinin önündeki yazıları şu şekilde değiştirmekte fayda var: Dolaylı vergilendirilmiş kazanç kutsaldır!
Büyümek isteyenlere öneriler
DAHA önce de yazdım. Öğrencilerime derslerde "iş hayatı ile ilgili" mutlaka takip etmeleri gereken bir dergi listesi veriyorum.
Listede yabancı yayınlarda var yerli yayınlar da. Yabancıların başında The Economist, Fortune, Advertising Age, Harvard Business Review geliyor.
Yerlilerin başında ise Capital, Medicat, Marketing Türkiye, Business Week, Turkish Time. (Son zamanlarda da Referans Gazetesi’ni önermeye başladım. Eyüp Can Sağlık, Referans’ın "referans olma" çıtasını oldukça yükseltti).
Niye hálá "Capital" yerlilerin başında? Derginin içini biraz karıştırınca anlıyorsunuz. Derginin deneyimli Genel Yayın Yönetmeni Rauf Ateş, aylık ekonomi dergileri kategorisindeki büyük rekabete rağmen Capital’i "iş dünyasının değişen vizyonunun, sorunlarının, gelişmelerinin" tam göbeğinde tutmayı başarıyor.
Rauf Ateş’in kapital başarısını anlamak için de bence Hayat yayınlarından yeni çıkan "Şirket Doktoru" kitabını okumak gerekiyor.
Rauf Ateş "Şirket Doktoru" kitabında kendine her boyutta şirketlerden gelen 222 kritik soruya yanıt vermiş.
Sorular aile şirketi yönetiminden holding yönetimine, pazarlamadan girişimciliğe kadar geniş bir alanı kapsıyor.
Ateş, sorulara yanıt verirken sadece kendi bilgi ve deneyimiyle de sınırlı kalmamış, Al Ries, Costas Markides, Don Schultz, John Ward, Steve Rinkin, Jack Trout, Jagdish Sheth gibi dünya çapında gurulardan da görüşler almış. Bu görüşler kitabı okumayı oldukça keyifli ve yararlı hala getirmiş.
Büyümek isteyen her şirkete yukardaki dergiler ve Rauf Ateş’in yeni kitabı ısrarla önerilir.
Çekirgelik
Zamanı israf etmiyorsak her zaman yeterli zamanımız vardır