Yargı ve algı

Bu nedenle...

- Gözaltı gerekçelerinin dayanak noktaları net biçimde bilinmiyor.

- Soruşturma dosyasının tüm ayrıntıları bilinmiyor.

- Yargının itirazlara vereceği cevaplar bilinmiyor.

- Tek tek kişilerle ilgili suçlamaların detayları bilinmiyor.

*

Ama net olarak bilinen bir şey var:

*

Bu operasyon, “siyasi operasyon” algısına yol açıyor.

*

Algı böyle olunca da...

“Yargı bağımsızdır. Yargıya güvenilmeli. Yargı kimsenin emrinde değildir” türü yaklaşımlar, “siyasi operasyon algısı”nı dağıtmaya yetmiyor.

*

“Siyasi operasyon algısı”, siyasi iktidarın mücadele etmesi gereken bir algıdır.

Hem kendisi için hem taraftarları için hem de ülke için.

BEN AYNI YERDEYİM

İKİ gün önce yazdığım yazıda özetle şöyle demiştim:

*

“Bu iktidarın Ekrem’le, Mansur’la, Özgür’le uğraşmasına hiç gerek yok.

İktidarın özellikle bölgesel ve küresel açıdan avantajı büyük.

‘Terörsüz Türkiye’ hedefine yaklaşılması çok önemli.

Avrupa’nın son zamanlarda Türkiye’nin kapısını çalma ihtiyacı duyması çok önemli.

Kürt seçmenin olası yeni tercihleri çok önemli.

İktidarın ‘ekonomi’ dışında rakibi yok.

Ne diye Ekrem’le, Mansur’la, Özgür’le uğraşılır ki?”

*

İki gün önce yazdığım yazının özeti bu.

İmamoğlu ve ekibinin gözaltına alındığı gün de böyle düşünmeye devam ediyorum.

ALGI ÖYLE DİYE YARGI İŞİNİ YAPMAYACAK MI

“İMAMOĞLU operasyonu, siyasi operasyon olarak algılanıyor. Bu iktidar açısından tehlikeli” dendiğinde...

Bazıları haklı olarak şunları söylüyorlar:

*

Ne yani? Böyle bir algı ortaya çıkacak diye...

- Yargı işini yapmasın mı?

- Yolsuzluğun üzerine gitmesin mi?

- Terör bağlantılarının üzerine gitmesin mi?

- Bazıları dokunulmaz mı olsun?

* 

Hayır. Hayır. Hayır. Mesele bu değil.

Mesele şu:

*

İktidar, ortaya çıkan bu algıyla mücadele etmenin yollarını bulsun.

Bunun ne kadar zor olduğunun farkında olarak söylüyorum bunu.

İMAMOĞLU BUNU ÖNGÖRÜYORDU

- Çok acele etmesinden...

- Her geçen gün vites yükseltmesinden...

- Abartılı meydan okumalarından...

- “Her şeyi göze aldım” mesajını sıklıkla vermesinden...

- Bir an önce CHP’deki önseçimin tamamlamasını istemesinden...

- Parti çevresinde kendisine itiraz edecek kimse bırakmamasından...

- Kendisine bağlı bir medya ağı oluşturmasından...

Dünkü operasyonun...

Bangır bangır geldiğini öngördüğü açıkça anlaşılıyor.

AĞIR VE AHESTE OLUR DİYE DÜŞÜNMÜŞTÜM

BİR sabah Ekrem İmamoğlu ve çevresine yönelik büyük ve kapsamlı bir operasyon başlatılması şaşırttı beni.

Ben bu işin ağır ağır, aheste aheste gelişeceğini düşünüyordum.

*

- Önce çeperdekilere gidilirdi.

- Sonra dolaylı ilişki içindekilere.

- Ardından bazı belediye başkanları daha olaya dahil edilirdi.

- Onun ardından çelik çekirdeğe sıra gelirdi.

- Ve en sonunda da İmamoğlu’nun kendisine.

*

Tahmin ettiğim gibi olmadı.

Radikal, keskin, net, bir günde kesip atan bir operasyon tercih edildi.

*

Bu da operasyonun en şaşırtan yönü oldu.

DİPLOMA: SÜPER BAYAT HALE GELDİ

İKİ gün önce diploması iptal edildi İmamoğlu’nun.

Böylece herkes olayın tamamen diploma üzerinden yürüyeceğini tahmin etti.

Bir anda diploma, bir numaralı gündem haline geldi.

*

Hatta o kadar ki bazıları...

“Cumhurbaşkanlığı adaylığı için diploma şartı kaldırılsın, Erdoğan’ın da adaylığına geçit verilsin” falan türü pazarlıklara girişmeye başladılar bile.

Yani diploma için Ekrem İmamoğlu’na bir çıkış yolu aranıyordu.

*

İşte böyle bir ortamda “güm” diye geldi büyük gözaltı operasyonu.

Bu operasyonla birlikte...

Diploma işi, bayatın bayatı bir konu haline geldi. Turpun büyüğünün diploma olmadığı ortaya çıktı.

ÖZGÜR ÖZEL ÖNEMLİ AKTÖR OLACAK

EKREM İmamoğlu, CHP’nin egemen tek gücüydü.

Partiyi o yönetiyordu, partiyi o yönlendiriyordu.

Parti, tamamen onun siyasi kariyerine göre hareket ediyordu.

*

Özgür Özel ise...

Liderlik görevini İmamoğlu’na gönüllü olarak terk etmiş gibiydi.

İmamoğlu’nun bir adım gerisinde kalıyor, bundan da pek şikâyetçi değilmiş gibi bir imaj çiziyordu.

Sahayı İmamoğlu’na terk etmişti Özgür Özel.

İmamoğlu’nun önüne geçecek çıkışlar yapmıyordu.

Yani tablo şuydu:

Lider İmamoğlu’ydu, Genel Başkan Özgür Özel’di.

*

Gözaltı operasyonunun ardından...

Özgür Özel’in yeniden öne çıktığı, yeniden liderleşeceği, yeniden bağımsızlaşacağı bir süreç başlayacak gibi.

*

Hemen olmayacak bu tabii ki!

Özgür Özel, uzun bir süre yine İmamoğlu’na odaklı olacak.

Ama yavaş yavaş bağımsız bir lidere ve aktöre dönüştüğünü gözlemleyeceğiz.

MANSUR YAVAŞ İÇİN GÜZEL GÜNLER GELİYOR MU

DOĞRUDUR.

Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nun yedek adayıdır.

Bu olaylardan sonra gözlerin ona çevrilmesi beklenir.

Nitekim çevrildi de.

*

Ancak gözaltı operasyonu CHP çevrelerinde öyle büyük bir şok etkisi yaratmış durumda ki...

Bu şok etkisiyle partinin nasıl bir karar vereceği süper belirsiz bir hale geldi.

*

- CHP, bu saatten sonra kopuş stratejisine geçip radikal kararlar alabilir.

*

- CHP, bu saatten sonra “kimi aday gösterirsek kazanır” psikolojisine girebilir.

*

- CHP, bu saatten sonra Mansur Yavaş’a ihtiyaç duymadığını düşünebilir.

*

- CHP, bu saatten sonra tamamen İmamoğlu’nun talep ve arzuları doğrultusunda hareket edebilir.

VANDALLIK BÜYÜK HATA OLUR

VALİLİK, İstanbul’da güvenlik önlemleri aldı.

Buna rağmen sokakları hareketlendirmek isteyenler, çeşitli vandallıklara imza atmak isteyenler olabilir.

*

Her kim ki sokak hareketlerine, daha da fenası vandallıklara başvurursa...

CHP’ye ve İmamoğlu’na çok zarar verir.

Bizim ahali, gerekçesi ne olursa olsun...

Vandallık sevmez, sokaklarda polisle çatışılmasından hoşlanmaz, vandallıklara asla prim vermez.