Amerikalıları sattık böyle oldu

GEÇEN cumartesi Dizimax’te sevdiğim dizi House’un 30’uncu bölümünü izliyorum. (İzlemeyenlere öneririm.

Çok hoş bir dizi. Dr. Gregory House insan ilşkileri çok iyi olmayan dahi bir doktor ve her dizide bir hastanın sorunlarını çözüyor ve bir takım hastane içi olaylar gerçekleşiyor)

"Mistake"
(Hata) isimli 30’uncu bölümde House’un hastanesinde Behçet hastası bir kadın Chase isimli doktorun ihmali sonucu ölüyor. Ölüm ilgili birimlerce araştırılıyor, genç Doktor Chase olayda ihmali var mı yok mu diye sürekli sorgulanıyor. Bu arada doktorladan biri başhekim Dr.House’ı hastane koridorlarında yakalıyor ve aralarında şu konuşma geçiyor:

- Sadece Chase’le mi görüşüyor yapıyor? Seninle görüşmüyor mu?

- Komite bana ne yapacak ki hastayı görmedim bile?

- İnsan ilişkilerini küçümsüyor olman seni temize çıkamaz. Tam aksine suçlu çıkarır. Raporları sen hazırlıyorsun. Chase’in yaptığı her şeyden sen sorumlusun.

- Bu yüzden benimle görüşmese de olur. Chase’i koruyarak beni de koruyor.

- Ya Chase’le anlaşıp seni satmasını sağlarsa. "Özür dilerim ama Dr. House kendi hastasına ilgi göstermedikten sonra ben ne yapayım? Hiçbirine ilgi göstermiyor zaten." derse.

- Chase hem beni sever hem de Türk değildir.

Dizi Amerika’nın en önemli kanallarından biri Fox’da yayınlanıyor ve dünyaya pazarlanıyor. "Mistake" isimli bölümün ilk yayın tarihi de çok yeni 29 Kasım 2005.

İmajımız nasıl ama? Tüm dünyaya "satan, kazık atan, güvenilmez" kişiler olarak tanıtılmak nasıl bir duygu uyandırdı sizde? Beni çok yaraladı. Neredeyse yeni bir küçük Midnigt Express vakası..

Gerçekten "satan, kazık atan, güvenilmez" insanlar mıyız? Hayır.

ABD Kurtlar Vadisi’ndeki gibi "şeytani" insanlardan oluşan bir ulus mu? Hayır.

Peki ne oluyor bize? Nereye varacak bu imaj dalaşının sonu?

Arabistan’da yaz tatiline ne dersiniz

ANIMSARSANIZ Turizm Bakanlığı’nın 2006 yılı Türkiye’nin tanıtım ihalesini Wunderman reklam ajansı kazandığını yazmıştım.

İlk başlarda da Wunderman’dan çıkan işler bazı taraflarca" beğenilmemişti. "Akdenizden de öte" sloganı da "Thomas Cook" seyahat acentasının reklamlarından esinlenme olduğu iddia edilmişti.

Wunderman da kendini "Kısa sürede istediler, sıkışık dönemde ancak bu kadar oldu", "Bizim sloganı anlamadılar" diye savunmuştu.

Öğrendiğime göre Bakanlık Türkiye’yi tanıtan bir reklam filmi için daha önce çalıştığı reklam ajanslarından çalışma istemiş.

Gelen çalışmalara bakarak da bu film için bir ajansla çalışmaya karar vermiş.

Sıkı durun şimdi..hangi ajans seçilmiş söylüyorum: Ddf. Yani geçen beş dönem Türkiye’nin tanıtımını yapan ajans.

Olacak iş değil. Madem reklam filmi için yine Ddf’le anlaşılacaktı,niye Ddf gibi beş yıldır Türkiye’nin tanıtım kurdu olmuş bir ajans bırakıldı?

Soruyu başka şekilde soralım. Madem Türkiye’yi tanıtan reklam filmini yapamayacaktı niye Wunderman’la anlaşıldı?

Diyeceksiniz ki "Turizm kan ağlıyor, Türkiye’nin imaj sorunu keşke bir filme bağlı olsa." Katılıyorum. Türkiye’nin imaj sorunu türbanlı Başbakan eşi sayesinde yüze katlandı.

Suudi Arabistan’da Flyair çalışanlarının yaşadığı "din polisi" rezaletini de okumuşsunuzdur. Şaşırmaya gerek Suudi Arabistan’da yaşanan dini baskıcı rejimin bir gerçeği. Bu gerçeği de dünya biliyor. Üstelik dünya artık Türkiye’yi iyice Arap ülkelerinden biri sanıyor.

Hem algısı "Arap" , hem de siyasi ve ekonomik çalkantılar içinde boğuluyormuş izlenimi veren böyle bir ülkede söyler misiniz kim tatil yapmak ister?

KimseÖO halde artık Türkiye kendini dışarıya daha iyi ifade etmek zorundaÖAma gelin görün ki Turizm Bakanlığı elindeki kuş kadar (yaklaşık 50 milyon euro) tanıtım bütçesini bile yerli yerinde harcayamıyor.

Turizm Bakanı’nın toplantılarda uyumasına asla takmıyorum. Nedense, yaptıkları ile bana "zeki ve farklı" bir beyin olduğu izlenimini veriyor. Konuşmacılar ve konular o kadar sıkıcı ki uyumakta da sonuna kadar haklıÖUyumasını çok da samimi buluyorum.

Hatta Atilla Koç’un bakanlığı Başbakan’la olan "tarikat içi din kardeşliğine " bağlasa da uyumasının bile farklı ve zeki bir beyin olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Ama anlamadığım şu Türkiye’nin tanıtımı konusunda hala niye ayakta uyutulduğu..Niye tanıtım konusuna bilimsel yaklaşamadığı.

Ha diyorsa ki gelecekte "Suudi Arabistan’ın en önemli turizm geliri gibi bizim de Hac ve Umre gelirimiz olur". Ona bir şey diyemem. Biz de hac ve umre yapacak malzeme olmadığına göre AKP Genel Merkezi’ne turlar düzenlemeyi düşünüyor herhalde!

Çekirgelik

Siyasetçiler tünelin ucunda ışık görününce daha fazla tünel ısmarlayan insanlardır

(J.Quinton)
Yazarın Tüm Yazıları