Paylaş
- Ağır sorumluluğunun hep farkında.
- Türkiye’nin bütün kesimlerini sürece dahil etmek için çabalıyor.
- Kuşkusu olanların kuşkularını gidermeye hazır olduklarını söylüyor.
- “Çift dil yok, çift bayrak yok, yalanlara kanmayın” diyor.
- Toksik dilin bırakılması çağrısı yapıyor.
- Kendi cenahından gelen tepkileri bile göğüslüyor.
- Dili, üslubu hep nazik.
- Yaklaşımları hep kuşatıcı.
*
Bizler, yani barışı arzulayanlar, yani terörün son bulmasını isteyenler, yani silahların gömülmesini bekleyenler...
Sırrı Süreyya Önder’den razıyız.
BEŞİKTAŞ GÖZALTISINDA DA KIRMIZI KART HATIRLANDI
CHP Lideri Özgür Özel, şafak baskınıyla gözaltına alınan Beşiktaş Belediyesi Başkanı Rıza Akpolat için bir paylaşım yaptı.
Şu tür ifadelerle dopdolu bir paylaşım:
*
“Siyasallaşan adalet. / FETÖ yöntemleri. / İtibarsızlaştırma girişimleri. / Hukuksuzluk zinciri. / Başkanımızın yanındayız / Kumpası boşa düşüreceğiz.”
*
Paylaşımın altındaki yorumlara şöyle bir baktım.
Yorumların yüzde 88’inde şunlar vardı:
*
- Ne duruyorsun?
- Elini cebine atsana.
- Çıkarsana kırmızı kartını.
- Göster kırmızı kartı, işi bitir.
*
İletişimi yanlış kurgulanmış kampanyaların üç tane kötü huyu vardır:
BİR: Bir daha toparlanması asla mümkün olmaz. İKİ: Haklı / haksız her durumda o kampanya akla gelir. ÜÇ: Acımasız bir alaycılığın hep tam hedefi haline gelir.
BEŞİKTAŞ’TA BAKAN YARDIMCISININ KARDEŞİ DE GÖZALTINA ALINMIŞ
İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’ın kardeşi Ahmet Aktaş, Beşiktaş Belediyesi’ne yönelik operasyonda gözaltına alınmış.
*
Bir kez daha yazıyorum:
*
Rüşvet soruşturması kapsamında gözaltına alınanlar arasında İçişleri Bakan Yardımcısı Aktaş’ın kardeşi de varmış.
*
Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, konuyla ilgili olarak şöyle demiş:
*
“Operasyon kapsamında gözaltına alındığını sabah öğrendim. Muhtemelen oradaki bir işle ilgili gözaltına alındı. Soruşturma gizli olduğu için bizim de bilgimiz yok. Sonuçta kardeşim de olsa yanlış bir şey yapmışsa gereğinin yapılması lazım. Konu bundan ibaret. Belediye memuru bu çocuk. Orada attığı bir imzayla ilgili gözaltına alınmış olabilir. İçeriğini biz de bilmiyoruz.”
*
Helal olsun size Sayın Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş!
İşte devlet adamlığı budur. İşte adalet karşısında sergilenmesi gereken tutum budur.
CHP TABANI YÖNETİLEMEZ ANCAK İDARE EDİLİR
CHP tabanının...
- BİR KISMI çok sert muhalefet istiyor. BİR KISMI azıcık sert muhalefet istiyor.
- BİR KISMI İmamoğlu’nu başta görmeyi arzuluyor. BİR KISMI Mansur Yavaş’ı başta görmeyi arzuluyor.
- BİR KISMI “ne yapın yapın oyları arttırın” diye feryat ediyor. BİR KISMI “fazla açılmayın” diyor.
- BİR KISMI Atatürk dışında bir çıkış bulamıyor. BİR KISMI azıcık liberallikten zarar gelmez fikrinde.
- BİR KISMI Özgür Özel’i “bizi birinci parti yaptı” diye övüyor. BİR KISMI Kemal Kılıçdaroğlu’nu arzuluyor.
- BİR KISMI Kürt oyları kaybedilecek diye korkuyor. BİR KISMI İmralı sürecine şiddetle itiraz ediyor.
- BİR KISMI bütün muhalefetin birleşmesini istiyor. BİR KISMI Davutoğlu / Babacan ikilisini istemiyor.
*
CHP’nin başında Tayyip Erdoğan olsa...
Özgür Özel’den daha başarılı olamaz.
EZGİ MOLA’NIN OH OH DEMESİ
Sosyal medyada paylaşım yapan ünlülerimizin geliştirdiği bir anlayış var:
- Her paylaşımda ille de inceden kafa bulunacak.
- Her paylaşımda ille de araya bir espricik sıkıştırılacak.
- Her paylaşımda ille de sevimli bir küstahlık yapılacak.
- Her paylaşımda ille de pervasız bir eda takınılacak.
*
Oysa bazı olaylar...
Kafa bulmayı, espri patlatmayı, sevimli küstahlığı, pervasız edayı kaldırmaz.
Örnek: Ayşe Barım olayı.
*
Ezgi Mola, işte bu inceliğin zerre kadar farkında olmamanın kurbanı oldu.
Ayşe Barım’ın odakta olduğu tartışmalar devam ederken bir paylaşım yaptı.
*
Rahat bir karavan, rahat bir oturuş ve rahat bir eda fotoğrafının altına “Oh oh dökün taşlarınızı” diye yazdı Ezgi Mola.
*
Espri, mavra, küstahlık, pervasızlık merakı öyle belalı bir meraktır ki...
20 yılda oluşturulan sempatik imaj, otuz saniyede tuzla buz olabilir.
EZİK SÖZCÜĞÜNÜN SÖZLÜKTEKİ KARŞILIĞI
Hakan Fidan’ın Fransa için “Avrupa’daki küçük bir ülke” demesi, Fransa’ya pek dokunmadı ama içimizden bazılarına acayip dokundu.
“Fransa şöyle büyük, Fransa şöyle güçlü” falan diyorlar.
Ardından da Türkiye’nin ne kadar da aciz olduğunu anlatıyorlar.
*
Sözlükler, “ezik” sözcüğünün karşılığı olarak bu örnek olayı gösterseler...
Sözcüğün anlaşılmaz hiçbir tarafı kalmaz.
BAKAN KACIR’IN KIRMIZI KART OLAYINI GOLE ÇEVİRMESİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, eline almış Milli Muharip Uçağı KAAN’ın bilgisayar kartını.
Özgür Özel’e şöyle seslenmiş:
*
“Bak, kart görmek istiyorsan bugünün Türkiye’sinin kartı budur. Bu kart, Türkiye’nin kendi mühendislerinin geliştirdiği 5. Nesil Milli Muharip Uçağı KAAN’ın bilgisayarının kartı. Bu kartın kilogram değeri 70 bin dolar.”
*
İktidar kanadının kırmızı kartla ilgili attığı ilk gol bu oldu.
Paylaş