Dini açıdan yandaşlık ve iktidar

Haberin Devamı

YANDAŞLIKLA yanaşmalığın hükmü nedir, bu ikisine nasıl bakmak, ne şekilde yaklaşıp muamele etmek gerekir? Hayrettin Karaman, perşembe günü Yeni Şafak’taki yazısıyla esaslı bir giriş yaptı mevzuya. Zemin kaygandı, akademik bir zemine oturttu. Dil kaçamak ve kaypaktı; sarsılmaz kıstaslara vurdu, düz şerit üstünde yalpalamaları, zikzakları gösterdi.
Sonuç itibariyle...
Benim ‘yanaşma’ dediğim prototipten vebadan kaçar gibi kaçılması gerektiğine hükmetti.
Peki iktidar-yandaşlık ilişkisi nasıl olmalı? Hoca, bu ilişkinin ahlaki çerçevesini de çizdi, eleştirinin İslam anlayışındaki önemine dair güçlü, muhkem kanıtlar sundu.
Basiret bağlanmasına karşı... Eleştiri mekanizmasını iki uçtan da çalışır vaziyette tutmak bir tercih meselesi değil, kat’i bir emirmiş dinen, onu anladım.


* * *

Haberin Devamı


Bilmeyenler için; Hayrettin Karaman, İslam fıkhı dalında hocaların hocasıdır, İlahiyat camiasında ve muhafazakâr dünyada saygın bir din âlimidir. İlmi, adının önündeki profesör unvanından çok daha öndedir. İlmiyle amel edenlerden olduğu için de hem ilim hem amel sahipleri arasında sözünün ciddi tesiri, hatırı sayılır bir ağırlığı vardır.
AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği entelektüel desteğe kıymet biçmek zordur. Muhafazakâr siyasete teorik katkısı da inkâr edilemez.
Yani iktidar çevrelerinin de can kulağıyla dinlediği bir uyarıcı, bir kanaat önderidir. Hayrettin Hoca bir şey söylüyorsa boş değildir, yabana atılmaz.
İşte o Hayrettin Hoca, iktidara nadir uyarılarından birini yaptı. Benim yandaşlık ve yanaşmalık olarak tanımladığım hallere kendi tanımlarını getirdi.


* * *


Yazısının başlığı ‘Tenkit ve tavsiye’.
Bazı paragrafların sırasını değiştirip madde başlıkları da ekledikten sonra ben çekiliyorum aradan...
BAŞKA BİR GÖZLE YANDAŞLIK VE YANAŞMALIK:
“Güçlülerle temas halinde olan insanlar ikiye ayrılır:
1. Güçten ve güçlüden kendileri için istifade etmek maksadıyla onlara yaklaşanlar (talip olanlar).
2. Hiçbir menfaat beklemeden hakkı tavsiye ve yapılanları tenkit edenler. Bunlar güçlüye yakın olmak, onunla temas kurmak için meşru olmayan veya şerefli insanlara yakışmayan yollara ve aracılara tenezzül etmezler, güçlü isterse, onları arayıp bulursa, onlarla temas kurarsa vazifelerini yaparlar (bunlar talip değil, matlup olanlardır). Güçlü onları aramazsa, araya dalkavuk sineklerin ördüğü duvar girerse onlar yine vazifelerini yaparlar ama güçlünün kulağına, kafasına ve gönlüne ulaşamazlar.”
YANAŞMALIĞIN HÜKMÜ:
“Güç ve iktidar sahipleri ısrarla yanlarına sokulan, her dediklerini ve yaptıklarını onaylayan ve öven, bu arada yakınlıktan şahsı için çeşitli şekillerde faydalanan insanlardan vebadan kaçar gibi kaçmalıdırlar.”
İKTİDAR SAHİPLERİNE DÜŞEN:
“İnsanların çoğu nefs-i emmârenin etkisi altında oldukları için hakkı tavsiyeye -ki bunun içinde yapıcı tenkit de vardır- kolaylıkla tahammül edemezler. Şu halde hak karşılıklı olarak tavsiye edilecek ve tavsiyeye muhatap olanlar da sabır ve tahammül gösterecekler.”
ALLAH’IN EMRİ:
“Allah Teâlâ, iktidar sahiplerine istişareyi, idareyi danışarak yapmayı emrediyor. İktidarı ve gücü temsil edenlerin istişare edecekleri insanları iyi seçmek gibi bir yükümlülük ve sorumlulukları vardır. Gözden düşme, uzaklaştırılma, yıpratılma, dinlenmediği için nefsine ağır gelme gibi durum ve ihtimallere rağmen daima hakkı söyleyen ve hakta sebat edilmesini tavsiye eden danışmanlar seçilmelidir.”
KUDRETİ ELİNDE BULUNDURANLARIN AÇIKLAMA BORCU:
“Yönetici ve güç sahibi emin kimselerle danışma yaptıktan sonra onların veya bir kısmının tavsiyesine uymaz, diğer grubun veya kendinin içtihadını uygularsa buna hakkı olabilir, ama tercihinin gerekçesini açıklamakla yükümlüdür. “Size danıştım, ama ben tavsiyenize uymayacağım, kendi bildiğimi ve tercihimi uygulayacağım, bunun daha uygun (doğru, hak) olduğuna dair bir açıklama da yapmayacağım” diyemez; derse istişarenin manası kalmaz, danışılan kişilere de itibar edilmediği anlaşılır.”
NEFSE DİRENME SORUMLULUĞU:
“Allah müminlere dünyada ve ahirette başarılı olmanın dört sırrını açıklamış: İman, namaz (ibadet), hakkı tavsiye ve uygulama, sabrı (nefsin meşru olmayan meyillerine karşı direnmeyi) tavsiye ve uygulama. Başka söze ne hâcet!”

Haberin Devamı

Günün Haiku’su


KARNI şiş, ağzı kalabalık
Biraz yapışkan biraz vıcık
Uğursuzluk getirir
Okur dizesine örnek: Pireden geçer hıyarcıklı veba

Yazarın Tüm Yazıları